Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/381 E. 2023/564 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/381
KARAR NO : 2023/564

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04.09.2020
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davalı tarafından —–. İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı takip dosyasından takip yapıldığı, usulsüz tebligat ile takip kesinleştirilerek haciz baskısı altında müvekkilinden para tahsil edildiği, tarafınca müvekkiline gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 05.02.2019 olarak düzeltilmesi ve usulsüz tebliğ nedeni ile—-.İcra Hukuk Mahkemesinin —- esas—- karar sayılı dosyası ile dava açıldığı, mahkemece davalarının reddedildiğini, istinaf incelemesi sonucu kararın kaldırıldığı, usulsüz tebligat istemlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin 05.02.2019 olarak düzeltilmesine karar verildiği, bu şekilde süresi içinde yaptıkları itirazla da takibin durduğunu, takibin kesinleşmediği halde müvekkilinin işyerine hacze gidildiği, haciz baskısı altında müvekkilinden bir kısım nakit ve bir kısım da senet alınmak üzere dosya bu şekilde mal kaldırma baskısı ile tahsil edildiği, icra dairesine de vazgeçme şeklinde beyan edildiğini, burada vazgeçme değil haricen tahsilat nedeni ile icra dosyasının infaz edilmesinin söz konusu olduğu, davalı yanın icra dairesine bile yanlış beyanda bulunduğunu, davalarında davalı yanın haciz esnasında ve haksız haciz neticesinde tahsil ettiği paraları icra dosyasına bildirmediğini, yapılan tahsilatın haksız haciz ve takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirilmesi sonucu tahsil edildiğini,dolayısı ile müvekkilini usulsüz tebligat nedeni ile kesinleştirilen takip sonucu işyerine hacze gelindiğinde bu bedelleri ödemek durumunda kaldığını, itirazlarını kabul edilmiş ve tebligatın usulsüzlüğüne karar verildiğinden haciz baskısı altında ve haksız hacze gelindiği esnada müvekkilinden tahsil edilen paraların da geçerli bir hukuki sebebi kalmadığını, Yargıtay ilamları gereğince genel hükümlere göre açılacak istirdat davası ile bu paranın iadesi mümkün olduğundan usulsüz tebligat sonucu yapılan itiraz ile durması gereken takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirilmesi ve bu şekilde haksız haciz nedeni ile tahsil edilen paraların da sebebi kalmadığından sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bu paraların iadesi gerekmekte olup takibin tebligatın usulsüzlüğü sonucu yapılan süresinde itirazımız sonucu takip durmuş olacağından davalının bundan sonra yapması gereken itirazın iptali davası açarak takibin devamını sağladıklarını, davalıya borçlarının bulunmadığının, açıklanan nedenlerle; davalının itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı yedinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu alacak talebi için icra takibi yapması ve bu icra takibine dayalı olarak huzurdaki itirazın iptali davası açmasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi hukuki yararının da bulunmadığını, dava konusu alacak iddiası icra takibi ile ve akabinde itirazın iptali davasıyla talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığının, borçludan tahsil edilen para 40.500,00 TL olmadığı, —–.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyada borcun mahsuben yapılan tahsilat 8.000,00 TL nakit ve 16.500,00 TL de senet olmak üzere toplam 24.500,00-TL olduğu, davada haciz baskısı iddiasında bulunulamayacağını, dosyanın ihtiyati haciz dosyası olmadığını, haciz zaptı ihtiyati haciz zaptı olmadığını, davacı tarafın haciz zaptında kendi aleyhine yapılan takipteki cari hesapta alacağa konu malı satın aldığını açıkça ikrar ettiği, bu sebeple dosya borcuna mahsuben ödemiş olduğu 24.500,00 TL’yi geri isteyebilmesi için davacı tarafın öncelikle kendisine satıldığını ikrar ettiği malların bozuk olduğunu yasal ispat vasıtaları ile ispat etmeli , tespit davası açmış olmalı veya süresinde uygun ispat vasıtaları ile ayıp ihbarında bulunmuş olması gerektiği, dosya borcunun ödenmesi hususunda haciz ve haciz zaptı haricinde borçlu ile yapılan ek1 de sunulan protokol ile sabit takibe konu borcu kabul ettiğini, TBK 139. VE TBK. 100. maddesine göre takas veya mahsup talepleri olduğu, mahkemece davacı tarafından—-İcra Müdürlüğünün —-Esas dosya borcuna mahsuben yapılan ödemenin iade edilmesi gerektiğine karar verilirse ve dolayısıyla davacının itirazın iptali davasının kabulüne karar verilirse , kabul edilecek kısım kadar takas mahsup talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü dava, talep, suç duyurusu ve sair yasal haklarının saklı kalması kaydıyla; öncelikle usulü itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, davanın tümden esastan reddine , aksi halde 19.079,63 TL kadar alacaklarının davacı lehine hükmedilecek miktardan takas ve mahsup edilmesini, davacı aleyhine reddedilen tüm miktarlar üzerinden %20’den az olmamak üzere müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —-. İcra Müdürlüğü’nün—- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.Dava konusu uyuşmazlığın HMK 140/2.maddesi uyarınca taraflar arasında, usulsüz tebligat sebebiyle kesinleşen icra takip dosyasında yapılan haciz baskısı altında davacı tarafından davalıya ödenen paranın miktarı, söz konusu takibin usulsüz kesinleştirildiğinin Yüksek mahkeme denetiminden geçerek onanması sebebiyle davacının ödediği bedeli davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edip edemeyeceği, edebilir ise iade isteminin koşullarının bulunup bulunmadığı, hangi miktarın iadesine karar verileceği, davalının cari hesap alacağına ilişkin olarak takas defiine veya mahsup itirazına dayanıp dayanamayacağı, takas defi/ mahsup itirazı kapsamında davalının davacıdan cari hesaba ilişkin alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, taraflar arasındaki sözleşmenin satış sözleşmesi olması sebebiyle davacının süresi içerisinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, bu kapsamda itirazın iptali icra inkar ve kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.İtirazın iptali istemine konu, —-.İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu; takibin 40.500,00-TL asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, davanın 04.09.2020 tarihinde 40.000,00-TL alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. —-. İcra Dairesi —- Esas sayılı icra dosyası, —-.İcra Dairesinin —-Esas sayılı icra dosyası ve —-. İcra Hukuk—- Esas sayılı dosyasının fiziken mahkememiz dosya arasına alınıp incelenmiş, — Vergi Dairesinden davalının ve —Vergi Dairesinden davacının BA-BS kayıtları celp edimiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı adresinin mahkememiz yargı çevresinde olmadığı anlaşıldığından, —–Asliye Ticaret Mahkemesine ”davacı tarafın 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtları (yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri) üzerinde inceleme yapılmak üzere talimat yazıldığı, talimat mahkemesince alınan 25.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça ibraz edilen 2018 hesap dönemine ait sunulu ticari defterlerin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılı olduğu tespit edildiği, inceleme yapmış olduğu davacıya ait defter incelemeleri neticesinde; davalı tarafından davacıya 2018 mali döneminde toplam 12 adet olmak üzere 12.059,71 TL tutarında fatura kaydının bulunduğu, davacı ticari defterlerine kayıt edilen tüm faturaların kapalı olarak ( parası ödendi) kayıt edildiği tespit edildiği, 31.12.2018 tarihli —–numaralı kapanış fişinde tarafların birbirlerinden borç/alacak kaydının bulunmadığı tespit edildiği, inceleme yapmış olduğu davacı taraf ticari defterlerinde ayıplı maya ile ilgili iade fatura kaydı olmadığı gibi iş bu ayıplı mayalara ilişkin yazılı herhangi tevsik edici belge sunulmadığı tespit edildiği, diğer taraftan davalı tarafın dosya içeriğine ve icra takip dosyasına davacı tarafa ait muavin kaydı sunmadığından davacı ile davalı taraf kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalı tarafın bağlı bulunduğu —-Vergi Dairesine yazılan müzekkereye gelen cevap yazısında davalı tarafa ait 2018/2019/2020 yıllarına ait BA formları ile 2019/2020 yıllarına ait BS formlarının sunulu olduğu, dolayısı ile 2018 yılına ait BS formu olmadığından davalının davacıya mal satış beyanı olup olmadığı incelenemediği, davalı tarafın bağlı bulunduğu —– Vergi Dairesine yazılan müzekkereye gelen cevap yazısında davalı tarafa ait 2018/2019/2020 yıllarına ait BA formları ile 2019/2020 yıllarına ait BS formlarının sunulu olduğu, dolayısı ile 2018 yılına ait BS formu olmadığından davalının davacıya mal satış beyanı olup olmadığı incelenemediği, netice olarak inceleme yapılan davacı taraf ticari defterlerine göre tarafların birbirlerinden borç/alacak kaydına rastlanılmadığı yönünde görüşlerini bildirmiştir.Davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 26.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Dava ve icra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı firmanın 40.500,00 TL alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle itirazın iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacının huzurdaki davada takibine devam edebileceği asıl alacağının, davalı şirkete protokol ile ödemiş bulunduğu ve davalı şirketinde miktar anlamında kabulünde olan 24.500,00-TL asıl alacak ile sınırlı olup, davacının davalı şirkete ödediği bu bedeli davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edip edemeyeceği, edebilir ise iade isteminin koşullarının bulunup bulunmadığı, hangi miktarın iadesine karar verileceği, davalının cari hesap alacağına ilişkin olarak takas define veya mahsup itirazına dayanıp dayanamayacağı hususları hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olabileceği sonuç ve kanaatlerine varıldığı yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı davacı vekili tarafından sunulan deliller, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi, anılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkin olarak ikame edilmiş olan iş bu itirazın iptali davasında taraflar tacir olup aralarında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın sürdürülen Mal Alım/Satımına yönelik ticari İlişkide davaya konu ihtilafın, usulsüz tebligat sebebiyle kesinleşen icra takip dosyasında yapılan haciz baskısı altında davacı tarafından davalıya ödenen paranın miktarı, söz konusu takibin usulsüz kesinleştirildiğinin Yüksek mahkeme denetiminden geçerek onanması sebebiyle davacının ödediği bedeli davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edip edemeyeceği, edebilir ise iade isteminin koşullarının bulunup bulunmadığı, hangi miktarın iadesine karar verileceği, davalının cari hesap alacağına ilişkin olarak takas define veya mahsup itirazına dayanıp dayanamayacağı, takas defi/ mahsup itirazı kapsamında davalının davacıdan cari hesaba ilişkin alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, taraflar arasındaki sözleşmenin satış sözleşmesi olması sebebiyle davacının süresi içerisinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, bu kapsamda itirazın iptali icra inkar ve kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmış olmakla dosya Kapsamı ve davalı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu tespit olunan ticari defter ve kayıtları ile talimat bilirkişi raporu üzerinde yapılan incelemeler sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalı şirket ticari defter kayıtlarından da tespit edildiği üzere, davalı şirketin davacı firmadan 17.12.2018 Tarihi itibarıyla 19.079,63 TL asıl alacaklı durumda bulunduğu ve bu tutarın tahsili amacıyla davacı firma aleyhine, —İcra Dairesi —- sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davacı firmanın ödeme emrinin yasaya uygun tebliğ edilmediği iddiasıyla Şikâyet yoluyla İcra Hukuk Mahkemesine yapılan başvurusunun BAM tarafından kabul edilerek öğrenme tarihi olan 05.02.2019 tarihini ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul etmesi ve takip borçlusu davacının takibe itirazı sonucunda takibin durdurulduğu, ancak dosyaya sunulan haciz tutanağı ve protokolden görüleceği üzere, takip borçlusu davacı firmanın haciz tehdidi altında—-İcraMd. —- Sayılı dosya kapsamında dosya borcuna mahsuben Elden Nakten 8.000.-TL ve 22.02.2019 V. 16.500.-TL Tutarlı Bono tanzim ederek davalı Şirkete keşide ettiği, dolayısıyla, İtiraz nedeniyle Takibi durdurulan İcra Dosya kapsamında davacı firmaca davalı şirkete ödenen toplam bedelin 24.500.-TL olduğu tespit edilmiş olup davacının takip tarihinde 19.079,63-TL borçlu olduğunun tespiti karşısında davalının takas mahsup talebinin kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —-. İcra Dairesi’nin —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 5.403,37-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 369,11-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 132,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 236,51-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 132,60-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 196,5‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.050,90-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 273,62-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 176,11-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 1.143,89-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.403,37-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.