Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/228 E. 2021/927 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/228 Esas
KARAR NO: 2021/927
Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—-arasında imzalanan —– adı geçen firmaya muhtelif krediler kullandırıldığını, davalı borçlu
—- anılan sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun —— kapsamında kullandırılmış olan kredilerden
kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, borcun muaccel hale geldiğini,
ödemelerin aksaması üzerine, müvekkili bankanın, sözleşmenin kendisine verdiği yetkiye
dayanarak hesabı kat ettiğini ve borçlulara —–
yevmiye sayılı ihtarnameni keşide ve tebliğ ederek borcun ödenmesini talep ettiğini, buna
rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için borçlular hakkında —— sayılı dosyasından ilamsız icra takibine geçildiğini, takip
borçluları; —— tarafından, haklarında yapılan takibe, borca,
faize ve ferilerine itiraz edildiğinden takibin durduğunu, borçluların borcun tamamına ve
ferilerine itirazının hukuksal dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira davalı
borçlulardan—– kredi kullandırıldığının tartışmasız gerçek olduğunu, bu kez,
kredi ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine başlatılmış olan icra takibine, davalı
borçluların herhangi bir borcu olmadığı yönünde beyan ve iddiada bulunmalarının iyi niyetle
ve gerçekle bağdaşır tarafı bulunmadığını, kaldı ki davalı borçlular ile müvekkili banka arasında
imzalanan sözleşme ile müvekkili banka defterlerinin ve kayıtlarının delil olacağı ve esas
alınacağı kabul edilmiş olduğundan, bahse konu defter ve kayıtların incelenmesi ile müvekkili
banka alacağı ile ilgili olarak yapılan icra takibine itirazın haksızlığının ortaya çıkacağını,
davalı borçluların borca, ferilerine ve işlemiş faize itirazının da yerinde olmadığını, —– temerrüt faizinin taraflarca serbestçe
kararlaştırılacağının hükme bağlandığını, borçluların müvekkili banka ile imzalamış oldukları sözleşme ile tayin edilen oranlarda faiz ödemeyi kabul ettiklerini, icra takibinde, borçlulardan
——hükümlerine göre temerrüt faizi talep edildiğini,
bu nedenle davalı borçluların faiz ve ferilerine yaptığı itirazın hiçbir hukuki dayanağı
bulunmadığını, dava konusu icra takibine dayanak teşkil eden kredinin —–
kefaletiyle kullandırılan bir kredi olduğunu, ——–
bendine göre, “temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür” düzenlemesinin
bulunduğunu, yine aynı maddenin 5. bendine göre, “temerrüt durumunda teminatların nakde
çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi
verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen
kefalet oranında —-aktarılır.” düzenlemesinin mevcut olduğunu, bu
düzenlemeye göre —– kefaletiyle kullandırılan bir kredi, kredi borçlusu tarafından ödenmeyip
yasal takibe düşerse ve krediyi kullandıran banka kredi alacağı için icra takibi başlatır ve takip
devam ederken kredi borcu—– tarafından, kefalet oranında tazmin edilse bile, mevcut yasal
düzenleme uyarınca alacaklı banka alacağın tamamını icra takibi kapsamında takip etmeye
devam edeceğini, buna karşılık takip kapsamında bir tahsilat elde ederse, bu tahsilatı tazmin
edilen kefalet oranında —— aktaracağını, dolayısıyla, sözleşme hükümlerinin
ihlali, borcun ödenmemesi, ihtarname süreci üzerine, müvekkili banka tarafından borçtan
sorumlular hakkında takip başlatmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, alacağın
tahsilini geciktirmeye çalışan borçluların kötü niyetinin söz konusu olduğunu, dava şartı olarak
arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmesi sonucunda uzlaşılamadığına
ilişkin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğini beyan ederek, davalıların, —- sayılı dosyasından yapılan icra takibine yönelik itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatı ödemeye
mahkum edilmesine, icra ve yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, müvekkilleri tarafından tebellüğ edilen ödeme emrinde alacağa dayanak olarak kredi sözleşmesinin
gösterildiğini, ancak müvekkillerinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, müvekkilleri ile davacı banka arasında, geçmişte kredi sözleşmelerinin imzalandığını, müvekkillerinin sözleşmeden kaynaklanan borçlarını gereği gibi ifa ettiklerini, buna ek olarak ortada likit bir alacağın bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, icra takibine konu borç mevcut olsa dahi, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranının —- olarak belirtildiğini, belirtilen fahiş
miktardaki faiz oranının kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafından hazırlanan takip talebindeki —– temerrüt faiz oranı fahiş olmakla genel hükümlere ve —–aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, genel kredi sözleşmesi sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalıların asıl borçlu ve müteselsil olarak kefil olduğu krediyi ödememesinden dolayı takip başlatıldığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, gerekli bilgi ve belgeler istenmiş, —–Dosyası dosya içerisine alınmış ve incelenmiş, davalıların aile nüfus kayıt örneği dosya arasına alınmış, —davalının gerçek kişi tacir kaydı ile ticari işletme kaydının bulunup bulunmadığı hususunda müzekkere celp edilmiş, İlgili ——gerekli müzekkereler celp edilmiş, mahkememizce ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda bankacı bilirkişiye de verilerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, bilirkişi tarafından —– tarihli rapor düzenlenerek dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…
Huzurdaki uyuşmazlık konusu dava ile ilgili olarak, tarafların dava ve cevap dilekçeleri, davalıların icra takibine itirazı, ——yevmiye sayılı İhtarnamesi,
—- dosya kapsamında bulunan diğer delil ve
belgeler ile dava konusu krediler ile ilgili davacı ——-
—- yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki tespit ve
değerlendirmeler yapılmış olup, Sayın Mahkeme’nin bilgi ve takdirlerine arz olunur. 1) Taraflar Arasında İmzalanan —-
Davacı —-davalı —– müteselsil kefaleti ile, aşağıda yazılı tarihlerde ve aşağıda
yazılı limitlerde, —–limitleri arttırılmıştır.
2) Kredinin Kullandırılması: Davacı —- uyarınca,
——tutarındaki —- adı geçenin, —– dava konusu taksitli ticari kredileri yapılandırılmıştır. 3) İhtarname: Davalı —–yapılandırılan ——
taksitlerinin ödeme planında yazılı vadelerinde ödenmemesi sebebiyle, —- numarasına bağlı kredi hesapları, —- istinaden, davacı —- ihtarnamesi ile
davalı – asıl borçlu ——
—- gereğince ödenmesi gereken diğer kalemlerden oluşan, —- numaralı taksitli krediden
kaynaklanmış —– ihtarname masrafının
—-içinde ödenmesi, aksi halde, borçlu ve kefil aleyhinde, haklarında yasal yollara
başvurulacağı, bu durumda; imzalanmış bulunan sözleşmelerde belirlenen oranda gecikme
faizi, gider vergisi ve ayrıca bu yönden sarfına mecbur kalınacak masraflar, yargılama ve takip
giderleri ile avukatlık ücretinin de borçlulara ait olacağı” ihtar edilmiştir.
4) Yapılan tebligatlar ve temerrüt tarihinin tespiti: Davalı – asıl borçlu —davalı – müteselsil kefil—- sayılı ihtarnameleri, muhatapların —- yazılı adreslerine gönderilmiş olup, —- gönderilen ihtarnamelerin, —– tarihinde, muhatapların bizzat kendilerine
tebliğ edildiği;——- tarihinde tebliğ alan asıl
borçlu ve müteselsil kefiline borcunu ödemesi için — süre verilmiştir. Verilen yedi günlük
ödeme süresi gözetildiğinde; davalı – asıl borçlu —– davalı – müteselsil kefil
—–tarihinde, temerrüde düştükleri, kanaatine varılmıştır. 5)İcra Takibi: İhtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine,
davacı —- vekili tarafından, davalı – asıl borçlu —-davalı
müteselsil kefili — aleyhine, —- tarihinde, —- uyarınca kısmi ödemeler öncelikle faiz ve masraflara
mahsup edilmek kaydıyla, —-numaralı taksitli kredilerden kaynaklanmış —- asıl alacak
tutarına, takip tarihinden alacağın tamamen tahsiline kadar, yıllık ——
temerrüt faizi, temerrüt faizinin —-, avukatlık ücreti, icra, harç ve masraflarıyla
birlikte tahsili talebiyle—- için ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Davalılar vekili, ——-
dilekçesi ile “müvekkillerinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, müvekkillerinin
sözleşmelerden kaynaklanan borçlarını gereği gibi ifa ettiğini, icra takibine konu borç mevcut
olsa dahi işlemiş —– faiz oranının kabulünün mümkün olmadığını” beyan ederek, “borca,
faize ve ferilerine itiraz ederek, takibin durdurulmasına karar verilmesini” talep ettiğinden,
—– ilgili olarak, takibin
durdurulmasına karar vermiştir. 6) Temerrüt Faiz Oranının Tespiti: ——–
altındaki ücret ödeme tarihinde / vadesinde ödenmemesi veya borcun Sözleşme kapsamında
muaccel hale gelmesi halinde; Müşteri, borcun hangi tür krediden doğduğuna ve bu kredi
vadesine bakılmaksızın alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren —-
hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının — katı oranında
gecikme faizi ödeyeceğini, kabul ve taahhüt eder.” hükmü yer almaktadır. Davacı —-itibaren, borçlu cari hesap
şeklinde çalıştırılan ——- kredilere uyguladığı, en yüksek cari faiz oranı yıllık — olup, yıllık
— olan azami cari faiz oranının —- katı alındığında; işbu dava konusu kredi borçlarına
uygulanacak temerrüt faiz oranı yıllık —– olarak tespit edilmiştir. 7) Davacının, —–
—- kullandırılan ve yapılandırılan, —-
anapara, —- alacağının olduğu Banka
kayıtlarından tespit edilerek —- bilgi ve takdirlerine arz edilmiştir. 8) Davacının, —– alacağı: — anapara tutarı üzerinden,—– temerrüt tarihine kadar olan —- süre için, davacı bankanın işbu —- uyguladığı —–hesaplanmış —- kat tarihi sonrasına ait akdi faiz, —
akdi faizin — vergisi, gecikmiş —— temerrüt tarihine kadar olan —-günlük süre için, davacı — işbu taksitli ticari kredilere uyguladığı yıllık — sonrasına ait gecikme faiz, — tarihi sonrasına ait gecikme faizinin —öncesine ait işlemiş akdi ve gecikme faizi—-tarihi öncesine ait işlemiş akdi ve gecikme faizinin —– anapara olmak üzere; davacı bankanın, temerrüt tarihi itibariyle, davalı – asıl borçlu —— numaralı taksitli ticari kredilerden kaynaklanmış, toplam —– alacağının bulunduğu hesaplanmıştır. 9) Davacının, —–asıl alacağı: Davacı —–, temerrüt tarihi itibariyle,—– ticari kredilerden kaynaklanmış toplam —– alacağının bulunduğu yukarıda hesaplanmıştı. Temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan faiz ve ferileri dahil toplam alacak tutarı, asıl alacak rakamını oluşturmaktadır.
Ancak davacı bankanın, —-dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrinde yazılı” asıl alacak talebi —–
olduğundan; davacı talebi ile bağlı olacak, davacının temerrüt tarihinden – takip tarihine kadar
olan temerrüt faizi alacağının hesaplanmasında—–
değerlendirilip, hesaplamalar bu tutar üzerinden yapılacak ve tarafımca hesaplanan —- asıl alacak tutarı ile davacının icra ödeme emrinde yazılı —– aleyhte fark, davacının takip tarihi itibariyle hesaplanan
alacağına, —– temerrüt tarihi
öncesine ait işlemiş faizin — olarak dahil edilecektir.—– Davacının, —-asıl alacak
tutarı üzerinden, —-
günlük süre için, davacı bankanın, işbu taksitli ticari kredilere uyguladığı yıllık —- temerrüt tarihi öncesine ait işlemiş faiz, —- asıl alacak olmak üzere; davacı bankanın,
takip tarihi itibariyle, davalı – asıl borçlu —- numaralı taksitli ticari kredilerden kaynaklanmış, toplam
— alacağının bulunduğu hesaplanmıştır—- görüşlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında alınan — tarihli bilirkişi raporu, taraf iddia ve savunmaları dikkate alındığında, davacı ——davalı asıl borçlu—- imzalandığı, davalı —söz konusu sözleşmelerde, müteselsil kefil olarak —kefalet limiti ile sorumlu olduğu, davalı/asıl borçlu — davalı/müteselsil —-mevcut olduğu, davalı —- müteselsil kefil olarak dava konusu —- karşı sorumlu olduğu, davacı banka tarafından bilirkişi raporu ile tespit edilen alacağa hak kazandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan rapor taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, taraflarca süresi içerisinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Tarafların— tarihli bilirkişi raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların HMK 94/3 maddesi gereği bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerektiği nazara alınarak davanın kısmen kabulüne, davalının— dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, — alacağı ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık —-oranında işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—-Dosyaya konu alacağın kredi sözleşmesine dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —-üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,-
1-Davalının — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —— takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık —- oranında işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı — harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.432,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca — tarafından karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre 1.357,77-TL’sinin davalıdan; 2,23‬-TL’sinin davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 68,5‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 972,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 970,91-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 28.309,65-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 465,80-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2021