Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 E. 2021/115 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/250 Esas
KARAR NO : 2021/115
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı —-i olduğu, davacı işbu dilekçe ekindeki faturadan da anlaşılacağı üzere davalıya —- değerinde ürün satışı yaptığı, ancak davalı, teslimden itibaren– yıldan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, muhtelif zamanlarda toplamda —- cüzi ödemelerde bulunduğu, davacının ödemelerden sonraki bakiye alacağı —- olup, davalı tarafından bugüne kadar ödenmediği, davalı/borçlu borcun tamamına itiraz etmiş ve yukarıda bahsedilen ödemelere ait banka dekontlarını icra dosyasına sunduğu, ancak bakiye —-kısım için herhangi bir dekont sunmamış, elden ödendiği iddiası ile haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz ettiği, davalı/borçlunun —- tarihinde borca itiraz etmiş olması sebebiyle icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davalı/borçlu iddialarında haksız olduğundan, icra takibinin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğumuz doğduğu, davalının elden ödeme yaptığına dair iddiaları mesnetsiz olduğu, davalı, ticari iş yapmaktadır ve basiretli tacir olarak elden ödeme yaptığında karşılığında herhangi yazılı bir belge almamış olması havatın olağan akışına aykırı olduğu, yapılan tüm ödemeler banka kanalı ile yapılmış olduğu, borçlunun elden ödeme yaptığını ispatlayacak belgesinin olmadığı, açıklanan nedenlerle borçlunun—– ferileri yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden işleyecek ticari faiziyle birlikte devamına; itirazında haksız ve kötüniyetli borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının TK 21.Maddeye göre tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle,—– takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi neticesinde davacının davalıya —- değerinde ürün sattığı, davalının satışı yapılan ürünlerin tesliminden sonra muhtelif ödemeler yaptığı, ödemelerden sonra davacının bakiye—- alacağı iddiasına ilişkin başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla usulüne uygun ön inceleme duruşması yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edilmiştir.
——- sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda tarafların gerçek kişi olduğu görülmektedir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte mahkememizin görevi hususunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için tarafların bağlı bulunduğu ilgili ticaret sicil müdürlüğüne, ilgili vergi dairesine ve — ayrı ayrı müzekkereler yazılmış,—- davacı ve davalının gerçek kişi tacir kaydı bulunmadığı gibi herhangi bir ticari işletme kaydının da bulunmadığının bildirildiği, —- tarihli yazıda davalının —– yılında işletme hesabına göre defter tuttuğu ve 213 sayılı vergi usul kanunu 177.maddesinde belirtilen hadlerin altında kaldığının bildirildiği, ilgili —- gelen yazıda tarafların esnaf kaydının olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davacının ve davalının —- kayıtlı olması ya da olmaması onun esnaf sayılması yahut sayılmaması için tek başına yeterli olmamakla birlikte,— kaydı ile birlikte değerlendirme yapılması esas olduğundan nitekim —- da bu yönde olup mahkememizce de tüm kayıtlar göz önünde bulundurularak inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda tarafların gerçek kişi ticari işletme kaydının olmadığı, davalının gerek —- gerçek kişi tacir kaydı ve ticari işletme kaydının bulunmayışı gerekse vergi dairesi kayıtlarında işletme hesabına göre defter tutup mal alış ve satış tutarlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177 maddesinde belirtilen tutarların altında kaldığının diğer bir deyişle gelirinin esnaf sınırını aşmadığının belirtilmesi karşısında nispi ticari dava koşullarının oluşmadığı görülmekle, mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli —– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Gönderilmesine,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2021