Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/408 E. 2021/672 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/408 Esas
KARAR NO : 2021/672 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 25/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete——- plakalı aracı ile saat —- müvekkil şirkete ait araca arkadan çarpmak suretiyle hasar verdiği, haksız ve kusurlu fiilleriyle zarara sebep olan araç —- Trafik Kazası Tespit Tutanağı tanzim edilmiştir. Olayın oluş şekli kaza tespit tutanağı “Çarpışma —belirtildiği üzere—- yönüne doğru hareket halindeyken —– plakalı araç sürücüsü öndeki —-araç sürücüsü açıklama kısmında ——- giderken öndeki araç ani fren yapınca çarptım” diyerek bu durumu ikrar ettiği, yukarıdaki bilgiler ışığında ve olayın meydana geliş biçiminden anlaşılacağı üzere, —- plakalı aracının şoförü hukuka aykırı bir fille müvekkile ait araca zarar verdiği açıkça belli olduğu, dolayısıyla hukuka aykırı ve kusurlu fiili sonucunda müvekkilin aracında maddi zarar ve değer kaybı meydana geldiği, zararın meydana—-plakalı araç şirket adına kayıtlı olduğu için ve araca çarpan — tüm çabalara rağmen hasarı üstlenmek istemediğinden araçta oluşan 5.063,11-TL’lik hasarın müvekkilinin sigorta şirketi tarafından karşılandığı, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybından araç sürücüsü ile birlikte aracın— sorumlu olduğu, yargılama neticesinde hükmedilecek bedelin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini arz etmekte, dava açmadan evvel davalı … şirketine yazılı başvuruda bulunarak müvekkilinin uğradığı maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile karşılanması talebinde bulunulmuş, söz konusu dilekçenin 18.02.2020 tarihinde davalı … şirketine tebliğ olmasına karşın taleplerine olumlu olumsuz cevap verilmediği, bu kere her iki davalıdan müvekkilinin uğradığı maddi zararın karşılanması anlamında arabuluculuk yoluna başvurulmuş;—- araçta meydana gelen değer kaybı nedeni ile 6100 sayılı Yasanın 107. Maddesi uyarınca belirlenecek maddi zarara ilişkin olarak fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL tazminatın, kazanın meydana geldiği 18.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığı, kabul anlamında gelmemekle birlikte, davacının zararı, davadan evvel alınan ekspertiz raporu ile belirlenmiş olduğundan huzurdaki davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasında hukuki yarar olmadığı, bu hususun dava dilekçesinde de açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davanın belirsiz olarak açılması HMK m.107 hükmünün amacına aykırı olduğu, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil şirketin hak kaybına uğramaması açısından esasa dair beyanlarının, davaya konu kazaya — —– gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğu, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığı, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığı, poliçeye müstenit sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağı, kabul anlamına gelmemekle davacının öncelikle kusur ve zarar olgularını ispat etmesi gerektiği, davanın haksız fiile dayalı olduğu davacı tarafın sigortalılarının araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde müvekkil şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceği, KTK. m.86 gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağı, müvekkil sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında ve ancak gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğu çünkü ——sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu ——-sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğu, dolaylı ve yansıma zararların—— bendinde belirtildiği üzere —bu kriterlere göre yapılması gerektiği arz ve izah ettiğimiz ve ayrıca resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle; davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, her halde yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, — tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle —- plakalı araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, kaza sonucu ——– aracında meydana gelen değer kaybından araç sürücüsü ile birlikte aracın——– birlikte sorumlu olduğu, yargılama neticesinde hükmedilecek bedelin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .—-, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davalı—– davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında —–dava konusu kaza sebebiyle davacının araçtaki değer kaybı için başvuru yapıp yapmadığının teyidi amacıyla hasar dosyası celp edilmiş, ——- sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 07/01/2021 tarihli dilekçesi ile eldeki davayı HMK 123. Md gereğince davayı geri aldığını beyan etmiştir.
HMK 123. Maddesinde ” Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/10 md.) Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. ” denilmektedir.
Bu kapsamda davalılara davacının davayı HMK 123. Md gereğince geri almasına açık rızalarının olup olmadığı hususunda meşruhatlı davetiye çıkarılmış, davalılar tarafından verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunulmadığı anlaşılmakla, HMK 94/3 md gereğince davacının davayı geri almasına açık rızalarının olduğu değerlendirilmiş, HMK 123. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK 123. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli olan 59,30-TL maktu harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik yatırılan 4,9-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosya kapsamı ve tarafların haklılık durumu dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Taraflarca mahkemeler veznesine yatırılan gider avansından artacak kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.