Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/298 E. 2021/1088 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/298 Esas
KARAR NO: 2021/1088 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının—– esas sayılı dosyasındaki alacağa itirazının İptaline karar verilmesi ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet icra inkar tazminatına mahkum edilmesiyle —esas talep de bulunduğunu, Davacı—– almak amacıyla kayıt olduğunu, düzenli ödemeler yaptığını ancak ——— tarihinde çıkma talebi ve bedel iadesi talebine—— cevap vermediğini, —– ihtarnameyle çıkış talebi ve ödenen bedelin iadesinin davalı —- istendiği, çıkış talebi kabul edilerek —— sayılı dosyası ile yapılan icra takibin —– itirazıyla durdurulduğu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiği, borçlunun %20’den az olmamak üzere kötü niyet icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bakiye kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı—– tarihinde başvurduğunu ve aidatlarını düzenli bir şekilde ödediğini, davalı —- yıldır hiçbir faaliyete başlamadığı ve bu sebeple davalı —– çıkma başvurusu yapıldığı, —-iadenin talep edildiği, ancak davalı —– tarafından sadece —-ödemenin iade edildiği, aidat alacağının tamamının iade edilmediğini, bakiye aidat alacağı talebinin davalıdan tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında —tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle;—- yapıldığı, —- davacı—- yıllarında düzenli şekilde yatırdığı —–tarafından davacıya iade edildiği, davalı — ticari defter kayıtlarının davacı —- dava dilekçesinde ibraz ettiği banka ödeme dekontlarını ve yerinde incelemede ibraz edilen —- cari hesap ekstresiyle birebir mutabık olduğu,—– kuruluş amacını gerçekleştirmek için arsa alımı sürecinde —– önceki yönetim kurulu üyeleri hakkında görevi kötüye kullanma ve nitelikli zimmet nedeniyle —– tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunun yerinde incelememizde görüldüğü ayrıca arsa alım hizmetini ——— yaşandığı dolayısıyla aradan geçen yaklaşık —-süresince davacı dahil tüm ortaklarına iş yerine teslim etme yükümlülüğünün yerine getirme imkanının olmadığı, Kanun ve ana sözleşmeye göre edimlerini yerine getiren davacı—- ortaklığından çıkma ve toplam —- bedelli iade talebinin yerinde olduğu,—– Maddesinde çıkan ortaklara maddi durumun izin verdiği bilanço döneminde ödeme yapılması kararının —– edilen şekliyle davalı —- tehlikeye düşürecek somut gerekçeleri belirtildikten sonra alınmadığından yeterli erteleme şartlarını sağlamadığı , ayrıca mali tablolarda ortaklardan alacak tutarı——- zarar doğmasıyla yıllar itibariyle süreklileşen zararlar ile mali durumunun bozulma riski taşıdığından —— mevcudiyetini tehlikeye atıp atmadığının takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu, dava tarihi itibariyla davacı —- ortaklığından çıkma ve toplam — bedelli iade talebinin yıllık——faiz hesaplamasıyla birlikte yerinde olduğu ancak bu tutardan yıllık bilanço ve gelir tablosundan payına isabet eden —- masraflara katılım payının düşüldükten sonra yasal faiz —- tutarının davacıya ödenmesi gerektiği—– yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —-
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran—– taraf o vakıayı ispat etmelidir. Eldeki dosyada, davacının davalı kooperatiften bakiye aidat alacağının varlığını ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 10. Maddesinde; “Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin—— üne teliyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak istiyen ortağın, muhik baz tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir.” Aynı kanunun 17. Maddesinde; — çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının——-varlığı üzerinde hakları olup bolmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğı anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna |göre hesaplanır. Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda—— muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları istiyebilecekleri günden başlıyarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.” denilmektedir.
Buna göre kooperatiflerde her bir ortağın—— mevcudiyetini tehlikeye düşürmemek kaydıyla kooperatiften çıkma hakkı bulunmaktadır.
Somut dosyada, davacının davalı —–kararlaştırılan aidatın — döneminde ——tarafından davacıya iade edildiği, davalı——— ticari defter kayıtlarının davacı —- dava dilekçesinde ibraz ettiği banka ödeme dekontları ile davalının cari hesap ekstresiyle birebir mutabık olduğu, davalı—– amacını gerçekleştirmek için arsa alımı sürecinde —– önceki yönetim kurulu üyeleri hakkında görevi kötüye kullanma ve nitelikli zimmet nedeniyle —— tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, davalı——- arsa alım hizmetini yapacak danışmanlık firması —– yaşandığı, davalının aradan geçen yaklaşık —- yıl süresince davacı dahil tüm ortaklarına işyerini teslim etme yükümlülüğünün yerine getirme imkanının olmadığı, davacının çıkma talebinde haklı olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiştir.
— hükümleri, davalı —- ve yapılan bilirkişi incelemesi dikkate alındığında davacının davalı — toplam aidat alacağının — olduğu, davalı — tarafından —-bakiye —— bedelinin yerinde olduğu ancak bu tutardan yıllık bilanço ve gelir tablosundan payına isabet eden — masraflara katılım payının düşüldükten sonra —— çıkan ortaklara maddi durumun izin verdiği bilanço döneminde ödeme yapılması kararının —- şekliyle davalı —– mevcudiyetini tehlikeye düşürecek somut gerekçeleri belirtildikten sonra ödemelerin —- yıl geciktirilebileceği, davalı tarafından davacıya ödeme yapılması halinde —– mevcudiyetinin tehlikeye düşeceğine ilişkin herhangi bir evrakın dosyaya sunulmadığı, ayrıca davalı tarafından davacıya bir miktar ödeme yapılması dikkate alındığında davacının bakiye aidat alacağının tahsili halinde —- mevcudiyetinin açıkça tehlikeye girmesinin mümkün olmadığına kanaat getirilmiş, davanın kısmen kabulüne, davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —–işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı tarafça talep edilen alacağın—- tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini ve —- gereğince muacceliyetin ve temerrüdün oluştuğu dikkate alınarak —- tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz hesabı yapılması gerektiği, bu hesaplamanın mahkememizce de yapılabileceği anlaşılmış;
Faiz İşletilen Süre—-
Faiz İşletilen Tutar—-
Faiz Oranı—–
Faiz Tutarı:—–
Ödenecek Toplam Tutar: —- uygulanması ile davalının işlemiş faiz talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—– Dosyaya konu—-aidat alacağının likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —– üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —– işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 7.143,33 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.775,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.367,57 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.775,76-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti haklılık oranına göre 1.253,60-TL’sinin davalı tarafından, 66,4‬0-TL’sinin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 142 TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.096,40- TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.041,25 – TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 13.884,37 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2021