Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/219 E. 2021/64 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/219 Esas
KARAR NO : 2021/64
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —- tarihli prefabrik ev yapım sözleşmesi imzalandığını, davalının yapıyı 2 ay içinde yapacağını belirttiğini ancak—-ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, ihtar tarihine kadar iş yapılmadığını, davalıya sözleşmenin fesh edildiğini —- teminat senedini 7 gün içinde tesliminin istendiğini ancak senedin iade edilmediğini, davalının duyarsız kalması üzerine—- sözleşmenin feshi ve teminat senedinin bedelsizliği talepli dava açıldığı, dava sonucunda sözleşmenin feshi ve sözleşme çerçevesinde düzenlenen kıymetli evrakın bedelsizliğine karar verilmiş, bu kararın — tarihinde kesinleştiğini, davalı şirketin bu senetle icra takibi yaptığını, ödeme emrinin— tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, bu sebeplerle dava sonuçlanıncaya kadar —- sayılı dosyasındaki takibin tedbiren dava sonucuna kadar durdurulmasına, davanın kabulü ile takibin iptaline, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı şirkete usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ilişkin verilen kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile arasındaki ev yapım sözleşmesi sebebiyle —- teminat senedi verildiğini, davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi sebebiyle senedin bedelsiz kaldığını, iş bu senet hakkında—- dava açıldığını, —- sayılı ilamı ile dava konusu kıymetli evrakın bedelsizliğine karar verildiğini ancak davalı tarafça buna rağmen senet sebebiyle icra takibi yapıldığını beyan ederek sözleşmeye ilişkin olarak verilen senet sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle deliller toplanmış,—– sayılı icra dosyası uyap üzerinden celp edilmiş,—- icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, — müzekkere yazılarak davacının esnaf sınırı sorulmuş, —- yazılarak davacının esnaf kaydının bulunup bulunmadığı sorulmuş, davalı şirketin —-internet üzerinden çıkarılarak dosya içine alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
TTK nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda davacının gerçek kişi olduğu görülmektedir. Bu kapsamda davanın ticari dava olup olmadığının tespiti hususunda ilgili kurumlara müzekkere yazılmıştır.
—– müzekkere cevabında davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği, —— müzekkere cevabında davacının esnaf sınırının altında kaldığının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının ticaret sicilde kaydının bulunmaması, davacının vergi dairesi kayıtlarından esnaf sınırında kaldığının anlaşılması, dosya kapsamındaki belgelerden taraflar arasındaki temel uyuşmazlığının—– dayanması sebebiyle taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı, esasen davacı tarafından daha önce aynı uyuşmazlık konusu ile ilgili —— dava açıldığı ve bu mahkeme tarafından yargılama yapıldığı, dolayısı ile dava konusu uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklı olduğunun davacının da kabulünde olduğu anlaşıldığından mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin—- Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiştir. —–
Her ne kadar dava konusu uyuşmazlık hakkında ——- tarihinde kesinleşmiş olmasına rağmen davacının aynı uyuşmazlık hakkında yeniden mahkememizde dava açtığı anlaşılmakla eldeki dava bakımından HMK 114/1-h,i fıkraları gereğince davanın kesin hüküm ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir ise de görev dava şartlarından önce gelmesi sebebiyle bu aşamada görevsizlik kararı vermekle yetinilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1 – c ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin—–Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —– Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —–Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.19/01/2021