Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/33 E. 2020/836 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/9 Esas
KARAR NO: 2020/874
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2015
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Müvekkili bankanın ———ile davalı şirket arasında ——– imzalandığını, diğer borçluların ise sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşme kapsamında davalı şirkete taşıt kredisi, teminat mektubu, ticari kredili mevduat kredisi ve çek kredisi kullandırıldığını, müvekkili bankadan kullandırılan kredinin geri ödemesinin yapılmadığını, davalıların noter ihtarı ile ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçluların borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davacı bankanın alacağının rehin ve ipotek ile teminat altına alındığını, alınan ihtiyati hacze itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki ticari krediler sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davacının ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında davalılar vekili, taraflar arasındaki anlaşma nedeniyle davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizin — tarihli kararı ile tarafların haricen sulh olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiş, —— bozma ilamı ile bozulmuş, mahkememizde—– esasına kaydı yapılmış ve — tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin — tarihli duruşmasında davalı —– yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek —— numarasına kaydı yapılmıştır.
HMK’nın 308. maddesinde ;”Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
(2) Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. ” denilmektedir. Aynı kanunun 309/2 maddesinde; “Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.” denilmektedir.
Kabul davayı sona erdiren taraf işlemlerindendir. Buna göre kabul davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Bu anlamda davalı vekili tarafından davayı kabul etmekle dava sona ermiştir. Davalı tarafından sunulan kabul dilekçesinde dava konusu talebe kısmen muvafakat edildiğine ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığından, davanın tamamen kabul edildiği anlaşılmıştır. Davalı —- sunulan — tarihli vekaletnamelerinde davalılar ———-yönünden HMK 308 maddesi kapsamında davayı kabul yetkisi ile açıkça yetkilendirildiği anlaşıldığından, dava konusu taleplerinin tamamının HMK 308. maddesi gereğince ———- kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili, ——— tarihli duruşmalarda davacı tarafından takip edilmeyen dosyanın HMK 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasını talep etmiş ise de; HMK 308 maddesi kapsamında ileri sürülen kabul beyanı yenilik doğurucu bir hak olup, ileri sürüldüğü anda hüküm ifade eder ve HMK 308 ve 309/2 maddesi gereğince ileri sürülen davayı kabul iradesi mahkemenin ve karşı tarafın rızasına ve muvafakatına bağlı değildir. Başka bir deyişle, davalının kabul beyanı ile davayı kabule ilişkin özel yetkisi bulunan davalılar——– yönünden dava sona ermiştir. Mahkemece yapılması gereken iş davalının kabul beyanı doğrultusunda karar vermekten ibarettir. Dolayısıyla davacının ——– tarihli duruşmalarda hazır bulunmamasının sonuca bir etkisi olmayıp, davacı tarafça da davanın takip edilmesine gerek bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Feragat ve kabul halinde yargılama gideri HMK’nın 312. Maddesinde düzenlenmiş olup anlan madde şu şekildedir; ” Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” Bu kanun hükmüne göre yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması için davalının, davanın açılmasına sebebiyet vermemesi ve yargılamanın ilk duruşmasında da davayı kabul etmesi gerekmektedir. İncelenen dosya kapsamına göre davalı, dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmış olup, HMK.312/1 maddesi gereğince yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulmasına, taraf vekillerinin talepleri dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 308. maddesi gereğince——— KABULÜNE,
-Davalıların ——- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, davalıların HMK 308. Maddesi kapsamındaki kabulleri dikkate alınarak takibin AYNEN DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 18.194,79-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.216,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.977,87-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.216,92-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 205,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 236,80-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraf vekillerinin talepleri dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020