Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/236 E. 2021/1079 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/236 Esas
KARAR NO : 2021/1079

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı yana ait —-zamanlarda üstlendiğini, davalı yana vermiş olduğu taşıma işlemi karşılığında muhtelif zamanlarda navlun ücretine ait faturaları düzenlediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkilinin, davalı yandan kalan 12.075,06 TL alacağının bulunduğunu, davalı yanın bu tutarı ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı yan aleyhine ——- esas sayılı dosyası ile icra dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalı yanca söz konusu takibe itirazda bulunulduğunu ve takibin durduğunu, bu nedenle işbu davanın açıldığını, davalı yanca yapılan itirazların iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafın usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap veremediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —-davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 17/05/2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, verilen karar davacı vekili tarafından dosyanın istinaf incelemesine gönderildiği, —— sayılı ilamında; Davacı vekilinin — müdürlüğünün yetkili olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, her ne kadar dava konusu alacağın sebebini teşkil eden taşıma ilişkisi CMR hükümlerine tabi ise de CMR Konvansiyonu’nda navlun alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişkin ihtilaflarda iç hukuk kuralları uygulanması gerektiği, taraflar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğünden bu taşıma ilişkisinden kaynaklı navlun alacağının tahsili hususunda hangi yer mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu yukarıda açıklandığı üzere iç hukuk kuralları uyarınca belirleneceği, dava navlun alacağının tahsili istemine ilişkin olup navlun alacağı para borcu olması hasebiyle 6098 sayılı TBK’nın 89 maddesi gereğince alacaklının ifa zamanında mukim bulunduğu yerde ödenmesi gerektiği, HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yerinde de dava ve takip yapılabileceği, somut olayda, davacı alacaklının —- sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatları gözetildiğinde 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu—- yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görüldüğü, sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, İstinaf incelemesiyle mahkememiz kararının kaldırılması sonrası yapılan yargılamada; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden anılan usul gereğince başlanılmış ve tahkikat yazılı yargılama usulüne göre yapılmış ise de; 7251 sayılı yasanın 58. maddesi ile TTK.’nın 4/2. maddesinde yapılan değişiklik gereğince yargılamaya basit yargılama usulü ile devam edilmesine, bundan sonraki süreçte HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiş, taraf vekillerine basit yargılama usulünün görüleceği tebliğ edilmiştir.
—–yıllarına —— istenilerek dosyaya celbinin sağlandığı görülmüştür.
Mahkememizce istinaf kararı sonrasında yapılan yargılamada davanın niteliği tarafların tacir olduğu ve taraflarca delil olarak ticari defter ve kayıtlara dayanıldığı dikkate alınarak ve davalının—- dikkate alınarak davalı —- tarihinde karar verildiği, talimat —— tarihli raporda özetle;—– davalı ….—- yılları ticari defter ve belgelerin hazır edilmesi söylendiği kendisi tarafıma döneceğini belirttiği, dönmeyince 01.06.2021 tarihinde tekrar aranmış olup Muhasebecisi —- tarafımı arayacağını söylemiştir.—– tarafımı aramıştır, defterleri bakacağını söylediği, ancak tarafıma hiçbir cevap gelmeyince tarafınca 09.06.2021 tarihinde tekrar muhasebecisi — olup ticari defter ve belgelerin hazır olup olmadığı sorulduğu, sonuç olarak rapor tarihine kadar davalı tarafından ticari defter ve belgeler bilirkişiye ibraz edilmemiştir ve inceleme için inceleme adresi söylendiği,— tarih cevap yazılarına göre; davacı şirket tarafından, davalı firmaya—- yılında düzenlenen faturaların davalı firma —- formu ile alış bildirilmemiş olduğu yönünde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan hükme ve denetime elverişli 05/01/2018 tarihli rapor içeriği ile taraflar arasında — bulunduğu ve davacının lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde de alacağın kayıtlı olduğu, davalı tarafın—– talimat mahkemesince gönderilen gerekli ihtarlara rağmen inceleme günü ve saatinde defterlerini sunmadığı, davaya cevap vermeyip, duruşmalara da katılmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tüm dosya kapsamında toplanan deliller itibari ile sabit olduğu, —– belirttiği üzere ticari davalarda taraf defterlerinin karşılıklı incelenmesi gerektiği ve gerekli ihtarlara rağmen davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı taktirde kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu ve engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılacağı, aksi bir yorumun karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç doğuracağı ve bu durumun HMK’nın açık düzenlemelerine aykırı olacağı göz önüne bulundurularak, davalının ödeme emrine yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, davalının—– yaptığı itirazın iptali ile takibin 12.075,06-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına, talep edilen alacak navlun faturasından kaynaklı likit bir alacak olduğundan hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davalının—– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali takibin 12.075,06-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına,
2-Hükmedilen —- alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 824,84-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 145,95-TL nin mahsubu ile 678,89-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 145,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, bozma öncesi ve sonrası yapılan 446,85‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.350,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.826,05‬-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —- göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.