Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/329 E. 2021/135 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/329 Esas
KARAR NO : 2021/135

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticari faaliyetinin ———— üzerine olduğunu, müvekkili şirketin ————–bir firma olduğunu uzun yıllar emek sarf ederek edinmiş olduğu saygın bir konuma sahip olduğunu, davalının ise; —————- yapan bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan anlaşma uyarınca davalı şirket tarafından müvekkil şirketin üreteceği——- üzere—— —- satın alınmış olduğunu, müvekili şirket tarafından satıma ilişkin tüm ödemelerin yapılmış olduğunu, davalı şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, bu ödemelere yönelik müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların dilekçe ekimizde mevcut olduğunu, satın alınan ————takılmış olduğunu, müvekkili şirketin de————ve satışını yapan bir firma olduğu için başka ————- satın almak isteyen bir firmaya—– olduğunu, ancak; belli bir süre sonra————-satın alan firmanın nihai alıcı, müvekkil şirkete ———-yandığını belirterek kullanılmaz hale geldiğini ve ——- talebinde bulunmuş olduğunu, müvekkili şirketin, ———üretimi konusunda ——firma olmakla beraber müşteri memnuniyeti konusunda hassasiyetini koruyan bir firma olduğunu, buna istinaden yanan —— yenisi ile değiştirmiş olduğunu, yanması sebebiyle iade alınan—- gönderilen yeni ——- olduğunu ve dilekçesinde belirterek; fazlaya ilişkin ve üçüncü kişilere karşı tüm talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin————tutarındaki alacağının davalıdan tahsiline, hüküm altına alınacak tazminata, dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca uygulanan en yüksek avans faiz oranının uygulanmasına, tüm yargılama giderleri ve tarafımıza takdir olunacak vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından —– numaralı faturalar ile davacı şirkete muhtelif mallar satmış ve davacı şirkete teslim etmiş olduğunu, davacı şirket tarafından Kartal —— tarih ve ———–yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek, müvekkili şirketten —– tarih ve ————-numaralı faturalar ile satın alınan —– davacı şirket tarafından üretilen——— satışı yapılan —- sonucu bahsi geçen ——- davacı şirket tarafından iade alınarak, yenisi ile değiştirildiği, bu sebeple ———- oluştuğunu iddia ederek, bu zararın müvekkil şirket tarafından karşılanması talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından Ankara —- tarih ve —– yevmiye sayı ihtarnamesi keşide edilerek, davacı şirketin iddialarının kabul edilmediği bildirilmiş olduğunu, davacı şirket tarafından 03.02.2020 tarihinde Arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu ve tarafların anlaşamaması üzerine 14/02/2020 tarihinde——– arabuluculuk anlaşmama son tutanağı tanzim edilmiş olduğunu, müteakip süreçte, davacı şirket tarafından işbu dava açılmış olduğunu, müvekkili şirketin adresi ———– olduğunu, işbu davaya bakmakla yetkili mahkemeler “Ankara Ticaret Mahkemeleri” olduğunu, mahkemenin yetkisi bulunmamakta olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle usul ve yasaya aykırı davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında satışa konu malın ayıplı olduğu iddiasıyla TBK 227/2 maddesi yollamasıyla TBK.112. Maddesi kapsamında açılan tazminat davasıdır.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almaktadır. Somut uyuşmazlıkta öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davalı cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ve yetkili mahkememin şirket merkezinin bulunduğu ——mahkemeleri olduğunu belirtmiştir.
Tensiben kurulan ara karar ile tarafların — kayıtlarını ilgili vergi dairelerinden celp edilmiş, taraflarca dilekçeler ekinde dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında kurulan satış sözleşmesine dair ticari ilişki kapsamında davalı tarafından davacıya teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, davacının tazminat talep şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı olmayan satış sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının alıcı, davalının ise satıcı olduğu, satış sözleşmesinin konusunun ise davacının ürettiği —– ——-malların oluşturduğu, dolayısı ile davacının para borcunun karşılığında davalının verme/teslim etme borcunun konusunun cins borcu niteliğinde olduğu, davaya konu talebin verme konusunu oluşturan malda gizli ayıp olduğu iddiasına bağlı olarak oluşan zararın TBK 227/2 ve TBK 112 maddeleri uyarınca borcun gereği gibi ifa edilmemesine bağlı tazminat istemine ilişkin olduğu, HMK 6 maddesinde genel yetkili yer mahkemesinin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu yine HMK 10 maddesi gereğince sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinin düzenlendiği, somut olayda verme borcunun konusunu oluşturan malın ferden belirlenmediği tür belirtilmek suretiyle belirlendiği dolayısı ile cins borcu olduğu, sözleşmenin ifa edileceği yerin TBK 89/3 maddesi kapsamında belirlenmesi gerektiği ve anılan hüküm gereğince ifa yerinin borcun doğumu sırasında borçlunun yerleşim yeri olan ——–olduğu ve yetkili mahkemelerin Ankara Mahkemeleri olduğu, davalının süresi içerisinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından davalının yetki ilk itirazı doğrultusunda dava dilekçesinin usulden reddi ile Mahkememizin yetkisiz olduğunun ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı yanca yapılan yetki itirazının HMK. 6 ve 10 maddeleri gereğince kabulü ile, Mahkememizin yetkisiz olduğunun ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.nun 331/2 maddesi gereği yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.