Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/221 E. 2022/453 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/221 Esas
KARAR NO: 2022/453
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen —– uyarınca; davalı sözleşmede belirlenen birimlerde aktif elektrik enerjisini satın almayı, müvekkili şirket ise aynı miktarda aktif elektrik enerjisini davalıya satmayı taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği davalıya elektrik enerjisi sağlamışsa da davalının belirtilen faturaları hiç ve/veya eksik ödemesi sebebiyle —–dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmiş olduğunu, davalının ise —- tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve bu kapsamda takibin durduğunu, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle davalı adına her ay fatura kesildiğini fakat davalının ödenmemiş yahut eksik ödenmiş —- adet faturası bulunduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme, faturalar ve cari hesap ekstresi ile birlikte ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile davalının cari hesap alacağından doğan borcu olduğu tespit edileceğini, nitekim davalı da yapmış olduğu itirazda müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi bir iddiada bulunmadığını, başkaca herhangi bir haklı veya geçerli bir neden ileri süremediğini, borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge de sunamadığını, itirazın bu kapsamda tamamen takibi durdurmaya yönelik ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve İcra İflas Kanunu uyarınca %20’den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, abonelik (Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesine) sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile davacı arasında —– bulunduğunu, davalının elektrik tüketimi sebebiyle oluşan fatura borcunu ödemediğini, ödenmeyen fatura alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —-davalının —-kayıtları celp edimiş, —- davalının ticari bilgileri celp edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu ve —–tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…davalının işyerinde kurulu tesisatlarına sözleşme şartlarına göre tahakkuk ettirildiği açıklanan takip konusu yapılan faturalardan dolayı davalının borçlu olup olmadığı ile varsa davacı alacağı ve toplam takip tutarı dava dilekçesiyle getirilen açıklamalar ibraz edilen belgeler bakımından raporda gösterilen hususlara davacı tarafından gerekli olan açıklamaların getirilmesi, bilgi belge hesaplamaların ibraz edilmesinden sonra belirlenebileceği tespit ve müteala edilmiştir…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Taraflar arasında imzalanmış elektrik enerjisi satış sözleşmesine göre; davalı —- sözleşmede belirtilen tesisat numarası ve bağlı sayaçlar üzerindeki tüketimlerden ve karşılığı olarak tahakkuk ettirilecek faturalardan sorumlu ve ödemekle yükümlü olduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmede —- tesisat ve bağlı — sayaç numarası varken, dava konusu—- adet faturada — farklı tesisat ve sayaç numarası olduğu görülmekle, —–tesisat numarası ile bağlı —— numarasının taraflar arasında imzalanan sözleşmede bulunmadığı, davacı tarafça önceki bilirkişi raporunda sorulmasına rağmen bu konuyu açıklığa kavuşturacak herhangi bir açıklamada bulunulmadığı için bu tesisata ve sayaca bağlı olarak tahakkuk ettirilen faturalardan davalı tarafın sorumlu
tutulamayacağı, Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, sözleşme geçersiz hale geldikten sonra ———— katı tutarında ceza bedelinin tahakkuk ettirileceğinin hüküm altına alındığının anlaşılması sebebiyle, cayma bedeline dayanak gösterilen faturalar dosyada bulunmadığı gibi, davacı tarafından paylaşılan cayma bedeli hesaplamasının da sözleşmeye göre hiçbir karşılığının olmadığı, cayma bedellerinin tüketim faturalarına eklenmesinin anlamsız ve mevzuatta ve sözleşmede karşılığının da olmadığı için geçersiz olduğu, Sonuç olarak; davalı tarafın dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, yalnızca
sözleşmede verilen —— numaralı tesisatlar ve bağlı sayaçlar üzerinde kaydedilen tüketimlerden sorumlu tutulabileceği, Dosyada —— değerleri olmadığı için karşılaştırma yapılamamakla birlikte faturada verilen tüketim miktarları üzerinden fatura hesabı yapılabileceği, ancak; dava konusu faturalardan, — numarasına bağlı — numaralı sayaç üzerindeki tüketim miktarının belli olmadığı, yalnızca —- tesisata bağlı —numaralı sayaçla yapılan tüketimlerin belli olduğu, bu sebeple yalnızca bu sayaçla yapılan tüketimlere karşılık fatura hesabı yapılabileceği, yönünde görüş ve kanaate varılmıştır. Taraflar arasındaki elektrik enerjisi satış sözleşmesine göre, Davalı —–
sözleşmede verilen sayaçlar üzerinde kaydedilen tüketime karşılık olarak tahakkuk ettirilecek fatura bedellerinden sorumlu ve ödemekle yükümlü olduğu, ancak yalnızca—– numaralı sayaç üzerindeki tüketim miktarları belli olduğu için, bu tesisat ve bağlı sayaç üzerinden yapılan tüketimlere karşılık fatura bedellerinin —son ödeme tarihli fatura için ——ödeme tarihli fatura için — olduğu ve davalı —tarihli icra takibinin —–kısmından sorumlu olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında elektrik enerjisi satış sözleşmesinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede —- sayaç numarası olmasına rağmen davacı tarafça ileri sürülen dava konusu — adet faturada — farklı tesisat ve sayaç numarası bulunduğu,— numarası ile bağlı —- sayaç numarasının taraflar arasında imzalanan sözleşmede bulunmadığı, davacı tarafından anılan tesisata ilişkin herhangi bir açıklamanın ve delilin sunulmadığı, bu sebeple —— numaralı tesisata ve sayaca bağlı olarak tahakkuk ettirilen faturalardan davalı tarafın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki elektrik enerjisi satış sözleşmesine göre, sözleşme geçersiz hale geldikten sonra en yüksek faturanın —— katı tutarında ceza bedelinin tahakkuk ettirileceğinin hüküm altına alındığı ancak davacı tarafından cayma bedeline dayanak gösterilen faturalar dosyaya sunulmadığı, cayma bedeline ilişkin davacı tarafça sunulmuş yeterli ve inandırıcı delilin dosyaya bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafından talep edilen cayma bedelinin yerinde olmadığı, davalının cayma bedelinden sorumlu olmadığı, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davacının sadece taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen —- numaralı tesisatlar ve bağlı sayaçlar üzerinden kaydedilen tüketim bedellerini talep edebileceği, —– tarihli bilirkişi raporunda bu kapsamda yapılan hesaplamaların yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —– gecikme zammı ve takip dosyasında talep edilen oran ve cins üzerinden işleyecek faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —- Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması —- sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı ——- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, ——- gecikme zammı ve takip dosyasında talep edilen oran ve cins üzerinden işleyecek faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 219,31-TL’den davacı tarafça yatırılan 204,09-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 84,49-TL harç olmak üzere toplam 288,58-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 69,27‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 204,09-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 138,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.500,70-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 285,12-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 16,60-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 13,45-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 250,79-TL’sinin davalıdan, kalan 1.069,21-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.210,56-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022