Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 E. 2021/793 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/318 Esas
KARAR NO: 2021/793
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/08/2020
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—-tarafından —- dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin —- olarak—- etmekte ve ayrıca tatil paketleri satmakta olduğunu, ekonomik olarak sıkıntı yaşanan bir dönemde—–hizmetlerinin görülmesi amacıyla servis araçlarının şoförleriyle birlikte——— edebileceğini, çevresinin ve imkanının bulunduğuna müvekkili şirket yetkilisini inandırmak suretiyle——– bedelli çeki olduğunu, davalılara hiçbir hizmet vermediği halde paranın tahsil edilmesinin kötü niyetli ve hukuken yanlış olduğunun izah edildiğini, ancak —–çeki teslim alarak iyiniyetli üçüncü kişi gibi hareket eden —- takibine giriştiğini, takip sonrası işlemlerine devam eden, —— fazla bankaya haciz ihbarnamesi yollayarak mağduriyete sebep olduğunu, davalıların müvekkili şirkete hiçbir mal ve hizmet vermediği gibi çeki iade etmeyerek bedelsiz senedi takibe koyarak suç işlediğini, bu nedenle —- dosyasında alacaklı—– davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, müvekkili davacı şirketin —- davalılara borçlu olunmadığının tespitine, Davaya konu —–sayılı icra dosyasında cebri icra tehdidi ile haksız ve hukuka aykırı şekilde tahsil edilen ——– tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili/istirdatına, kötü niyetli davalıların müşterek ve müteselsilen % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin müşterek ve müteselsilen davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosya borçlusu davacı, takip öncesinde menfi tespit davası açmadığı gibi takip sonrası da aleyhine başlatılan icra takibinin durması için dava açmadığını ve mahkemeden tedbir talep etmediğini, —-ödenmiş ve anılan icra dosyasının işlemden kaldırıldığını, —- kayıtlarında görüleceği üzere, davalılardan müvekkili —– arasında alım satım gibi herhangi bir ticari ilişki olmadığını, müvekkilinin takibe konu çekin arkasında herhangi bir cirosu da bulunmadığını, davaya konu çeki, davacı şirketten —- teslim aldığını, anılan çekin arkasında—- kaşesi bulunmadığını, anılan nedenlerle ——– davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının işbu huzurdaki davayı açarak, haksız kazanç sağlamayı amaçladığını belirterek davanın esastan reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (çek) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ——görülmesi amacıyla servis araçlarının şoförleriyle birlikte organize ve tahsis edilmesi hususunda varılan anlaşma gereğince dava konusu çekin verildiğini, davalıların anlaşmaya uygun hizmeti vermediklerini, dava konusu çekin bedelsiz kaldığını, dava konusu çek yönünden davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ve yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, İcra dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, —- tarafların—– kayıtları celp edilmiş,—– yazı yazılarak dava konusu çekin ibraz edilip edilmediği hususunda bilgi alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Yargılama aşamasında davacı vekili tarafından dava konusu çekteki ciranta olan —- husumet yöneltiğini, ancak dosya kapsamında celp —- dikkate alındığında davalı —- çekte ciranta olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından —– dilekçesi ile—- taraf değişikliği talebinde bulunulmuş, dosya kapsamı dikkate alındığında davacının talebinin yerinde olduğu, talebi dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, davacının hatasının maddi hata niteliğinde olduğu dikkate alınarak — davaya dahil edilmesine karar verilmiş, usulüne uygun tebligat yapılmış, taraf teşkili sağlanmış, yargılamaya devam edilmiştir.
—— gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran —— taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i —- olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet —– ile ispat edilebilir.——
Somut dosya bakımından değerlendirme yapıldığında; davacı tarafından dava konusu çekin bedelsiz kaldığı iddia edildiğinden davacı tarafça bu hususunun ispat edilmesi gerekmekte olup, anılan çekin bedelsiz kaldığının ispat yükü davacı taraftadır.
Mahkememizce dava konusu çekin ibrazına ilişkin bilgilerinin celbi için —müzekkere yazılmış, gelen müzekkere cevabında dava konusu çekin dava tarihinden önce —- tarafından bankaya iade edildiği bildirilmiştir. Dava konusu çek ciro silsilesi incelendiğinde davacının lehtar, davalı —- ilk ciranta, davalı ——- müzekkere cevabı dikkate alındığında dava konusu çekin keşideci tarafından bankaya iade edilmesi sebebiyle anılan çekin terse ciro silsilesi içerisinde keşideciye geri geldiği anlaşılmaktadır. O halde davacı/lehtarın çeki keşideciye iade etmesi sebebiyle anılan çek sebebiyle alacak talebinde bulunması mümkün değildir——-Anılan gerekçelerle davalı —– yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin tarafta iradi değişiklik talebi yerinde görüldüğünden davalı —- dahil edilmiş, davalı —-davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı —– yönünden davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı şirket yönünden —–davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.024,65′ TL den mahsubu ile bakiye 965,35-TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
4-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı — vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—-verilmesine,
8- HMK 124. maddesi gereği iradi taraf değişikliği yapıldığından davalı —- vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021