Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2022/427 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/906 Esas
KARAR NO: 2022/349
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15.12.2015
KARAR TARİHİ : 19.04.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile —- tarihinden geçerli olmak üzere — imzalandığını, devir ücreti —– peşinat olarak yatırılması, peşinat yatırıldıktan sonra sözleşmelerin imzalanacağı taraflara bildirildiği, karşı taraftan şirket personeli —– ayrı iban hesabına peşinatların yatırılmasını istediğini, ve ödenmesi gereken tutarların bir kağıda yazılıp davacıya verildiğini, —- davalı olan ———- tutarlı çek ödemelerinin yapılmasını istediğini,—- tarafından ciro edilmeksizin davalı —– teslim ile zilyetliği devredildiği, ve davalı bu şirketçe muhatap bankaya ibrazla teslim edildiğini, işletmenin devri sırasında işletmede mevcut olup bizzat davalı tarafından kullanılagelen ekipman ve demirbaşlarla faaliyet gösteren de —- olduğunu, davacının—- bir ilişkisinin mevcut olmadığını, davalının kendilerine —– numaralarda faturalar kestiğini ve ——- bulunduğu için davacının bunu fark etmediğini, davacıyla davalı arasında bir sözleşme olmamasına rağmen havale bedeli de—- devir ücreti olarak yapıldığını iddia ettiğini, —– adet ggki ciro ederek davalıya teslim ettiğini, adı geçen şirketin cirosu bulunmaksızın zilyetliğini davalıya devrettiği, —— tutarlı çeklerin davalı hiçbir haklı sebep bulunmalmaksızın muhatâp bankaya ibrazla tahsil etmesi sonucu oluşan sebepsiz zenginleşme tutarırnın ,bu konudaki fazlaya dair ve sair tüm talep ve dava hakları saklı tutularak davacıya sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı, davacının iddialarına istinaden davacının kendisine ödemeyle ilgili bir yazı verildiğini söylediğini, ——– adına ödemelerin yapılacağını bildiğini, taraflar arasında mutabakata varıldığını, bu durumda —— bahsedilemeyeceğini, ilgili faturaları kabul edip,gider olarak kullandıktan sonra faturayı kabul etmemesinin bir değeri olmadığını, yapılan havalenin davalıya yapıldığında banka havalelerinde, havale yapılan ismin doğrulandıktan sonra havalenin gerçekleştiğini, yoksa havalenin banka tarafından iade edildiğini, bu nedenle davalının havaleyi de kime yaptığını bildiğini,——-yapılan sözleşmeden—— gibi bir zamandan sonra davacının faturaları, çekleri inkar etmesinin kabule şayan olmadığını iddia etmiş, davacının alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını ve bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız olarak davalıya ödendiği iddia olunan bedelin, iadesi istemine ilişkin açılan alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları, davaya konu çeklere ilişkin — kayıtları, taraf şirketlere ait ——- kayıtları,— celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında——-olan davalarda yargılama usulü basit yargılama usulüne dönüşmekle, basit yargılama usulüne geçilerek yargılama sonlandırılmıştır.
—–müzekkereye verilen —– tarihli müzekkere cevabının incelenmesinde, keşidecisinin —- numaralı hesabın sahibi dava dışı —–bedelli toplam beş adet çekin dava dışı—– sırasıyla davacı şirkete cirolandığı ve vade tarihlerinde çekin davalı şirket tarafından ibrazı ile ödendiği anlaşılmıştır.
—–incelenmesinde, davacısının dosyamız davacısı —-davalısının ise dava dışı —-olduğu, davanın hukuki niteliğinin taraflar arasında akdedilen ——– haklı nedenle feshedildiğinden bahisle davacının, davalının sözleşmeyi ihlali nedeniyle uğradığı sözleşmeler kurulurken yapmış olduğu müspet zarar ile sözleşmenin bakiye süresinde mahrum kaldığı karın tazminine yönelik tazminat ve taraflar arasında akdedilmiş alt kira sözleşmesi uyarınca fazla ödenen kira bedelinin iadesine yönelik alacak davası olduğu, mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde, davacının —– feshinin haklı olmadığı, bu bağlamda davalı taraftan müspet yada menfi zarar talebinde bulunamayacağı, yine bakiye sözleşme süresi için ödemiş olduğu ——- bedelini talep edemeyeceği, davacı tarafça bireysel anlaşma uyarınca davalı tarafından fazla tahsil edildiği ileri sürülen kira bedelleri yönünden davacı taraflar arasında akdedilen yazılı kira sözleşmesinde belirtilen kira bedelinin, sonradan değiştirildiğine yönelik iddiasını ispatlayamadığından ve mevcut yazılı kira sözleşmesi uyarınca davalı tarafça tahsil edilen kira bedellerinin de sözleşmeye uygun olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle açılan davanın reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının akabinde, taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları ile toplanan tüm deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı —bulunduğundan öncelikle —–Mahkemesine talimat yazılarak davalı şirketin ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen bila tarihli talimat raporunda özetle, ”Davalının —- yazılı tasdik ettirilmesi zorunlu defterlerden olup, —– Maddelerinde belirtildiği süre ve şekil dikkate alındığında açılış tasdikleri zamanında yapıldığı, davalı firmaya ait — yevmiye defterlerinin ——- hükmü gereğince yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yapıldığı, ticari defterlerinin, yürürlükte bulunan muhasebe sistemi genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulduğu, davalının davacıya kesmiş olduğu —– adet fatura davalının defter kayıtlarında mevcut olduğu, davacının davalıya kesmiş olduğu —— çekin davalının defter kayıtlarında olduğu ve vadeleri geldiğinde davalının banka hesaplarından tahsil edilip muhasebe kayıtlarının yapıldığı, davacının göndermiş olduğu — muhasebe kayıtlarında olduğu, davacının takip edildiği —– tarihinde bakiyesinin olmadığı, davacının davalıyla olan cari hareketi —- yılında kapatıldığından —yılına devir olan bakiyesi bulunmadığı,——— yılına da devir bakiyesi olmadığı ” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Ticari davalarda taraf defterlerinin karşılıklı incelenmesi esas olup, davacı şirket ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde alınan talimat rapora ile de karşılaştırılarak inceleme yapılması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından — tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen —- tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, ” Davacı şirket tarafından ibraz edilen—-göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından ——-olduğu, davacı şirketin davalı şirket ile olan ticari münasebe—— kayıtları incelendiğinde, davacı şirket tarafından davalı şirkete — tarihinde — yevmiye maddesi ile— havale yapıldığı, —- tarihinde —- bedelli —-verildiği, davalı şirketin ise davacı şirkete —— bedelli faturaları düzenlediği, davacı şirketin davalı şirket tarafından düzenlenen faturaları ticari defterine kayıt ettiği————– beyan ettiği, ilerleyen izleyen yıllarda da davalı şirkete herhangi bir iade faturası düzenlemediği, dava dosyasına ibraz edilen ve davalı şirketin ticari defter kayıtlarını inceleyen bilirkişi raporu incelendiğinde tarafların ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, birbirleri ile örtüştüğü, davacı tarafın dava dışı——— imzaladığı sözleşme kapsamında kararlaştırılan edimlerin yine bu firma tarafından gerçekleştirildiği anlaşıldığı, ancak ödemenin başka bir şirkete yapılması konusunda davacının itirazlarının toplandığı, aynı ——bulunan şirketler arasında bu tür hizmet verme ve fatura düzenleme konusunda farklı uygulamalar görüldüğü, sözleşme kapsamında yerine getirilen edime itirazın olmadığı ve düzenlenen faturaları itirazsız kabul ettiği görünen davacının, davalı şirkete karşı sebepsiz zenginleşme gerekçesi ile talepte bulunamayacağı, ayrıca, —- ilgilendiren bir hususu da vurgulamakta fayda bulunduğu, huzurdaki davada, davacı yan, —- ile cirolayan şirket olduğu, bir çek, beyaz ciro ile devredildikten sonra, söz konusu çek artık “bir hamiline yazılı kıymetli evrak” gibi tedavül edebilme kabiliyeti kazandığı nitekim TTK 684 /2/c’de —-ise hamil; c) —–doldurmaksızın ve poliçeyi tekrar ciro etmeksizin poliçeyi başka bir kişiye verebilir” düzenlemesi bulunduğu, kural olarak, beyaz ciro ile şeklen geçerli bir ciro yapan cirantanın çek hâmiline karşı sorumlu olması TTK 685/1’in gereği olduğu, takdiri tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, mahkememiz denetimine açık ve uyuşmazlığın çözümü için elverişli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından iş bu davada davalı ile arasında hiçbir ticari ilişki bulunmamasına rağmen dava dışı —- tarihli —– bu sözleşmeye ilişkin özel koşullar ve alt kira sözleşmesi kapsamında devir bedeli olarak kararlaştırılan — bedelin ——– olan beş adet çek ile yapıldığını ancak çeklerin davalı tarafından bankaya ibraz ile tahsil edildiğini, yine — havale ile davalı hesabına ödendiğini, davalı tarafından düzenlenen—— bedelli faturaların hileli hareketlerle davacı şirketin muhasebesine intikal ettirildiğini iddia ederek, davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle ödenen —- iadesi talep edilmektedir. Öncelikle davacı tarafında kabulünde olduğu ve dava dilekçesi ekinde de sunulduğu üzere kararlaştırılan —— davalı şirket hesabına ödenmesi hususunda anlaşıldığı, nitekim bu durumdan davacı şirketin haberdar olduğunun dava dilekçesi içeriğinden anlaşıldığı ve davacının anlaşmaya uygun olarak belirtilen hesaplara havale yaptığı, bakiye bedelin ise beş adet çek ile toplam—- olarak davacı şirketin müdürünün annesi —tarafından davacı ———– akabinde davacı şirkete keşide edilen çek ile ödendiği hususu sabittir. Davacı tarafça işlem anında ödemelerin bir kısmının davalı şirkete, bir kısmının ise dava dışı şirkete yapılacağının bilindiği sabit olup, incelenen her iki şirketin ticari defter ve kayıtlarında da , gerek gönderilen havalelerin gerekse davalı şirket tarafından kesilen faturaların kayıtlı olması davacı tarafından faturaların —– —bulunması, tarafların ticari kayıtlarının bütünlük arz etmesi göz önüne alındığında basiretli bir tacir gibi davranması esas olan davacının hileli hareketlerle kendisinin kandırıldığını iddiası dosya kapsamı ile ispata muhtaç olduğu gibi bu iddianın ileri sürmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Yine davacı tarafından kararlaştırılan bedel tutarında ödeme yapılmış olup fazladan bir bedel ödendiği iddiası da mevcut değildir. Diğer bir deyişle davacı taraf davalı şirkete yapmış olduğu bedel tutarında ayrıca dava dışı ———de bir ödeme yaptığını ileri sürmemektedir, böyle bir iddiası yoktur. Hal böyle olunca kararlaştırılan bedelin kararlaştırıldığı şekilde ödeme yapan davacının , sebepsiz zenginleşildiğine ilişkin iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olup açıklanan gerekçeler ile açılan davanın reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE;
2-Karar harcı 80,70-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.415,50-TL harcın mahsubu ile artan 3.334,8‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri 70,30-TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 22.450,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19.04.2022