Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/227 E. 2021/533 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/227 Esas
KARAR NO : 2021/533

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkili alacağına karşılık dava dışı olan ve davalı bankanın hesap müşterisi olan 3. şahıs——- yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesi ile temlik aldığını, temlik sözleşmesi gereği dava dışı 3. şahıs temlik eden ——– bulunan hesap nezdinde doğmuş/doğacak 103.000,00 TL alacağının tamamını tüm fer’ileri ile birlikte temellük eden davacı .——— borcuna istinaden —rücu olarak devir ve temlik ettiğini beyan, kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasında düzenlenen —– temlik sözleşmesi ilgili noterlik tarafından davalı bankaya tebliğ edildiğini, davalı banka tarafından müvekkile ilgili hesapta bir tutar bulunmadığından bahisle temlik sözleşmesinin gereğinin yerine getirilemeyeceğinin beyan edildiğini, —-davalı bankaca takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek davalının yapmış olduğu bu itiraz, kötü niyetli olarak takip aşamasını uzatmak ve müvekkilinin alacağına kavuşmasını ertelemek amacıyla yapılmış olduğunu belirterek davanın kabulü ile borçlunun; yetkiye, takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptali ve takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.——
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava—– içinde çok sayıda işlem yapmış olup işlemlerin çoğu mal ve hizmetin alınmamış olması sebebiyle kart kullanıcıları tarafından iptal edildiğini, dava dışı ve müvekkili Banka’nın hesap ———-davacı tarafa 2015 yılında çekilmiş olup kapattığı hesabındaki parayı varmış gibi 2018 yılında davacıya temlik ettiğini, dava dışı ——- hesabında olan tüm parayı 2015’te çektiğinden ve hesabını da kapattığından dolayı müvekkilimin davacıya karşı borcunun olmasının mümkün olmadığını,— banka hesabında herhangi bir tutar bulunmadığından müvekkilinin de davacı tarafa ödeme gerçekleştirmemesinin olağan olduğunu, davacı ve davacı vekiline bu konuda gerekli bilgilendirme yapıldığını ve hesap hareketlerinin arabuluculuk aşamasında kendileriyle paylaşıldığını, ancak buna rağmen davacı taraf dava açma yoluna giderek olmayan bir parayı tahsil etmek istediğini, bu da açıkça temlik eden ile bankadan haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarını gösterdiğini, davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı ve kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, davacı tarafa müvekkili Bankanın davacı tarafa karşı borçlu olmamasına rağmen— sayılı dosya ile haksız yere icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın haksız ve dayanaksız olarak müvekkiline karşı icra takibi başlatmasında kötüniyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu temlik yolu ile alınan banka alacağının davalı bankadan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, müvekkilinin alacağına karşılık dava dışı olan ve davalı bankanın hesap müşterisi olan —– yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesi ile temlik aldığını, —–nolu dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davanın kabulü ile borçlunun; yetkiye, takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptali ve takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,——- gerekli bilgi ve belgeler istenerek dosya içerisine alınmış ve karar verilmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Dosyamıza konu alacağın davacı … tarafından dava — temlik aldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlığın aydınlatılması bakımından alacağın temliki hakkında bilgi vermekte fayda bulunmaktadır.
Borcun kaynağı ne olursa olsun, alacaklının, alacağını bir başkasına (üçüncü kişiye) temlik etmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabilir. Alacaklı, alacağının tamamını bir üçüncü kişiye devrettiğinde, borç ilişkisinde alacaklı tarafın bir hukuksal işleme dayanan değişimi sözkonusu olacaktır. Alacağın bir başkasına devri (temlik) alacaklının iradesine, yani üçüncü kişiyle yapmış olduğu sözleşmeye, bir kanun hükmüne veya bir mahkeme kararına dayalı olarak gerçekleşebilir —–
Alacağın temliki, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 162 ve devamı maddelerinde (6098 sayılı TBK m. 183. vd.) düzenlenmiştir. —162. maddesi; “Kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak menedilmiş olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir. Borçlu, alacağın temlik edilmemesi şart edilmiş olduğunu, bu şartı ihtiva etmeyen bir ikrarı bilkitabeye istinat ile alacağını temellük eden üçüncü bir şahsa karşı iddia edemez.” hükmünü içermektedir.
Bu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere; alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik —- almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir.
Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır. (————- Karar sayılı ilamı)
Somut dosya bakımında değerlendirme yapıldığında, dava konusu alacağın dava dışı——-tarafından davacı .— devredildiği (temlik edildiği) anlaşılmaktadır. Bu durumda taraf sıfatı da davacı …— geçmiş olup, iş bu uyuşmazlık bakımından görevli mahkeme davacı … ile davalı banka arasındaki temel hukuki ilişkiye göre tayin edilmesi gerekmektedir. Mahkememizce yapılan araştırma ve müzekkere cevapları dikkate alındığında davacı ..—- tacir olmadığı anlaşılmaktadır. O halde davacı .– davalı banka arasında tüketici ya da ticari ilişkisi bulunduğu bahsedilemeyeceğinden eldeki davada genel yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu, mahkememizin görevsiz olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiş, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyşmazlığı incelemeye görevinin —- Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli — Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.