Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/285 E. 2023/72 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/285 ESAS
KARAR NO: 2023/72
DAVA: Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ: 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —– ticaret unvanı ile—- tescil edilerek kurulduğunu, tescilin —– edildiğini, Müvekkili şirketin geniş bir ticari sahayı içeren iştigal mevzuunun ana sözleşmesinde yazılı olduğunu, Müvekkili şirket unvanının 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca —– koruma altında olduğunu, iştigal konusu içinde bulunan ürün ve hizmetlerini —– kullandığını, Ticari faaliyetlerinin tanıtımı —– tarihinde aldığı—– adını taşıyan —- gerçekleştirdiğini, Davalı ——- tarihinde —– tescil edildiğini, iştigal mevzusunun müvekkili şirketin iştigal mevzuu ile aynı olduğunu, davalı şirketin —– tarihinde—– faaliyetlerinin tanıtımını yaptığını, Davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan —– uzun yıllar müvekkili şirkette çalıştığını ve emekli olduğunu, Davalı şirketin ticaret unvanının müvekkilinin ticaret unvanı ile karışıklığa neden olduğundan ve tescilden doğan haklarını ihlal ettiğinden ——– davalının ticaret unvanından terkini gerektiğini, 6102 sayılı TTK m. 50 uyarınca usulen tescil ve ilan edilmiş ticaret unvanını kullanma hakkının münhasıran sahibine ait olduğunu, yine aynı Kanun’un 52. Maddesi gereğince ticaret unvanının başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı biçimde kullanılan hak sahibi bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminatın tahsilini ve tesis edilecek kararın gazete ile yayınlanmasına karar verilmesini isteyebileceğini, Müvekkilinin anılan hükümde yazılı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik sadece davalı ———- ibaresinin terkinini ve tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili mallara el konulup imhasını talep ettiğini, Müvekkili ve davalı şirketin iştişal mevzuu ile ilgili alanlarda uzman ve dikkatli kişilerden oluşmayan ortalama tüketici ve yararlanıcı konumundaki kişilerin müvekkili ve davalı ticaret unvanlarını karıştırması ve bunların arasında ilişkilendirmeler kurması kaçınılmaz olduğundan bir karışıklığın doğacağının açık olduğunu, Bu karışıklık neticesi davalının iyi bir şöhret ve itibar sahibi olan, tüketici zihninde olumlu bir imajı bulunan müvekkilinin ticaret unvanından haksız yarar sağlayacağını, Davalının müvekkili ile aynı kalitede ürün ve hizmet sunamaması halinde ortalama tüketicinin bunun olumsuz sonuçlarını müvekkiline yükleyeceğini, Haksız rekabetin en çok rastlanan şeklinin karışıklığa meydan vermek suretiyle başkalarının elde ettiği haklı şöhrete ortak olmak olduğunu, Davalı şirketin kurucusu ve tek yetkili ortağının müvekkili şirkette uzun yıllar çalıştıktan ve emekli olduktan sonra davalı şirketi anılan unvan ile kurmuş olması karşısında, müvekkili ve unvanından haberdar olunmadığı şeklinde bir savunmanın da dayanağının bulunmadığını, iddia ederek, İhtiyati tedbir yönünden; 6100 sayılı HMK m. 389-406 ile 6102 sayılı TTK md 61 uyarınca; Müvekkilin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunduğundan davalı yana tebligat yapılmadan ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Davalının, müvekkilinin ticaret unvanını tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak biçimde ———-unvan ve tanıtım işaretini kullanmak şeklindeki tüm fiillerinin önlenmesi ve durdurulmasına, Karşı yanın haksız rekabet oluşturan tanıtin işaretlerini taşıyan ürünlere ve bunların üretim araçlarına el konulmasına, Karşı yanın tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyallerine el konulmasına, Davalı yanın haksız rekabet eylemlerini gerçekleştirdiği internet sitesine erişiminin engellenmesine, Esas talep yönünden; Davalının ticaret unvanından ——- terkinine, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, Davalının müvekkili unvanıyla karışıklığa yol açan ——ekini ticaret unvanı olarak tescil ettirme ile bu unvan ile aynı iştigal mevzuunda mal ve hizmet sunma şeklindeki eylemlerinin haksız olduğunun tespitine, Davalının haksız tekabetinin men’ine, Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, Karşı yanın haksız rekabet oluşturan tanıtım işaretlerini taşıyan ürünlere ve bunların tanıtım araçlarına el konulmasına, İşletmelerinde bulunan tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyallere el konulmasına, sabit ortamlardan silinmesine, Davalı yanın haksız rekabet eylemlerini gerçekleştirdiği internet sitesine erişiminin engellenmesine, “Tesis edilecek kararın özetinin, masrafı davalı tarafa ait olmak üzere tüm——– yayınlanan gazetelerden birinde ilanına, tüm yargılama ve vekalet ücretini davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yeni unvanının —— olduğunu, Vekil olarak taraflarının dosyaya bildirilmediğini, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat yapılmasının zorunlu olduğunu, Usule ilişkin olarak, HMK md 114/1-d fıkrası gereğince taraf sıfatının oluşmadığını, zira müvekkili şirketin ticaret unvanının de ğiştirerek——- unvanını aldığını, dolayısıyla davalı şirketin taraf ehliyetinin bulunmadığını, taraf sıfatı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı taraf bu davada davalı şirketin ticaret unvanından —-ibaresinin terkinini talep ettiğini, ancak ekte sundukları —– ilanında görüleceği üzere müvekkili şirketin unvanının değiştiğinin sabit olduğunu, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, İşbu dava için arabuluculuk yoluna başvuru zorunluluğu bulunmadığını, Esasa ilişkin olarak, Davacı tarafın iddialarının soyut, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Müvekkili şirketin haksız rekabet ettiğine, bu şekilde haksız kazanç sağladığına ilişkin dosyada hiçbir delilin bulunmadığını, dolayısıyla davacı şirketin bir zararını oluştuğu hususların ispatlanamadığını, Müvekkili şirketin ticaret unvanı değiştirdiğini, bu hususun bile müvekkilinin kötü niyetli olmadığını gösterdiğini, Davacının dava dilekçesi ile talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin de konusunun kalmadığını, iddia ederek, HMK m. 114 gereğince davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddine, HMK m. 114/1-h fikrasına aykırı ikame edilen davanın hukuki yarar şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Aksi kanaat hasıl olması halinde HMK m. 119 – 115 ve diğer usulü itirazları dikkate alınarak davanın usulden reddine, Yukarıdaki itirazlar dikkate alınmadığı takdirde konusuz kalan dava hakkında HMK m.331 karar verilmesine yer olmadığına, İşbu itirazları dikkate alınmayarak davanın esasına girilmesi halinde hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, TTK 50 vd. maddeleri gereğince ticari unvanın korunması talebine ilişkindir.
Davacı, şirketin —– ticaret unvanı ile —–tescil edilerek kurulduğunu, tescilin —- ilan edildiğini, ticari faaliyetlerinin tanıtımının —- tarihinde aldığı—– sayfasında gerçekleştirdiğini, davalı —–tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini, iştigal mevzusunun müvekkili şirketin iştigal mevzuu ile aynı olduğunu, davalı şirketin —- tarihinde ——– faaliyetlerinin tanıtımını yaptığını beyan ederek, davalının ticaret ünvanındaki —— terkinini, haksız rekabetin tespitini ve meni ile kararın ilanını talep etmiş; davalı ise şirketin—– değişerek——– aldığını, dolayısıyla davalı şirketin taraf ehliyetinin bulunmadığını, taraf sıfatı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların —— kayıtları —- dosya arasına alınmış,——-davaya konu belgeler celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli Mali Müşavir bilirkişinin raporunda özetle;—unvanında yer alan——- ibaresinin davacının unvanıyla karışıklığa sebep verdiği, davalının ticaret unvanını TTK m. 52 çerçevesinde “ticari dürüstlüğe aykırı biçimde” kullandığı, bu kullanımın davacının TIK m. 52 vd. gereği tescilden doğan haklarını ihlal eder nitelikte olduğu ve davacının dava açılış tarihi itibariyle davalı ticaret unvanından—- ibaresinin terkinini talep etmesi için gereken yasal koşulların mevcut olduğu; davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan ——– uzun yıllar davacı şirkette çalışmış olması ve başkaca birçok farklı unvan seçilebilecek iken, davaya konu unvanın seçilmiş olması da davalı eyleminin aldatıcı ve dürüstlüğe aykırı olduğu, davalı taraf, davanın açılmasından sonra ticaret unvanını değiştirmiş ise de bu durum değişiklik tarihine kadar söz konusu kullanımın haksız rekabet teşkil etmediği anlamına gelmediği, davalının değişiklik sonrası——- şeklindeki unvanı ile davacı tarafın ——- arasında iltibas yaratan bir benzerlik bulunmadığı, davalının unvan değişikliğine kadar unvanlar arasındaki benzerlik haksız rekabet teşkil etmekte, değişiklik sonrası ise iltibas ihtimali ortadan kalkmakta olduğu, ancak davalı taraf,——alan adı olarak da ———davacıya —— bir ibareyi tercih etmiş ve ticaret unvanından farklı olarak bunu değiştirmemiş olduğu, alan adları arasındaki bu benzerlik sebebiyle, ortalama tüketici kitlesinin yanılgıya düşerek davalının internet sitesini ziyaret etmesi ve davacı şirkete ait olduğu düşüncesiyle aslında davalıya ait ürünleri satın almasının muhtemel olduğu…” şeklinde kanaat bildirdiği anlaşılmıştır.
Ticaret unvanının korunması 6102 Sayılı TTK’nın 52 vd maddelerinde düzenlenmiş olup ticaret unvanı, bu hali ile kendine has özel koruma tedbirlerine tabi tutulmuştur. Bu türden açılan davalarda ——- gereğince, terkini talep edilen şirkete ait ticaret unvanının ayrıca ek alıp almadığı, tacirlerin iştigal sahalarının benzer olup olmadığı,unvanların genel görünüm itibari ile benzer olup olmadıkları ve bu benzerliklerin üçüncü kişiler açısından karışıklığa neden olup olmayacağı hususları incelenip değerlendirilmektedir.
Öte yandan bir başka tacire ait ticaret unvanının terkinini talep eden tarafın davasını belirli ve makul bir süre içinde açması gerekir. Ticaret unvanları tescil ve ilana tabi bulunduğundan makul sürenin hesabında bunun da nazara alınması icap eder. Makul sürenin geçirilmesi halinde sessiz kalma nedeni ile hak kaybı oluşur. Uzun süreli sessiz kalma suretiyle hak kaybı, TTK’da düzenlenmiş değildir. Bu durum ——– uygulaması ile hukukumuza yerleşmiş olup, yasal dayanağı da TMK’nin 2. maddesidir. Sessiz kalma yolu ile hak kaybının oluşması için öncelik hakkı sahibinin kullanımdan haberdar olması gerekmekte ise de sessiz kalmanın kaç yıl sonra hak kaybına yol açacağı ile ilgili kesin bir süre vermek mümkün değildir. Burada önemli olan öncelik hakkı sahibinin sonraki kullanıma bir süre katlanmış olmasıdır. Bu itibarla bu sürenin belirlenmesinde somut olayın özelliklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Terkin talep eden tarafın, sessiz kalma ve göz yumma kast ve iradesi olmasa dahi geçen süre zarfında ticaret unvanının terkini talep olunan tacirin, yapmış olduğu belirli yatırımlarla müşteri çevresi oluşturması, işletmesini geliştirerek belirli kesimlerce tanınır hale getirmesi de mümkündür. Bu açıdan bakıldığında, davanın ihmal yolu ile de geç açılıp hak kaybına uğranması mümkün hale gelebilecektir.——–
TTK 45. Maddesi ve 28913 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğinin 5. Maddesine göre; “Bir ticaret unvanı, —– herhangi bir ——— daha önce tescil edilmiş bulunan bir unvandan ayır edilmesi için gerekli olan ek yapılmadan tescil edilemez.” denilmektedir.
Dosya kapsamında celp edilen ——– davacı şirketin — tarihinde, davalı şirketin ise —– tarihinde kurulduğu, iş bu davanın ise ——- tarihinde ve makul sürede açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının ticaret unvanının çekirdek unsurunun —— davalı şirketin dava açıldığı tarihteki ticaret unvanının çekirdek unsurunun “…” olduğu, taraf şirketlerin ticaret unvanındaki çekirdek ve ek unsurların birbirine benzer olduğu, tarafların ticaret unvanının işletme konusunu gösteren unsurunun——— olup, farklı olan bu kelimenin ayırt ediciliğinin son derece düşük ve zayıf olduğu, oluşan bu zayıf farklılığın TTK 45. Maddesi bağlamında ayırt ediciliği sağlamadığı, TTK 55/1-a(4) bendi gereğince karıştırılma tehlikesi arz ettiği, davacı tarafından ticaret unvanın korunmasına yönelik talebinin yerinde olduğu, davalı şirketin kuruluş tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında davacı tarafından iş bu davanın makul süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava esnasında davalı şirketin ticaret unvanını —— şeklinde değiştirdiği,——— uzantısını değiştirmediği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının davanın açıldığı tarihte kullandığı —– ticaret unvanındaki ———–ibaresinin ve bu ibareyi ticari hayatında kullanmasının haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile haksız rekabetin menine, davalının ticaret unvanını değiştirmesi dikkate alınarak, davacının, davalının ticaret unvanındaki —— ibaresinin terkini ve terkinin ilanı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının davanın açıldığı tarihte kullandığı ——– ticaret unvanındaki —— ibaresinin ve bu ibareyi ticari hayatında kullanmasının haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile haksız rekabetin menine,
-Davalının ticaret unvanını değiştirmesi dikkate alınarak, davacının, davalının ticaret unvanındaki ———ibaresinin terkini ve terkinin ilanı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90TL harcın, davacı tarafından yatırılan 54,40TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 125,5‬0TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.151,25TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2023