Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/380 E. 2022/416 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/380 Esas
KARAR NO : 2022/416

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında düzenlenen “ön protokol” gereğince —- hisselerin tamamının devri konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin bu ön protokol gereğince davalı tarafa —“teminat senedi” verdiğini, ancak müvekkilinin, davalı tarafın şirkete ait hisselerin tamamının devri konusunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği gibi şirketin gerek faaliyeti gerekse de malvarlığı değerleri konusunda kendisinin yanıltıldığını ve gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu tespit ettiğini, davalı tarafın, şirketin —– hisse devrini “ön protokolün”12. maddesi gereğince gerçekleştiremediğini, şirkete ait banka kayıtları incelendiğinde, kayıtlarda herhangi bir mal giriş çıkış kaydı olmadığı halde kaynağı hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde —–şirkete para transferinin gerçekleştiğinin müvekkilince tespit edildiğini, yine şirketten 8.000.000 USD para çekildiği halde buna ilişkin ilgili ve yetkili vergi dairesine beyanname verilmediğini, ön protokolün 7. maddesi gereğince şirketin stoklarının satış değerinin 1.200.000USD olduğunun belirtildiğini, ancak şirketin stoklarını 750.000,00USD olduğunun tespit edildiğini, devamla müvekkilinin —yaşan birisi ile yapmış olduğu görüşmede şahsın müvekkiline “devre konu şirketin kendilerinin olduğunu, davalının hisseli olduğu bu şirketin kendilerine —borcu olduğunu, ayrıca sözleşmede geçen —- konu paranın kendisine gönderilmesi gerektiği” şeklinde beyanda bulunduğunu, şirketin bu gerçek durumu nedeniyle müvekkilinin ne davalıya ne de başka bir şahsa herhangi bir ödeme yapmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kendisinin yanıltıldığını ve aldatıldığını belirterek davalıdan teminat senetlerinin kendisine iadesini istediğini, davalının ise senetleri vermeyeceğini ve icraya koyarak tahsil edeceğini müvekkiline bildirdiğini, ön protokol gereğince şirketin devri nedeni ile verilen teminat senetlerinin temel borç ilişkisinden kaynaklı bir senet olduğunu ve bu devir sözleşmesinin temelinin hukuken sakat olması nedeniyle, bu senetlerin bir güvence teşkil etmediğini, davalının buna rağmen bu senedi icra takibine konu yapmasının ve teminat senedindeki bedeli müvekkilinden tahsil etmeye çalışmasının kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, 9620 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekâleten talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davacı arasında düzenlenen sözleşme gereğince, —-hisselerinin tamamının davacıya devri ve bu devrin şartlarının düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, fakat davacının sözleşmenin hiçbir şartını yerine getirmediğini, Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca müvekkiline ödenmesi — yine sözleşmede kararlaştırılan—- yatırılmaması durumunda davacının vadeleri geçen her bir senet için ayrı ayrı olmak üzere her ay *——uygulanacağının sözleşmede kararlaştırıldığını, yine sözleşmenin 9. maddesi uyarınca tarafların sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda yükümlülüğünü yerine getirmeyen tarafın karşı tarafa — cezai şart ödemekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, davacının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesine rağmen müvekkilinden hisse devrini gerçekleştirmesini ve 12. maddenin yerine getirilmesini talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu sebeple davacı tarafın müvekkilinin yükümlülüklerine uymadığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının müvekkiline ait defterler incelendiğinde hakikatin ortaya çıkacağını, davacının iddialarının gerçeklikten yoksun olduğunu beyanla, haksız davanın reddine, —- aşağı olmamak üzere icra inkâr tazimatına hükmedilmesine karar verilmesini vekâleten talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, — düzenleme tarihli,——-esas sayılı dosyası uyarınca menfi tespit talebidir.
Taraflar arasında ön protokol niteliğinde dava dışı —-hisselerinin tamamının satılmasına konusunda anlaşmaya varıldığı ve hisse senedi satışı karşılığında toplamda —-bedelli senetler verilmiştir.
Uyuşmazlık ise, taraflar arasındaki — ön protokol uyarınca dava dışı ——–hisselerin tamamının davacıya devredilip edilmediği ve bu devir işlemi için verilen toplam —- davacı tarafından ödenip ödenmeyeceği konusudur.
Yapılan inceleme sonucu dava dışı—- — incelemiş, —-defteri incelendiğinde yargılama sırasında vefat eden davacı muris —— devredileceği konusunda yapılan “ön protokol” uyarınca bir karar olmadığı tespit edilmiştir. Yine şirketin —– yıllarına ilişkin ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucu dava konusu edilen bonoların şirket kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiştir. Şirketin ———– incelenmesi, ticari kayıtlarının incelenmesi sonucu taraflar arasındaki ön protokol uyarınca şirketteki hisselerin tamamının muris davacıya devredileceğine ilişkin bir bilginin olmaması, ticari kayıt defterlerinde pay devrinin bedeli olarak verildiği belirtilen —– yer almaması yine şirketteki hisselerin davacı murise devredilmemiş olması göz önüne alındığında dava konusu edilen — nedeniyle herhangi bir pay devrinin söz konusu olmadığından davacının takip nedeniyle borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Ancak davalının pay devri olmadığını bilmesine rağmen ve bahse konu bono yapılan ön protokol ile pay devri karşılığında verilendiğinden kötü niyetli olarak bonoyu takibe koyduğundan mahkememiz tarafından davalının kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kötü niyet tazminatının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE,
Davacı mirasçıların —- Esas sayılı dosyası için — düzenleme tarihli——– bono nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatının kabulü ile—– numaralı takip dosyası yönünden — tarihli, —– yönünden takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak asıl alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak mirasçılarına paylar oranında verilmesine, (—- Karar sayılı ilamı uyarınca)
3-Alınması gereken 74.554,90 TL karar karcına karşılık peşin alınan 54,40 TL peşin harcın ve 24/09/2020 tarihinde tamamlama harcı olarak alınan —– harcın mahsubu ile bakiye 61.498,70 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Yargılama Giderleri;
A)Davacılar tarafından yapılan; 3.000,00 TL bilirkişi gideri, 134,50 TL ve 13.110,60 TL harç gideri olmak üzere toplam 16.245,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
B)Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davacılar lehine —- uyarınca takdir edilen — ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.