Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/433 E. 2023/50 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/433 Esas
KARAR NO : 2023/50

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacının —– davalı sigorta tarafından sigorta ettirilen, ruhsat sahibi davalı — aracın sürücüsü davalı —- sebebiyet verdiği kazada hayatını kaybettiği, — hakimiyetinde bulunan — —kapsamında davalı — tarafından sigortalandığı, davalı —– ilamıyla mahkumiyet kararı verildiği, davacı murisi — serbest çalışmakta olduğu, ölüm olgusu çerçevesinde, davacının — alan sıfatıyla maddi düzlemede esaslı oranda zarar ve ziyana düştüğü aşikâr olduğu, davacı hakkında kaza sebebiyle desteğin kaybından doğan esaslı zarar ve ziyan husule gelmiştir ve geleceği, davacı eşinden ayrılmış olup müvekkil annesiyle yaşamaktayken elim olay meydana geldiği, ülkemiz ve bölgenin örf ve adeti gereği çocukların annelere destek olduğu bilinen bir gerçek olduğu, müteveffa tek başına çalışarak kendisinin ve annesinin geçimini sağladığı, kazanın meydana gelmesinden sonra davalı —-yaptığımız —– kapsamında davacıya kısmi ödeme yapıldığı, fakat söz konusu ölüm dolayısıyla yapılan ödeme müvekkilin zararını tazmininden çok uzak kaldığı davacı ömür boyunca müteveffanın desteğini alacağı kuşkusuz olduğu, davacı davalı tarafça ödenen tutar destekten yoksun kalma tazminatı müvekkilimin zararını karşılamaktan çok uzak olduğu, davacı ölenin annesi olduğu, davacı oğlunu genç yaşta yaşta yitirmiş, büyük acı yaşamış ve kendini bakıp gözeten oğlunun manevi desteğinden yoksun kaldığı, maddi tazminat hesaplarındaki yetersiz ve kısıtlı kurallar yüzünden tatmin edici bir sonuç alınamaması nedeniyle manevi tazminatın “telafi edici ve caydırıcı” unsurları da gözetilerek müvekkil için 100.000 TL. manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, davacının cenaze, nakil, defin ve taziye harcamaları için toplam 15.000 TL.’nin olay tarihinden işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikle davalılardan tahsiline, davacının—– tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile (davalı sigorta hariç, davalı —–aleyhine) tahsiline, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik —– yoksun kalma tazminatına, kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, olay tarihinden itibaren işleyecek en —- faizi ile birlikte destekten yoksun kalma tazminatı ve defin giderleri alacağından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, ve davalı sigortanın tarafımıza ödemiş olduğu tutarların alacağımızdan mahsubuna, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

SAVUNMA: Davalı —- vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi olan — zilyetliği ve sorumluluğu ——- kazası meydana gelmiş olup, bu trafik kazası nedeniyle açılmış olunan ve tarafımızın davalı olarak gösterildiği işbu davayı pasif husumet yokluğu nedeniyle kabul etmemiz mümkün olmadığı, — aracın işleteni olmadığından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, tarafımıza yöneltilen ve davalı taraf olduğumuz sayın mahkemenizin işbu dosyasında , 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu’nun 114. maddesi 1. fıkrası d bendine göre müvekkil taraf ehliyetine sahip olmadığından pasif husumet yokluğu mevcut olduğu, bu nedenle hmk 115. madde 2. fıkrasına göre dava şartı olan pasif husumet yokluğundan işbu davanın müvekkil şirket açısından usulden reddi gerektiği, buna göre meydana gelen olayın müvekkile ait araçtaki bir bozukluktan kaynaklanmadığı , trafik kazasının meydana gelmesinde müteveffanın ağır kusurunun olduğunun kuvvetle muhtemel olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı açısından husumetin oluşmadığı açıktır. Bu nedenle müvekkil açısından pasif husumet yokluğu itirazımızı tekrar ettiği, manevi zararın para ile tazmin ve telafisi, hiç bir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemesi gerektiği,—- Dairelerinin yerleşik içtihatları göz önünde bulundurulduğunda, manevi tazminatın miktarı bir tarafın zararına ve diğer tarafın zenginleşmesine neden olmamalı bununla birlikte manevi tazminatın amacı zarar uğrayanda huzur duygusu uyandırmak olup, miktarın belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken —- dikkat edilmesi gerektiği, davacının manevi tazminat talepleri günümüz şartlarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve kazadan sonra meydana geldiği iddia olunan maluliyete uygun olmadığı, davalınn bir kusur izafesi halinde bile istenilen tazminat miktarı fahiş ve nedensiz zenginleşme niteliğinde olduğu, tarafların kusur oranı, davacıların ve ölenin yaşları, ekonomik sosyal durumları, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksek düzeyde olup, hükmedilen manevi tazminatlardan bir miktar indirim yapılarak karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat isteminin fahiş ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikte olmaması gerektiğini belirttiği, davalı —destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiş olup davalı ——– şirketinden dekontun celbini talep ettiği, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın müvekkil yönünden reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —– vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; dosyada davalı—— vekili olarak vekaletname sunduğu, öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, çünkü davalı ——- olduğu, diğer davalının adresi de —– olduğu, bu nedenle —- dosyaya bakma yetkisine sahip olmadığı, yetki itirazında bulunuyor ve yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiği, mahkeme tarafından yetki itirazımız kabul edilmediği taktirde davacının sigorta tarafından ödeme yapılıp ibraname alındığı, ölenin davacıya destek olma durumu da zaten söz konusu olmadığı, böyle olduğu halde sigorta tarafından kendisine yeterince tazminat ödendiği, bu nedenle davacının maddi tazminat talep etme hakkı bulunmadığı, açılan dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı alması gereken destekten yoksun kalma tazminatını aldığı, bu nedenle de davanın reddine dair karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı — vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; — karışan araç müvekkil şirkete.— geçerli olmak üzere ——-olduğu, işbu poliçeden dolayı sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 165.410,78-TL ile sınırlı olduğu, poliçe limitini bildirmesi davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığı, poliçeye müstenit müşterek muüteselsil sorumluluğumuz poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağı, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığı, hiçbir surette işbu davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla;, —sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sıgorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlanacağı, hasardan yapılan ödemeye ilişkin beyan yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamaları Türk Borçlar Karunu hükümlerine göre olmadığı, davalı şirket tarafından davacı vekili tarafından yapılan başvuru üzerine başvuru sahibi için başvuran – vekiline —- kalma tazminatı ödemesi yapıldığı, davacı şirket tarafından yapılan ödemeye esas hesaplama, kaza tarihi itibariyle karayolları —– kullanılarak yapılmış olup, eksik bir ödeme söz konusu olmadığı, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiği, bu suretle dosyanın kusur bilirkişisine verilmesini talep ettiği, cenaze ve giderleri müteveffanın anne ve babası tarafından yapılmak zorunda olmayıp, terekeden karşılanmış veya müteveffanın başka bir yakını tarafından yapılmış olabilir. müteveffanın babası olan başvuran tarafından cenaze ve defin giderlerinin yapıldığının ispatlanması gerektiği, başvuranlar tarafından talep edilmiş olan manevi tazminat talebi teminat dışı olup, müvekkil şirketin manevi tazminat açısından sorumluluğu bulunmadığı, açıklanan nedenlerle —– aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası sonrası davacının eşinin vefat etmesi sonucu açılan davacının destekten yoksun kalma, cenaze ve defin giderleri ile manevi tazminat talebine ilişkin açılan tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında 01/07/2017 tarihinde meydana ——– kazasında davacının desteği —- vefat etmesi nedeniyle davacının müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadığı, müteveffanın davacıya destek olup olmadığı, davalıların davacının zararından yapılan ödemenin üzerinde sorumlu olup olmadıkları, müteveffanın müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, kazaya karışan tüm araçların kusur oranları, davacıların cenaze ve defin masrafına ilişkin zararının bulunup bulunmadığı ve davacılar uhtesinde oluşan manevi zararın tazminat miktarının mahkemece belirlenmesi hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu kaza nedeniyle başlatılan soruşturma sonrası davalı——sayılı dava dosyasında sanık ——- hakkında ” 3 Yıl 4 Ay Hapis Cezası İle Cezalandırılmasına ” dair karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu —-plaka sayılı aracın —- poliçesinin ve hasar dosyasının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Davacı ve davalı — ile —– hakkında ilgili —– müzekkerelerin yazılarak — ekonomik durum araştırma raporlarının düzenlenip mahkememiz dosyasına alındığı görülmüştür.
—– müzekkere yazılarak davacının eşi——– kaza nedeniyle vefat ettiği, cenaze ve defin işlemleri için düzenlenen tören ve etkinliklere ilişkin masraf harcamalarının vefat tarihi itibariyle ortalama ne olduğu hususunda mahkememize bilgi verilmesinin istenildiği, mahkememize gönderilen müzekkere cevabında; günlük cenaze defin işlemlerinden herhangi bir ücret alınmadığı, ayrıca günlük cenaze definlerinde mezar yeri, — —–tarafından ücretsiz karşılandığının mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 23/02/2021 tarihli ara kararı gereği —- gönderilerek, davaya konu kaza sebebiyle kazaya karışan tarafların — kusur oranlarının tespiti ile rapor tanzim edilmesinin istenilmesine dair karar verildiği, —— %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapora ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememiz kusur raporu sonrası dosyanın aktüer bilirkişi niteliği bulunan bir uzman bilirkişi tevdii edilerek davacının davaya konu olay nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyecekleri, edebilecekler ise hangi miktarda talep edebilecekleri konusunda dosyada toplanan tüm deliller ışığında ayrıntılı gerekçeli denetime elverişli ve hüküm kurmaya uygun rapor alınmasına dair karar verildiği, Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 09/06/2022 tarihli raporda özetle; ödeme tarihindekl verilere göre yapılan incelemede davacı ——— yapılan ödeme ile davacının maddi zarar’ının %96 oranında karşılandığı, bu durumda yapılan ödemenin yeterli olduğu kanaatine varıldığı, mahkemece davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğunun kabulü halinde ve o takdirde davacı —– güncel verilere göre hesaplanan ve talep edebileceği maddi zararının 41.350,38 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı ———yönünden —-kısmi ödeme tarihi; davalı sürücü yönünden ise —- kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, —— edebilereği cenazw ve defin giderinin bulunmadığına dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasında davalı—babasına ait olan ———- getirmek için emanet olarak aldığı—-plaka sayılı araç ile yanında yeğeni —- birlikte yola çıktıkları, aracın ön tarafında —– kenarında bulunduğu, aracın motorunun hararet yapması sebebiyle iki —– verikleri, —- mevkiine yaklaştıkları sırada aracın frenlerinin tutmadığı, bunun neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybettiği, aracın gidiş istikametine göre yolun sağında yol kenarında bulunan —- çarptıktan sonra kamyonun sağ tarafına devrilerek — sürüklendikten sonra yaklaşık 50 cm derinliğinde olan hendeğin içinde durması sonucu trafik kazasının meydana geldiği, müteveffa—- yanında oturduğu ve kazanın olacağını anlayarak kapıyı açıp araçtan atladığı, kamyonun sağ yanı ile —- altında kalarak olay yerinde hayatını kaybettiği, daval—hakkında taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verme suçundan kamu davasının açıldığı, yapılan yargılamada sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, dosyanın istinaf edilmesi üzerine —- ilamı ile düzelterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, maddi vakanın böylece kesinleştiği, istinaf incelemesi öncesinde mahkememizce de dosya —-incelemesi yaptırılmış olup sanığın asli ve tam kusurlu, müteveffanın ise kusursuz olduğuna dair rapor düzenlenmiş, mahkememizce olayın oluş şekli gözönüne alınarak davalı —– oluşumunda asli kusurlu olduğu, müteveffanın ise meydana gelen trafik kazasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı ancak ölümünde araçla intikal esnasında emniyet kemeri takmaması ve araç devrilmeden hemen önce kendi inisiatifi ile aracın kapısını açarak hareket halindeki araçtan atlaması ile aracın kasasının altında kalması olayında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının talebi müteveffanın ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma ve cenaze-defin zararının tazminine yönelik olup yapılan yargılamada dosyadaki ödeme makbuzundan davalı sigorta şirketi tarafından hak sahibi —-tarihinde — kararında ve bu husustaki yerleşik içtihatlarında “Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılar; ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın ——– gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir” şeklindedir. Ödeme tarihindekl verilere göre yapılan incelemede davacı —- ödeme ile davacının maddi zararının %96 oranında karşılandığı, bu durumda yapılan ödemenin yeterli olduğu, hesaplanan tutarlar arasında fahiş fark olmadığı —– anlaşılmakla destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının cenaze ve defin giderlerine iliişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği ve ölenin yakınlarının isteğine bağlı olarak yapılan giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin — uygulaması da göz önünden bulundurularak; cenazenin defnedilmesi için yapılması— içeren bedelin hüküm altına alınması gerektiği, yine—cevabı nazara alınarak davanın talep edebilereği cenaze ve defin giderinin bulunmadığı — anlaşılmakla talebin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından ise gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. — 7/7 sayılı —- takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Tüm dosya kapsamı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın oluş şekli, olay tarihi, olay sebebiyle davacının duyduğu elem ve üzüntü dikkate alınarak, davacı lehine hakkaniyete uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının destekten yoksun kalma bakiye tazminat talebi ile cenaze ve defin giderlerine ilişkin talebinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 2.732,40-TL harcın davacı tarafça başlangıçta mahsup edilen 293,74-TL ve sonradan alınan 137,82-TL harcın mahsubu ile kalan 2.300,84-TL harcın davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 293,74-TL ve sonradan yatırılan 137,82-TL harç olmak üzere toplam 431,56-TL harcın davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca — arabuluculuk ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — nispi vekalet ücretinin davalılar — alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen tazminat talebi yönünden avukatlık —-tarifesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılar —- —- verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 186,25-TL posta ve tebligat gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.240,65‬-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 397,10-TL sinin davalılar—- alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.