Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2020/323 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/21 Esas
KARAR NO : 2020/323

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde ——— tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkiline ait —————– olarak hasar oluştuğu, zararın, söz konusu aracın kasko sigorta poliçesi uyarınca tazmin edilmesi istemiyle davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ancak davalı sigorta şirketi tarafından hasarın teminat dışı olması nedeniyle istemin reddedildiğini, müvekkilinin poliçede ve genel şartlarında belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, primlerini zamanda yatırdığını, kazada kusurunun bulunmadığını, buna rağmen hasar ödenmediğini belirterek; 50.000,00 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ————– plakalı araç sürücüsü ———- edilmiş olduğunu, 2918 sayılı KTK md. 48’e göre alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğunun ifade edildiğini, amir hükümler ve yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alındığında yasal sınırın üzerinde alkollü kullanım neticesinde zarara uğrayan sigortalının hasar başvurusunun reddi usul ve yasaya uygun olup davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil şirket davacının iddiasında mütemerrit olmayıp yasal mevzuata uygun işlem yapmakla faiz sorumluluğunu doğuracak eylemi bulunmadığından davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, faiz sorumluluğuna hükmolunması halinde ise; davacının, hususi kullanımına özgü aracının zararını talep ettiğinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize göre sorumluluğa hükmedilebileceğini ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; sigortalı araç sürücüsünün alkollü kullanımı sırasında meydana gelen zarar nedeniyle davacının haksız tazminat talebine ilişkin usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesine, davanın, —– ihbarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazası sebebiyle araçta oluşan hasar bedelinin kasko sigorta poliçesine dayalı olarak tazmini isteminden ibarettir.
HMK 138. maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ——— kararında görevsizlik nedeniyle davanın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığına karar verilmiştir. Anılan karara göre, dava şartlan yargılamanın her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda dosya öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davaya konu sigorta ilişkisinin, kasko sigortası olduğunu, aracında oluşan hasar ile birlikte yapmış olduğu masrafı kasko sigorta poliçesini yapan davalıdan talep ettiğini belirtmiştir.
Davaya konu edilen ———– plakalı aracın trafik kaydı —————– yazıları ile dosyaya celp edilmiş, verilen cevabi yazıya göre söz konusu aracın hususi otomobil niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek ——–arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nın 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
07/11/2013 tarihinde kabul edilip, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkanda Kanunun 3. Maddesinde; “bu kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekle, 3/1-k maddesinde: Tüketici, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler”; 3/1-l maddesinde ise “Sigorta” sözleşmeleri de “——” arasında sayılmıştır. 6502 sayılı kanuna göre, davacı sigortalı tüketici, taraflar arasında yapılan sigortacılık hizmeti ise; kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir.
Kanunun 73/1. Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri”nin görevli olduğu belirtilmiş; 83/2. Maddesinde ise “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasının ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında kasko sigortasına dayanan sigortacı-sigortalı ilişkisi olduğu, davacı sigortalının gerçek kişi; sigorta edilen aracında hususi nitelikte araç olduğu, bu kapsamda davacı sigortalının tüketici olduğu, uyuşmazlığın temelinde 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici ilişkisi bulunduğu, Mahkemelerin görevine ilişkin hususun dava şartı olduğu ve kamu düzenine ilişkin olduğu yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı, 6502 sayılı Tüketicinin korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından davanın görev dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c 115/2, Tüketici Kanunu 3 ve 73. Maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı