Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/288 E. 2021/378 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/288 Esas
KARAR NO : 2021/378

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2015
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın ———– sayılı dosyasından tatbik edildiğini, bu bağlamda müvekkiline ait bazı araçlar üzerinde kaydi hacizler yapıldığını, bu nedenle kiradaki bu araçların kiracılar tarafından iade edildiğini, ayrıca davalı ———-, bankasında bulunan hesaplara bloke uyguladığını, başka bankalara da İİK m.89/1 ihbarnamelerini gönderdiğini, müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, —işi ile iştigal eden müvekkilinin maddi kayıplarının mevcut olduğunu belirterek maddi 53.400 TL ile manevi 5.000 TL’lik tazminatın 27/06/2014 tarihinden itibaren ticari mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın—— müvekkil —— sözleşmesinin imza edildiğini, davacının da söz konusu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imza ettiğini, bu suretle alınan ihtiyati haciz kararının— —— ile tatbik edildiğini, davalı yanın itirafı üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını,ihtiyati haczin kaldırılması ile derhal davalı yana ait araçlar üzerindeki haciz ve yakalama kaydının da kaldırıldığını, somut olayda davacı yanın bir zararından söz edilemeyeceğini, araçlar üzerine yakalama şerhi konulmuş ise de araçların yakalanmadığını ve fiili olarak trafikten men işleminin gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız haciz işleminden doğan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı bankanın—— iş sayılı dosyasından aldığı ihtiyati haciz kararını ——-dosyasına sunduğunu, davacının ticari işletmesinde kiraya vererek gelir elde—-sayfasından araçlar hakkında yakalama kararı verildiğinin görülmesi üzerine araçları trafiğe çıkaramadığını, ihtiyati haciz kararına yaptığı itiraz sonucu ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, haczin haksız olduğunun kanıtlandığını, hayatını—— müvekkilinin —- veremediği için maddi zararının ticari itibarının sarsılması ve bu süreçte haciz baskısı ile yaşamak zorunda kalması nedeni ile manevi zararının oluştuğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 53.400-TL maddi tazminat ile 5.000-TL manevi tazminatın tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili banka ile yapılan kredi sözleşmesinde davalının da müteselsil kefil olduğunu, asıl borçlunun bakiye borcunu ödememesi üzerine ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haczin mahkeme kararıyla kaldırılması üzerine kaydi haciz ve yakalama kararlarının da kaldırıldığını, davacının —- yaptığı beyanının doğru olmadığını, davacının bir zararının doğmadığını, zira kayden haciz işlemi yapıldığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin—- tazminatın davalıdan alınarak davacıya dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, Manevi tazminat konusundaki talebin KABULÜ ile 5.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerinde dosya—– Karar sayılı ilamı ile; “Somut olayda,taraflar arasında davacının kefil olarak yer aldığı kredi sözleşmesi bulunduğu ,hesap ekstrelerine göre kredi cari hesabının —- ödeme ile kapandığı, daha sonra kullandırılan kredi sözleşmesinde davacının kefaletinin bulunmadığı, haciz tarihi itibariyle davalının davacıdan talep edebileceği bir hak ya da alacağının bulunmadığı,alacaklı davalı vekilince takip dosyasında yakalama avansı yatırılarak fiili haciz uygulanmasının istendiği, bu takip işlemleri nedeniyle davacının kaydi haciz konulan araçlar yönünden ——işinin sekteye uğradığı, hacizlerin kaldırılmasına kadar ki dönemde davacının bu araçlar yönünden kira gelirinden mahrum kaldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan tespit ve hesaplamalara göre hükmedilen maddi tazminat ile hakkaniyet,kusur durumu ve dosya kapsamına göre takdir edilen manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmış, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmiş, temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.” denilmiştir.
Davalı vekili tarafından—-Karar sayılı ilamının temyiz edilmesi üzerine dosya—- —karar sayılı ilamı ile; ” Dosyanın incelenmesinden, davacının dava dilekçesi ekinde ve 12/05/2016 tarihli celsede verilen ara karar gereği — sözleşmelerini dosyaya ibraz ettiği, mahkemece aldırılan ve hükme esas alınan 20/02/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği —dikkate alınmak sureti ile maddi zararın hesaplandığı, davalı vekilince rapora itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
TBK’nun 51. maddesi gereğince, tazminatın kapsamını belirlemek mahkemenin görevidir. Buna göre, her ne kadar davacının mahrum kaldığı kira gelir kaybına ilişkin olarak sunduğu adi sözleşmeler ile beyan ettiği miktarlar esas alınmak sureti ile maddi tazminat hesaplanmış ise de bu şekilde tazminat kapsamının belirlenmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla araçlar üzerine yakalama şerhinin konulduğu tarih ile şerhin kaldırıldığı tarihler arasında mahkemece —- araştırması yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, — gerektirmiştir.” şeklinde bozulmuştur. Bozma sonrasında dosya mahkememizin —– karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama neticesinde dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan — TL/günlük*86 gün = 21.500,00 TL kira kaybı olduğu, dava konusu — plakalı nolu —— uygulanacak olan ticari faiz talep edebileceği, manevi tazminat talebi hakkında taktirin mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama neticesinde;
2004 sayılı İİK 259/1. maddesine göre haksız ihtiyati haciz halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin uğradıkları bütün zararlardan alacaklı sorumludur. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür.
Dava, haksız haciz iddiasına dayanmaktadır. Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur.—- arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerek ve yeterlidir.
Somut olayda,taraflar arasında davacının kefil olarak yer aldığı kredi sözleşmesi bulunduğu ,hesap ekstrelerine göre kredi cari hesabının —, daha sonra kullandırılan kredi sözleşmesinde davacının kefaletinin bulunmadığı, haciz tarihi itibariyle davalının davacıdan talep edebileceği bir hak ya da alacağının bulunmadığı,alacaklı davalı vekilince takip dosyasında —- yatırılarak fiili haciz uygulanmasının istendiği, bu takip işlemleri nedeniyle davacının kaydi haciz konulan araçlar yönünden—uğradığı, hacizlerin kaldırılmasına kadar ki dönemde davacının bu araçlar yönünden kira gelirinden mahrum kaldığı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu, —- ile sabittir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafça talep edilen kira bedelleri yönünden —- rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda mahkemeye bildirilen ——- dosya kapsamına uygun olmaması (fazla olması) sebebiyle kök raporda tespit edilen miktar üzerinden aynı görüşün bildirildiği, davacı tarafından ek bilirkişi raporuna itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde;—– tarihli bilirkişi ek raporunun denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna itiraz etmemesi sebebiyle 17/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespitler kabul etmiş sayılacağına mahkememizce kanaat getirilmiş, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat talebi yönünden, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 51.600,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden, Mahkememizin—— “Manevi tazminat konusundaki talebin KABULÜ ile 5.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, “——— kesinleştiği anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
A-Maddi tazminat talebi yönünden;
-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 51.600,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
B-Manevi tazminat talebi yönünden;
-Mahkememizin ————–sayılı kararı ile ; “Manevi tazminat konusundaki talebin KABULÜ ile —– tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” verilen kararın—– ile kesinleştiği anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebi yönünden yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 3.524,80-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 997,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.527,50-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 997,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 155,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.486,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.436,68-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 278,50-TL yargılama gideri ile 966,58-TL istinaf karar harcı(nispi), istinaf başvuru harcı 85,70-TL, temyiz başvuru harcı 176,60-TL, temyiz karar harcı(maktu) 35,90-TL olmak üzere toplam 1.543,28-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 52,02-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini ————- ettirdiğinden———— tarihinde geçerli ——–.13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 7.508,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden——– yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli ——– 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 1.800,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı