Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2021/913 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/417 Esas
KARAR NO: 2021/913
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/09/2020
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——— birçok yerinde bulunan çeşitli işyerlerine —– olduğunu, davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki gereği satımın gerçekleştğini, bunun sonucunda müvekkilinin davalı şirkete —– fatura düzenleyerek gönderdiğini, davalı şirketin söz konusu fatura alacaklarını ödemediğini, bunun üzerine taraflarınca —— dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı şirketin —- günlük yasal süre içerisinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin tamamen kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini, müvekkiline böyle bir borcu olmadığını ileri sürdüğünü, söz konusu itirazın iptali ve takibin devamını sağlamak amacıyla taraflarınca dava şartı arabuluculuk yoluna gidildiğini, anlaşma sağlanamadığını belirterek, davalarının kabulü ile davalı şirketin takibe vaki itirazının iptaline ve icra takibinin devamına, davalının itirazı kötüniyetli olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan almış olduğu mal karşılığında —- çek verdiğini, verilen çekin bankadan tahsil edildiğini, davacıya borcu olmadığını, borca itiraz ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalı ürünlerin gönderildiğini, davalının ürün bedelini ödemediğini, alacak için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,—–kayıtlarına ait müzekkere cevapları dosya içerisine alınmış, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, —–Davacının incelenen —- ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi
içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defteri ve defteri kebirin kapanış onaylarının —– tarihinde yaptırılması gerekirken —– tarihinde yaptırıldığı, yani yasal süresinden sonra yaptırılmış olduğu, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, Davacının incelenen —-yevmiye defteri ve defteri kebirinin açılış onaylarının
— tarihinde yaptırılması gerekirken ——tarihinde yaptırıldığı, yani yasal süresinden sonra yaptırılmış olduğu, envanter defterinin açılış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defteri ve defteri kebirin kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde
yaptırılmış olduğu, envanter defterinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, yevmiye defteri ve defteri kebirinin kanuna göre
eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı, Davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalının ticari defterlerinin
incelenemediği, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup
tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, davalının ticari defterlerindeki kayıtların davacının ticari defter kayıtlarına aykırı olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılamadığı, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ile ilgili de bir tespit yapılamadığı, Davalının ticari defterleri hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219 ve 220. maddelerinin tatbik edilip
edilmeyeceği ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan belgelerin davacı—- tarafından davalı —– düzenlenmiş aşağıdaki tabloda bilgileri yer alan — irsaliyeli fatura olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan—-irsaliyeli faturanın fotokopilerinin dava dosyasında bulunduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —– adet irsaliyeli faturada yazılı olan malların davalıya teslimine ilişkin — adet irsaliyeli faturanın —kısmında imza bulunduğu, —- isim ve imza bulunmadığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan—–davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu—ile bildirildiği, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturadan, bildirim sınırı altında olan —- davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu
—- bildirilmediği, bu faturalar bildirim sınırı altında kaldığı için
bildirim yapma yükümlülüğünün bulunmadığı, “Mahkemece yapılacak—- takip dayanağı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu —– formuyla bildirilmiş olup olmadığı ilgili ——- sorularak
bildirilmişse bu faturanın kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği malın teslim alındığı karinesini kabul etmekten ibarettir——– konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin
takdirinde olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet irsaliyeli faturanın davalıya teslimine ilişkin — adet irsaliyeli faturanın —-teslim alan kısmında imza bulunduğu, —- isim ve imza bulunmadığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu——ile bildirildiği, bu durumun bildirimi yapılan — adet dayanak faturanın davalı tarafından
teslim alındığını gösterdiği, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — faturadan, bildirim sınırı altında olan —- davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu — ile bildirilmediği, bu faturalar bildirim sınırı altında kaldığı için bildirim yapma yükümlülüğünün bulunmadığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturadan bildirimi yapılan —-faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturanın davacının—ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacının —-yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla — alacaklı olduğu, Ticari defter kayıtlarına göre icra takip tarihi olan —-tarihi itibarıyla
davacının davalıdan — alacağı bulunduğu, ancak davacı tarafından davalı aleyhine —tarihli, —- tarihli, — üzerinden icra takibi
başlatıldığı, davalı tarafından yapılan ödemeler düşülmeden davacı tarafından icra takibi başlatıldığı, Davacı tarafın—- işlemiş faiz olmak üzere toplam —takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini — olarak gösterdiği, Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; icra takibinden önce davacı tarafından
davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, davalı taraf davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibi ile temerrüde düştüğünden takip tarihi öncesi için işlemiş faiz oranı belirlenemediği ve işlemiş faiz tutarı hesaplanamadığı, Mahkemenizce davacının davalıdan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık——– kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —-İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. İnceleme gün ve saatinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.a kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. —-tarafın ticari defterleri —- belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki—–kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen —- aykırı bir yorum olacaktır. —- Bu kapsamda kanun koyucu tarafından —– fıkrada yer alan —–diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Esasen —- durum anılan kanun değişikliği ile yasal düzenlemeye kavuşmuştur.
Davalı taraf usulüne uygun ihtara rağmen ticari defterlerini süresinde ibraz etmediği, dava konusu faturalardan bildirim yükümlülüğü üzerinde olan — adet faturanın davalı tarafından —- bildirildiği, davalı tarafından dava konusu faturalar yönünden nakit ve çek ile ödemelerde bulunduğu, yapılan ödemelerin davacı ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılması sebebiyle davacının, HMK 222/3 maddesi gereğince davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve dayanmış olduğu cari hesap alacağını ispat ettiğinin kabulü gerekir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davacının, davalı tarafından takip tarihinden önce yapılan ödemelerin düşülmeden icra takibine geçildiği anlaşıldığından, bu miktar yönünden davacı talebinin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacı tarafından takip tarihinden önce davalının temerrüte düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmadığından davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalının —-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile —-asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—–Dosyaya konu alacağın cari hesap alacağına dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 855,83-TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.141,42-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 285,59-TL harcın davacı tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 68,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 930,20-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 174,37-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle —–üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı/tespit edilemediği anlaşılmakla arabulucluk ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 7.860,17-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/10/2021