Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/282 E. 2022/674 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/282 Esas
KARAR NO:2022/674

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/07/2020
KARAR TARİHİ:15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki içerisinde olduğunu, davacının iş bu ilişkiye istinaden davalıya mal temin ettiğini ve bu hizmet karşılığı fatura düzenlediğini, davalının davacıya takip tarihi itibari ile —- olan cari hesap borcunun olduğu ve davalının iş
bu borcu ödemediğini, davacı şirketin davalıya mal teslim ettiğini ve iş bu malların davalı tarafından teslim alındığını delillerinin olduğunu, iş bu alacak için davacı tarafından takip
başlatıldığı ancak davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, —- başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının—- Sayılı sayılı dosyasına yaptığı tüm itirazların iptali ile takibin devamına,davalının takip tutarının —- aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kendisine yapılan tebligatın usulsüz olduğu tebligatın iptalini ve öğrenme tarihinin —olarak kabul edilmesini talep ettiklerini,davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, iş bu konudaki delilleri daha sonra sunacaklarını, davalının davacı şirketten dava dışı—-aracılığı ile —- aldığını ve karşılık gelen ödemeleri de yaptığını, taraflar arasında mutabakat yazışmalarının da olduğunu, açıklanan, duruşmalar sırasında ortaya çıkacak ve re’sen sebeplerden dolayı, usulsüz tebligatın iptali ile öğrenme tarihi olan — tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davanın reddine, kötü niyetle hareket ederek müvekkilin ticari hayatlarına onarılmaz zararlar veren davacıların—-aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa
yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı,davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, süresi geçtikten sonra sunmuş olduğu (cevap) beyan dilekçesinde, dava konusu borcun davacıya ödeme yerine geçmek üzere dava dışı —– ödediğini, dava konusu cari hesap alacağı yönünden borçlarının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —-tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—-Esas sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —tarihli —- raporu alınmış,— ek raporu ve —- tarihli—- raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.—tarihli —- raporunda özetle, “Davacı şirket tarafından ibraz edilen— ilişkin ticari
defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kalmak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı,davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde
olduğu,Davalı şirket, inceleme günü olan— tarihinde Mahkemenin — gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, iş bu sebeplerden dolayı davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıdan — yılı açılış bakiyesinde kaydi — alacaklı olduğu, davacının davalıya — yıllarında toplam—- fatura düzenlendiği, davalı tarafın davacı tarafa toplam hiç ödeme yapmadığı, ödemelerin dava dışı —–firmasından yapıldığı, yapılan ödemelerin — yolu ile davalı hesabına aktarıldığı iş bu — toplam — olduğu, davacı şirketin yaptığı — işlemlerinden — tutarlı kısmını iptal ederek davalıyı borçlandırdığı, neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten
kaydi —-alacaklı olduğu ancak yapılan —- işlemlerine dayanak
olacak belgelerin bulunmadığı,Davalı şirketin, dava dışı —- firmasına veya davacı şirkette dava konusu alacak için ödeme yaptığına dair dava dosyasında herhangi bir belgenin
olmadığı, iş bu konudaki nihai takdirin Sayın Mahkeme ait olduğu, Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takibe konu tüm faturaları, davanın taraflarının—– ile ilgili —- dairesine bildirdiği, Tarafların Beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği ayrıca takibe
konu faturalardaki teslim alan kısmında isim ve imzanın bulunduğu, Davacı şirketin takibi asıl alacak üzerinden başlattığı, takip tarihi öncesinde işlemiş faizi talep etmediği, Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında — hesap edilebileceği, Davacının icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise Sn. Mahkeme’ ye ait bulunduğu” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.— tarihli —ek raporunda özetle, “Dava dışı —- ilgili yıllar ticari defterlerinin —–olmadığı ve dava dışı şirketin yetkililerini ulaşılamadığı iş bu sebepten dolayı dava dışı şirketin ticari defterlerinde inceleme yapılamadığı, Davalı firmanın, dava dışı —–ödeme yaptığını iddia ettiği ancak dava dosyasına sunulan herhangi bir ödeme dekontunun bulunmadığı, Davalı ve davacı vekili tarafınca ileri sürülen itirazlar kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, mali bakımdan—- raporda sunulan görüşlerimde değişiklik yapılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığı, bu sebeple — rapordaki görüşümü muhafaza ettiğimi.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.—tarihli — raporunda özetle, “Dava dışı —-yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kalmak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, Dava dışı şirketin ticari defterlerine göre; davacı tarafça ileri sürülen alacağın, davalı şirket tarafından dava dışı —ödendiği tespit edilmiştir. Dava dışı firmanın iş bu ödemelere istinaden davacı firmaya çek düzenlediği ancak çeklerin karşılıksız çıktığı, Davalı firmanın dava konusu alacağı, dava dışı —- firmasına ödediği ancak dava dışı firmanın davacıya ödeme yapmadığı tespit edilmiş olup dava dışı firmanın davacıya ödeme yapmamasından dolayı davalı firmanın sorumlu olup olmadığına dair takdirin Sayın Makemeye ait olduğu.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural,itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.Davalı tarafından dava konusu cari hesap alacağının ödendiği iddia ve kabul edildiğinden, taraflar arasında borcun varlığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Burada davalının ödeme iddiasını yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davalı taraftadır.Hemen belirtmek gerekir ki, davalı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmasa dahi ödemeye yönelik itirazını ileri sürebilir.Gerçekten de yargılamada HMK 128 md gereği davayı inkâr eden davalının ödemeye ilişkin savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez.Belirtilen nedenlerle, yargılama aşamasında tahkikat sona erinceye kadar sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur.Somut dosya değerlendirildiğinde; davalı, dava konusu borcun dava dışı—-ödediğini, davacıya borcunun bulunmadığını beyan etmekte olup, mahkememizce bu kapsamda — incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve —- tarihli ek rapor alınmıştır. Anılan raporda dava dışı —ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davalı tarafından dava konusu alacağın dava dışı dava dışı —- çek vasıtası ile ödendiği tespit edilmiştir. Ayrıca davacı, davalı ve dava dışı —-arasındaki ticari ilişkinin işleyişi gösterilmiştir.—- tarihli ek —-raporu dikkate alındığında davalı tarafından dava konusu alacağın dava dışı —- ödediği sabittir. Burada davalı tarafından dava dışı—- yapılan ödemenin davacı açısından sonuç doğurup doğurmayacağı, borcu sona erdirip erdirmeyeceği hususunun irdelenmesi gerekmektedir.TBK 129 maddesinde; “Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir.” denilmektedir. Üçüncü kişi yararına sözleşme, alacaklı ve borçlunun borcun üçüncü kişiye ifası konusunda anlaştığı sözleşmedir. Buna göre borçlu ancak üçüncü kişiye ifada bulunarak borcundan kurtulabilir. Alacaklı da ifanın ancak üçüncü kişiye yapılmasını talep edebilir.Somut olayda, davalı tarafından dava konusu alacağın dava dışı —- çek ile ödendiği,—– tarihli rapor dikkate alındığında taraf ticari defterlerinden davacı, davalı ve dava dışı —- arasında ticari ilişki bulunduğu ve ödemelerin davalı iddiaları doğrultusunda yapıldığı,—-üzerinden yapılan incelemelerde davacının taraf olduğu benzer dosyaların bulunduğu —-Karar sayılı ilamı, —- Karar sayılı ilamı, Mahkememizin —-talimat numaralı dosyasının —- tarihli duruşmasında alınan beyanlar) dikkate alındığında davacı, davalı ve dava dışı —- arasında ticari teamülün bulunduğu ve davalı tarafından dava dışı—-yapılan ödemenin —-kişi adına ifa olarak mevcut dosya yönünden davacıya olan borcuna karşılık yapıldığı ve borcun sona erdiğine kanaat getirilmiş, davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. —-Eldeki dava yönünden davalı/borçlu tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmaması sebebiyle kötüniyet tazminatı talep etmesi mümkün olmadığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı —davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile artan—harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan —- yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen —- nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren — haftalık yasal süre içerisinde — Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.