Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/210 E. 2020/718 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/210 Esas
KARAR NO : 2020/718

DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında—— konteynerin taşınması hususunda anlaşılmış olduğunu, müvekkili şirket de buna istinaden — firması ile yükün taşınması konusunda taşıma sözleşmesi imzalamış olduğunu, yapılan anlaşmalar neticesinde — numaralı— 05/12/2018 tarihinde yük ——— götürülmüş olduğunu, davalının alıcı ile kendi arasındaki anlaşmazlıklardan dolayı yük alıcıya teslim edilememiş olduğunu ve 109 gün varış limanında bekletilmiş olduğunu, davalı bu süre içerisinde sürekli olarak alıcı ile irtibat halinde olduklarını ve yükün teslim alınacağını belirtmiş ise de bu konuda herhangi bir sonuç alınamamış olduğunu, bunun üzerinde davalı şirket müvekkilinden yükün Türkiye’ye geri getirtilmesini istemiş ve tüm masrafların kendileri tarafından karşılanacağını müvekkile iletmiş olduklarını bununla ilgili olarak davalı ayrıca yazılı olarak da taahhütte bulunmuş olduğunu, müvekkili şirketin—- numarası ile 28/05/2019 tarihinde——— limanından yükü aldırmış ve 16/06/2019 tarihinde ——- davalıya teslim etmiş olduğunu, ekte sunmuş oldukları müvekkili şirket yetkilileri tarafından davalı firma çalışanları arasında yapılan mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere tüm masraf ödemeleri kabul edilmişken, limanda 109 günlük bekleme bedeli olan—-masrafı davalı tarafından karşılanmamış olduğunu, asıl taşıyan sıfatında olan ——- firması tarafından müvekkili şirkete ——— yansıtılmış olduğunu ve müvekkil şirkette bu durumu davalıya bildirmiş olduğunu, davalı tarafın — konusunda indirim yapılmasını asıl taşıyandan istenilmesi yönünde müvekkilinden taleplerde bulunmuş olduğunu, bunun üzerine de asıl taşıyan firmanın ——indirim sağlayarak —- fatura tanzim etmiş olduğunu, söz konusu —- bedelinin müvekkili şirket tarafından asıl taşıyan olan ——————firmasına ödenmiş olduğunu, akabinde müvekkili şirketin ödemiş olduğu bu bedeli olarak davalıya fatura olarak yansıtmış olduğunu, davalının faturaya itiraz etmiş olduğunu, sonrasında ise İstanbul Anadolu ——–.İcra Müdürlüğü ——. Sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı tarafın iş bu takibe de haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmiş olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile müşterisi arasında ——-anlaşması olduğunu, 10/01/2019 tarihinde ————götürülen mallara ilişkin müvekkilinin —– davacıya ürünlerini geri getirmesini söylediğini, bu süreden sonra malları getirmeyen davacının tam kusurlu olduğunu, buna dair tanıklarının da bulunduğunu, sonuç olarak davacının iddia ettiğinin aksine 109 gün davalının müşterisiyle sürekli bir teması kesinlikle söz konusu olmadığını, bununla birlikte —–her ne kadar davacı ödediğini ifade etse de ———– davalı tarafından ödenmiş olduğunu, sonuç olarak taraflar arasında 16 Mayıs 2019 tarihinde kadar olan —- davalının ödediğini, bundan sonraki —- davalının sorumlu olmayacağı şeklinde maileşme bulunmakta olduğunu, bununla birlikte — ödemesi alınmadan yükün geri getirilerek teslim edilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle de davacı iddiaları asılsız olduğunu, davacının kendi adına ticari ilişkiden oldukça sonra adına hayali fatura kestirmiş olduğunu ve bu fatura nedeniyle müvekkilden haksız bir talepte bulunmakta olduğunu, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu, kaldı ki vergi usul kanununda dahi mal ve hizmetin verildiği anda irsaliye düzenlenmesi veya en geç mal ve hizmetin verilmesinden sonraki 8 gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmekte olduğunu, her yönüyle faturanın düzmece olduğunu, haksız kazanç saikiyle oluşturulduğunu, dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle, davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraftan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle,—– alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine davalı tarafça yöneltilen itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almakta; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu—- Sayılı kararında da davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
Davada —— tahsili amaçlanmakta olup, davaya konu talep deniz taşımasının devamı niteliğinde olmakla, yine Yargıtay —-. HD —- tarihli karar içeriği de dikkate alındığında uyuşmazlık, belirlenen bu haliyle Türk Ticaret Kanunu’ nun 5. kitabında düzenlenen deniz hukukuna ilişkin alacaklardan kaynaklanmakta olup öncelikle göreve ilişkin dava şartı noksanlığının olup olmadığı yönünde inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 5/2. Maddesine göre: “…Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir…”
6762 sayılı TTK’nın 4.maddesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun —- tarih ve 188 sayılı kararının 18. maddesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 20.07.2004 gün ve 370 sayılı Kararı ile İstanbul’da kurulup faaliyete geçirilen Denizcilik İhtisas Mahkemesinin yargı alanı —-mülki hudutları olarak belirlenmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi’nin kararıyla İstanbul —— Asliye Ticaret Mahkemesi İstanbul mülki sınırları dahilinde deniz ticaret ve deniz sigortalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevlendirilmiştir.
HMK 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması davanın görülebilmesi için gerekli dava şartıdır. HMK 115/1. maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her safhasında resen nazara almak durumundadır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olarak denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla İstanbul —. Asliye Ticaret (Denizcilik İhtisas) Mahkemesi görevli olduğundan; davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine; dava dosyasının görevli İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının HMK 114/c ve 115/2 maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının İstanbul Denizcilik İhtisas ( —- Asliye Ticaret ) Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
İlişkin olarak davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.