Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/249 E. 2021/74 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/249 Esas
KARAR NO : 2021/74
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —-faaliyet gösterdiğini, dava şirket ile müvekkili şirket aynı sektörde birbirlerinin doğrudan rakibi durumunda olduğunu, müvekkili şirketin eski — müdürü ve diğer davalı—- kullanılan üretim teknikleri davalı —- sürede yeni bir şirketten beklenmeyecek şekilde ürün yelpazesini genişlettiğini ve sektörde yüksek bir piyasa bilinirliğini kazandığını, davalı — müvekkili firmada — tarihinde üst bir pozisyonda — fakat anılan davalının —- tarihide hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde —- bir arkadaşı ile başka bir iş dalına geçiş yapacağını savunarak istifa ettiğini, ancak kısa bir süre sonra davalı şirket ile anlaşarak işe başladığını, ismi anılan — davalı şirket müdürü olduğunu, bu nedenlerle davalı —- müvekkili şirket ile olan iş sözleşmesinde bulunan sır saklama ve rekabet etmeme yükümlülüklerine aykırı olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete ait üretim sırlarını kullanarak müvekkili şirketin ürünleri ile aynı ürünleri ürettiğini, davalıların fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, haksız rekabet durumunun önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, müvekkilinin ciddi bir zararının doğmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —- yılından itibaren davacı şirketle aynı alanda faaliyet gösterdiği ve bu alanda standartları belirleyen önce ve lider bir firma olduğu iddia edildiğini ancak bu alanda birden fazla şirket olduğunu, davacı şirketin pazarda öncü olduğuna ilişkin iddiaları gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirket davalı —– bağımsız olarak alanında tecrübe sahibi kişilerce kurulmuş ve yönetilen bir şirket olduğunu, müvekkili şirket halihazırda tecrübeli yöneticiler tarafından birçok firmayla ticari ilişkilere başlanmış ve altyapısını büyük ölçüde kurduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirketin aynı ürün üretmesini ve piyasada bilinirlik kazanmasını haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette —— olarak görev aldığını, müvekkili davacı şirkette çalışırken tamamen şirketin menfaatine çalıştığını, öğrendiği sınırlı sayıda iş sırrını da sonrasında kullanmadığını, müvekkilinin faaliyetlerinin TK.M.54 vd hükümleri çerçevesinde haksız rekabet teşkil etmediğini, davacının iddialarını ispata yarayacak her hangi bir delil sunmadığını, öncelikle ihtiyati tedbir talebinin reddine, haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle haksız rekabetin tespiti ve menine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak hukuki ihtilaf noktaları belirlenerek öncelikle dava şartları incelenmiştir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. ” düzenlemesi mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu iş bu uyuşmazlıkta haksız rekabet eylemlerinin dava dilekçesinde de belirtilmiş olduğu üzere, davalılardan —- davacı şirkette çalıştığı iş akdinin feshinden önceki dönemde başlayıp, iş akdinin feshinden sonra da devam ettiği, davalı —– akdi devam ederken davacı şirketin üretim formüllerine kullanarak davalı şirket nezdinde birebir aynı ürünleri ürettiği, bu ürünleri davacının müşteri portföyündeki müşterilere tanıtmaya başladığı, davacı şirketten ayrılmasından önce davacı şirketin üretim tekniği ile ilgili bilgi ve belgeleri şirket e-mail hesabından kendi şahsi hesabına gönderdiği, —- düzenlenen ve davacı— katıldığı bir fuarda davalı —-faaliyetlerinde kullanılmak üzere ekipman arayışı içinde olduğu ve bununla ilgili ekipman tedarikçisi ile görüştüğü ve bu kişi tarafından —— iletildiği, bu teklifin davacı şirkete hiç aktarılmadığı böyle bir ekipmana ihtiyaç duyulmadığı, iş akdi devam ederken planlayarak davalı —- belirtildiği, bu haliyle mahkemizde iş akdinin feshinden sonraki eylemle daha önceki eylemler arasında bağlantılı bir şekilde haksız rekabetin koşullarının oluştuğu iddia edildiğinden, esasen davanın yasal dayanağının 6098 sayılı TBK’ nın 444-447. maddeleri arasında yer aldığı, hukuki yarar ve usul ekonomisi hükümleri nazara alınmak suretiyle —- karar sayılı ilamları da nazara alındığında, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
—-karar sayılı ilamında —- itibarla ve iş akdinin feshinden sonraki eylemler ile daha önceki eylemler arasındaki bağlantı iddiası nedeniyle uyuşmazlığın bütün olarak değerlendirilmesindeki hukuki yarar ve usul ekonomisi hükümleri nazara alınarak mahkemece, davadaki tüm davalar bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken …” denilerek Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ilamının kaldırılmasına dair karar verildiği görülmüştür.
——Karar sayılı kararında, ”..Davacı tarafça, haksız rekabet teşkil ettiği belirtilen eylemlerin, davalı —- iş akdinin devamı sırasında başladığı, iş akti sona erdikten sonra da devam ettiği ileri sürülmektedir. Bu hali ile, iş akti sona erdikten sonraki döneme ilişkin eylemler, aktin devamı sırasında başlayan eylemlerin devamı niteliğinde olup, iş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Dolayısıyla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. ”denilerek Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararına karşı istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmüştür.
Tüm açıklanan hukuki gerekçeler ile mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin İş Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden Reddine,
2-HMK 20.maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde dava dosyasının görevli —– NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2021