Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/373 E. 2021/227 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/373 Esas
KARAR NO: 2021/227
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı firma, —— bilinen —–markası adı altında fotokopi ve yazıcı makinelerinin ve benzeri diğer ofis malzemelerinin ve bu ürünlerin yedek parçalarının sarf malzemelerinin ithalatını, ihracatını, kiralanmasını ve satışını yapmak işiyle iştigal etmekte olup —-pazarında da aktif olarak faaliyet gösterdiği, —— tamamı ile devralmış olup ilgili firmanın devam eden bütün ticari ilişkilerinin de doğrudan tarafı haline geldiği, davacı alacaklı firma da bu bağlamda davalı borçlu —— göstermekteyken —– model numaralı makine kurulumunda bulunmuş; davalı borçlu —— arasında işbu makineyi kullanmak suretiyle kopya başına ödemeli servis hizmeti aldığı, davalı borçlu firma davacıdan daha önce—– almakta olduğu için ilgili sözleşmenin —— imza edilmiş olduğu, İlgili firmalar arasındaki bağlantı hususunu da ayrıca ilgili ticari ilişki süresinde —– olarak bulunan —– olduğu, davalı firmaya ilgili sözleşme ve verilen hizmet gereğince —- tarihinde —— teslim aldığında ilişkin imzası bulunmadığı, —– sözleşme bağlamında verilen hizmet gereğince fatura kesilmesi hususunda da firmaca davalı firma tarafında iki firmanın bağlantılı olması nedeniyle —- tarihinde tescil olunan davalı firma —– faturalar kesilme talebi gönderilmiş; alınan hizmete ilişkin olarak da —– vade tarihli fatura düzenlenmiş; davalıya usulüne uygun olarak teslim edilmiş; ve kesinleşmiş; ancak —– aşkın süredir birçok şifahi görüşmeye rağmen ilgili borç tutarı davalı borçlu tarafından bu güne kadar halen ödenmediği, bu sebeple davalı borçlu firma aleyhine ——–sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinde bulunulmuş, davalı tarafın borca ve ferilerine itiraz etmiş olması sebebiyle takibin kötü niyetli olarak durmasına ve işbu itirazın iptali davasının ikame edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğu, davacının tarafından, ticari ilişkiden kaynaklanan ve cari hesaplarda da gözüken alacak nedeniyle ikame ettirilen icra takibine yapılan itiraz; haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olup —— itirazın iptali gerektiği, firmaya verilen hizmet gereğince işbu dilekçemiz ekinde görülen fatura usulüne uygun olarak düzenlenmiş ve davalıya teslim edildiği, ancak ilgili fatura hem sunulan fatura suretinde de görüleceği üzere şirket çalışanı ——— tarafından teslim alınmış hem de eğer ilgili faturaya ilişkin TTK 21/2 gereğince öngörülen 8 günlük itiraz süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Bu bağlamda ilgili fatura kesin olup davalı firmanın borcu sabitleştiği, —— süredir davacı (alacaklı) müvekkil firmanın, alacağının ödenmemekte olması, verilen hizmetin hem ilgili fatura ile hem de cari hesap kayıtlı ile sabit olması, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde herhangi bir evrak yahut belgeye dayanılmamış olması karşısında davacının alacağını zamanında tahsil edememiş olmasından uğradığı hak mahrumiyetinin gidermesi gerekmektedir ve bu yasal bir zorunluluktur. Bu bağlamda öncelikle davacı firmanın, alacağını —– aşkın süredir ödenmemekte olması, alacağımızın haklılığına dair tüm evrak ve kayıtlar ile sabit olması, daha fazla mağduriyete neden olmamak ve davamızın semeresiz kalmaması adına davalı borçlunun malvarlığı araştırmasının uyap üzerinden yapılarak tespit edilen malvarlığı üzerine alacağımızı karşılayacak miktarda teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, davanın kabulüne karar verilerek davalının itirazının iptaline, İcra takibin kaldığı yerden ve icra dosyasında talep edilen şartlar ve mevduata bankalarca fiilen uygulanan azami yıllık faizi ile devamına, davalı firmanın icra takibinin durmasına neden olması, alacağın likit olması ve kötü niyetli olması nedenleriyle %20’sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri, mahkeme masrafları ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı şirket ile ——- arasında kopya başına ödemeli servis sözleşmesi yapılmak suretiyle hizmet verildiği iddia edilse de sözleşmede de açıkça görüleceği üzere davalı şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davacı şirketin, davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmamasına rağmen, davalı şirket adına düzenlemiş olduğu faturaya davalı şirket tarafından herhangi bir itirazın bulunmadığı iddia edilse de, davalı şirket tarafından söz konusu fatura davacı şirkete iade edildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı şirkete mutabakat mektubu gönderilmiş olup, mutabakat mektubunda da görüleceği üzere davalı şirket tarafından davacı şirket ile aralarından herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı açıkça belirtildiği, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, eser sözleşmesine dayalı ——- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bir davaya yer itibariyle bakma iktidarına sahip mahkemeye —- hususu düzenleyen kurallara da “yetki kuralları” adı verilir———mahkemenin yargı yetkisi, belli bir coğrafi bölge ile sınırlıdır; buna o mahkemenin —– denir. Bu yargı çevresinin sınırları, idari teşkilat sınırlarına göre belirlenir. Asliye ve sulh mahkemesinin yargı çevresi, bulunduğu ilçenin veya il merkezindekiler için merkez ilçenin sınırları içinde kalan bölgeyle sınırlıdır ——
Yetki kuralları, bütün davalar ve bazı davalar için olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlardan kural olarak bütün davalar için uygulanan yetki kuralına, “genel yetki kuralı” ve bu mahkemeye de “genel yetkili mahkeme” denilmektedir.
Genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhındaki mahkemedir. Yani her dava, —- açıldığı tarihte davalının — ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür——-
Bundan başka, bazı davalar için davalının ikametgâhı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Örneğin sözleşmeden doğan davalarda, sözleşmenin yerine getirileceği yerdeki mahkeme de yetkilidir ——İşte, bazı dava veya dava çeşitleri için kabul edilen istisnai nitelikteki yetki kurallarına da “özel yetki kuralları” denir.
Kural olarak, özel yetki, genel yetkiyi kaldırmaz, yani onunla birlikte uygulanır. Bu durumda davacı, isterse genel yetkili (davalının ikametgâhındaki) mahkemede, dilerse özel yetkili (sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin yerine getirileceği yerdeki) mahkemede davasını açabilir.
Fakat istisnai olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması kanunla öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Örneğin; gayrimenkulün aynına ilişkin davalar, yalnız gayrimenkulün bulunduğu yerde açılabilir—— davalının ikametgahı mahkemesinde açılamaz. Bu hallerde — genel yetki kaldırılmış olup, dava yalnız bu özel——–
Diğer taraftan; İcra dairesinin yetkisi hakkındaki kurallar kesin yetki kuralı olmadığından, icra dairesinin yetkisi hakkında da yetki sözleşmesi yapılabilir.
Taraflar arasında yapılmış yetki sözleşmesinde mahkemeden söz edilmiş ise, bu ifadenin icra dairelerini de kapsadığının kabul edilmesi gerektiği, zira uyuşmazlığın çözümü için yapılan yetki sözleşmesi sadece mahkemeden karar alınmasını değil, karardan önce veya sonra başvurulacak cebrî icrayı da kapsar ———
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında imzalanan kopya başına ödemeli servis sözleşmesinin 5.maddesinin h bendinde ”sözleşme ile ilgili ihtilafların çözümünde —– Mahkemeleri olarak belirlendiği, bu doğrultuda HMK 17. maddesi ve sözleşmenin ilgili maddesi gereği takibin, — İcra dairelerinde yapılması gerekirken —– İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenlemede göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davayı esas icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapılması nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.330,38-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. .02/03/2021