Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/201 E. 2023/446 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/201
KARAR NO : 2023/446

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18.06.2020
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı borçluya ait araçların bakım, onarım ve tamir işlerini yaptığını, buna ilişkin faturalar düzenlenip davalıya ve davalı çalışanlarına teslim edildiğini, borçlu tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, cari hesapta kayıtlı bulunan alacağın bir kısmına karşılık 11.09.2018 tarihli 26.239,19 TL. bedelli ve 11.10.2018 tarihli 27.239,19 TL. bedelli olmak üzere toplam 53.478,38 TL bedelli iki adet çek keşide edilip müvekkiline teslim edildiğini, ancak iş bu çeklerin müvekkili şirket tarafından alacağın ödeneceği inancı ile yazdırılmadığını, bu nedenle cari hesaptan kaynaklı borçların bir kısmına karşılık verilen çekler nedeniyle davalı aleyhine —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, cari hesaptaki kalan bakiye borçlar nedeniyle de davalı şirket aleyhine —–. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe de davalının haksız şekilde itiraz ettiğini, davalı borçlunun cari hesapta kayıtlı bakiye borcunun taplam 190.000,00 TL. olduğunu, davalıların cari hesap ilişkisi gereğince zamanında ödemediği fatura bedellerine faiz uygulanacağının açıkça kararlaştırıldığını beyanla, davalıların haksız itirazının iptali ile—-. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasında icra takibine yönelik haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesi ile ileri sürdüğü iddiaların tamamının afaki olduğunu, gerçeğe yansıtmadığını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın müvekkilinden alacaklı olduğunu yazılı belgelerle ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın davasına dayanak olarak gösterdiği söz konusu çeklerin, çek vasfını taşımadığı gibi işbu çeklerin bankaya ibraz edilerek yazılmadıklarının da açıkça görüleceğini, davacı tarafın işbu çeklerden ötürü alacaklı olduğunu ispat edebilmesi için söz konusu çeklerin neye karşılık olarak alındığını yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —-.İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın HMK 140/2.maddesi uyarınca davacı ile davalı kooperatif arasında yazılı olmayan eser sözleşmesi kapsamında kurulan ticari ilişkiye istinaden ödeme amacıyla verildiği belirtilen davalıların keşideci ve lehdar olduğu takibe dayanak (süresinde ibraz edilemeyen) çekler dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra takip tarihi itibari ile davacının davalılardan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı, çek üzerinde davalı gerçek kişinin cirosundaki imzanın gerçek kişi davalıya ait olup olmadığı, imzanın davalıya ait olmaması halinde davacının bu davalıdan muaccel bir alacağının varlığını temel ilişkiye göre talep edip edemeyeceği, bu kapsamda itirazın iptali, icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.İtirazın iptali istemine konu, —-.İcra Müdürlüğünün —-esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu, 01.10.2019 tarihinde başvurma harcı yatırılarak takibe başlanmış olduğu, takibin 64.041,51-TL alacağa yönelik başlatılan takibe borçlu/davalı tarafından yapılan itiraz ile takibin durduğu görülmüştür.Mahkememiz dosyası 06.04.2021 tarihli duruşmasında davacı vekilince davalı—- aleyhine açılan davadan feragat edildiğinin bildirildiği, akabinde dosyanın tefrik edilerek —- esasa kaydı yapıldığı, feragat nedeniyle reddine şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.Mahkememiz 12.05.2021 tarihli ara kararı uyarınca; TTK 83- 85 maddeleri ile HMK 222. Maddesi uyarınca davacı ve davalı tarafın 2014 – 2019 yılına ilişkin tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde mahkemece resen seçilecek mali müşavir bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 15/12/2021 tarihli raporda özetle; Davacının ibraz ettiği, 2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, (2014 yılı resmi defterlerini ibraz etmemiştir), davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalıya 51.822,19 TL borçlu olduğu, davalının incelenen 2014-2015-2019 yıllarına ait resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, 2016-2017-2018 yıllarına ait incelenen resmi defterlerin sahibi lehine delil vasfına haiz olmadığı, davalının incelfenen resmi defter ve belgelerinde davacı yana 89.558,60 TL borçlu olduğu, dava konusu 11.09.2018 tarihli 26.239,19 TL tutarlı ve 11.10.2018 tarihli 27.239,19TL. tutarlı olmak üzere 53.478,38 TL toplam iki adet çekin tarafların incelenen resmi defter ve kayıtlarında mevcut olmadığı, davacının asıl alacak talebinin değerlendirilemediği yönündeki kanaatini bildirir raporunu sunmuştur.Mahkememiz 21.06.2022 tarihli ara kararı uyarınca taraf vekillerinin beyan ve itirazlarını karşılar ek rapor düzenlenmesinin istendiği, bilirkişi —–tarafından hazırlanan 29.08.2022 tarihli ek raporda özetle; Davacı vekilinin itirazları ile ilgili olarak; davacı vekili kök raporuma beyan dilekçesinde davacı kayıtlarında davalıya 51.822,19 TL tutarında borçlu olduğu tespitinin sehven yapıldığını belirtse de, işbu tespitim sehven yapılmadığı, raporda yer alan görüntüde yer alan muavin kayıtlarında davacının davalıya 51.822,19 TL tutarında borçlu olduğunun görüldüğü, muavin kayıtlarında da görüleceği üzere davalı tarafından yapılan 125.351,33 TL ve 25.793,00 TL tutarında —– ödemeleri ile davacının davalıya borçlu hale geldiğinin görüldüğü, davacı mahkemenin —–. Sayılı dosyasına sunulu bilirkişi raporunda davacının davalıdan 51.822,19 TL alacaklı olduğu tespitinin yapıldığı belirtilmiş ise de, —-Sayılı dosyaya sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde, rapor ekinde sunulan muavin kayıtlarında davacının davalıya 51.822,19 TL tutarında borçlu gözükürken bilirkişi raporunda alacaklı olduğu tespitinin yanlış yapıldığı, (Davacının ticari kayıtlarında davalı kooperatif —- alıcılar hesabında takip edilmekte olup, —– Alıcılar hesabı aktif karakterli bir hesap olup, bu hesabın alacak bakiyesi vermesi durumunda davacı şirketin davalı şirketten alacaklı değil, davalıya borçlu olduğu muhasebenin temel kavramlarının gereğidir.), davacı vekili faturalar bazında inceleme yapılmadığını belirtmiş olsa da, dava ve göre konusu iki adet çek olduğundan, işbu çeklerin her iki tarafın kayıtlarında yer almadığı yönündeki tespitini değiştirecek herhangi bir yeni bir bilgi ve belge yer almadığını, davalı vekilinin itirazları ile ilgili olarak 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterleri, inceleme sırasında tarafına ibraz edilmediğinden dolayı davalının lehine delil teşkil edilemeyeceği kanaatine varıldığını, bu konuda da kök raporundaki görüşünü değiştirecek herhangi bir husus bulunmadığı yönündeki kanaatini bildirir rapor sunmuş olduğu görüldü.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket tarafından 11.09.2018 tarihli 26.239,19 TL tutarlı ve 11.10,2018 tarihli 27.239,19 TL tutarlı olmak üzere toplam 53.478,38 TL iki adet çeke karşılık icra takibi yapılmış olup 11.09.2018 Vadeli —- seri nolu 26.239,19 TL.tutarlı ve 11.10.2018 Vadeli —- seri nolu 27.239,19 TL. tutarlı davaya konu iki adet çekin davacı ve davalı yanın incelenen resmi defter ve belgelerinde kayıtlarına rastlanmadığı, yemin deliline dayanan davacıya bu hakkı hatırlatıldığı ancak davacı tarafça beyanda bulunulmadığı hakkın kullanılmadığı anlaşılmakla davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE;
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 593,56‬‬-TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.246,64-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davacı vekili ve davalı sınırlı sorumlu —-vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.