Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/187 E. 2022/62 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/187 Esas
KARAR NO: 2022/62
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10.06.2020
KARAR TARİHİ: 18.01.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Öncelikle somut olayda davalının tespit edilen kötü niyetli eylemleri dikkate alındığında, yargılama sırasında mal varlıklarını azaltacağı kuvvetle muhtemel olup, davalının tüm menkul, gayrimenkullerine ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, davalı çalışan, müvekkil Şirket bünyesinde uzun yıllar boyunca, —– bünyesinde, savunma sanayii için ürettiği —- çalıştığı, davalı çalışan, davacı şirket bünyesinde —- çalışmaya başlamış ve —- pozisyonlarında çalıştığı, davalının son brüt ücretinin —- olduğu, davalı çalışanın davacı şirkette çalıştığı dönemdeki görev tanımı özetle; kuruluşun vizyon ve hedefleri doğrultusunda, görevlendirildiği projelerde belirlenmiş standart ve spesifikasyonlara, proje gereksinim ve taahhütlerine, müşteri ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak askeri araçlara, ——yönetimini gerçekleştirmek, kuruluş içi diğer birim ve bölümlerle işbirliği iletişim ve koordinasyon sağlamak ilgili kayıtları tutmak ve tutulmasını sağlama olduğu, davalı çalışan, davacı şirkette çalıştığı dönemde, davacı şirketin savunma sanayiine ilişkin en önemli ve kilit bilgilerini haiz ekipte çalışmakta olup, davacı şirketin bu husustaki tüm —— ulaşabilen kilit çalışanlardan olduğu, davalı çalışan, —- tarihinde, müvekkil — alanda faaliyet gösteren dava dışı — çalışmaya başladığı,—– ana iştigal alanı davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ve tüm çalışmalarını savunma sanayii süreçlerine uygun olarak yürüten bir şirket olduğu, davalı çalışan, —-aykırı olacak şekilde, davacı şirket ile iş ilişkisi sona erdikten sadece—- sonra, davacı şirkette edindiği şirket bilgilerini değerlendireceği başka bir şirkette işe başladığını, davalı çalışanın iş sözleşmesi ile üstlendiği, iş sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalı çalışanın, davacı şirket ile aynı alanda üretim yapan başka bir şirkette işe başlaması, davacı şirketin faaliyet gösterdiği pazarda söylentilerin oluşmasına neden olmuş ve davacı şirketin müşterilerinin, kadrosuna olan güvenini sarsma tehlikesi yarattığını, açıklanan nedenlerle; öncelikle, somut uyuşmazlık kapsamında kötü niyetli olduğu aşikar olan davalının, davacı şirketin dava sonunda mağduriyetinin önlenmesi için davalı adına kayıtlı bulunan menkul, gayrimenkul ve araçlarının üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tespit edilecek tüm menkul, gayrimenkul, araç ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasını, davacı şirket aleyhine, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet içerikli eylemlerin tespitini, davalının haksız rekabet içeren eylemleri sonucunda davacı şirketin uğradığı zararın men’i, davacı şirketin eski çalışanı olan davalı çalışandan, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet etmeme yükümlülüklerine aykırı eylemleri nedeniyle; son — aylık brüt maaşı oranında toplam —- tutarında cezai şartın tahsiline ve davacı şirkete ödenmesini, davacı şirketin uğradığı zararın, davalı çalışan tarafından ödenecek cezai şart miktarını aşan kısmı bakımından da davalı çalışan sorumlu olduğundan,—— devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet içeren eylemleri nedeniyle davacı şirketin, davalı çalışandan talep edilen toplam cezai şart miktarını aşan kısım bakımından, huzurdaki yargılama ile yapılacak inceleme neticesinde belirlenecek oranda, HMK’nın 107. maddesi kapsamında sonradan artırılmak üzere şimdilik —tutarında maddi zararının davalıdan tahsilini, davacı şirketin uğradığı manevi zararın tazmini adına —- manevi tazminatın davalıdan tahsilini, tüm harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesini karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının yerleşim yeri—- olduğu, davaya bakmakla yetkili mahkemenin —– Mahkemeleri olduğu, davanın yetkisiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davacı maddi tazminat talebine konu alacak kalemlerini detaylı şekilde açıklayarak talepte bulunmadığından, davacı yanın taleplerinin hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği, somut olayda davalı ile davacı şirket arasında herhangi bir alacaklı-borçlu ilişkisi bulunmamakta olup, vadesi gelmiş bir alacaktan bahsedilmesi hukuken mümkün olmadığı, bu anlamda, ihtiyati haczin yasal şartları hiçbir şekilde oluşmamış olduğu, davacı şirketin hukuki dayanaktan yoksun işbu talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı şirkette çalıştığı dönemde gizli bilgilere erişim imkanı bulunmayan davalının, iki firmada yaptığı görevler de birbirinden tamamen farklı olduğundan, haksız rekabet iddiası tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davalının davacı şirkette hiçbir zaman davacı şirkete ait gizli bilgi ve ticari sırlara sahip olabilecek bir pozisyonda çalışmadığı, davacı şirkette son olarak ——- çalışan davalının, davacının müşteri çevresine nüfus edebileceği veya ticari sırları bilebileceği bir pozisyonu veya çalışması da söz konusu olmadığı, davalının, davacı ——- davacı şirkete ayrılma talebini iletmiş ve bu talebe binaen davacı şirketteki çalışmaları sona erdirilmiştir. Akabindeki süreçte ise, davalı ——tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile bu tarih itibariyle dava dışı —–olarak çalışmalarına başladığı, davacı şirketin rekabet yasağına aykırılık iddiaları kabul edilemez nitelikte olduğu, davalının iki firmadaki görevleri ve çalışma alanları göz önüne alındığında, davalının edindiği bilgiler ile davacı şirketin zarara uğramasının mümkün olmadığı, davalının, davacı —– firmasından dava dışı ——-firmasına geçmiş olması nedeniyle rekabet yasağına aykırılık iddiası kapsamında bir cezai şart bedelinin yükletilmesi hakkaniyete de aykırı olacağını, davalı, davacı şirketteki çalışmalarında çoğu defa fazla mesailer ile çalıştığı, buna rağmen davacıya hiçbir zaman ekstra çalışmaları için bir ödeme yapılmadığı, davalının yıllık izin haklarını bile tam olarak kullanmadığını, davalının fazla mesailerinden kaynaklı alacaklarını saklı tuttuğunu, davacı tarafın tazminat talebine dayanak gösterdiği “rekabet yasağı kaydı”; kanuni düzenlemelere ve usule aykırı olduğundan, hukuken geçersiz olduğu, dava Konusu taahhütnamede belirtilen——– davalının davacı şirkette çalıştığı görev ve pozisyonu gereğince geçersiz olup, uygulanamaz nitelikte olduğu, davacı şirketin——– usul, yasa ve içtihatlara aykırı ve çalışanı ekonomik ve kariyer anlamında son derece mağdur edici bir rekabet yasağı düzenlemesi yapıldığı, davalının uzmanlık alanı ve bilgi birikimi faaliyet gösterdiği savunma sanayii sektörüne ait olduğu; davalının başkaca bir sektörde çalışmalarda bulunması mümkün olmadığı, davalının davacı işveren şirkete ait ticari sırlara ulaşabilecek bir pozisyonda da çalışmadığı, hiçbir bütçe ya da genel kurul toplantısına katılmadığı, herhangi bir eğitim almamış ve bu konuda bir görev de ifa etmediği, davalı, davacı şirkette en son ——-görevinde bulunmuş olduğu; bulunduğu görev kendisine işverenin yaptığı işler, şirket yönetimi ve politikası hakkında bilgi edinme imkânı sağlamadığı, dava konusu taahhütnamedeki ——-belirtilen coğrafi alan sınırlaması niteliği itibariyle geçersiz olup, uygulanamaz nitelikte olduğu, somut olayda belirlenen cezai şart miktarının fahiş tutardaki talebin reddi gerekmekle birlikte, aksi durumun kabulü varsayımında dahi dava konusu edilen cezai şartın indirilmesi gerektiğini, davalının ——– imza karşılığı teslim aldığı iddia edilmekte ise de; dava konusu talebin dayanağı “gizlilik ve güvenliğin sağlanması hakkında taahhütname” nin müvekkile teslim ve tebliğ edildiğine, davalının ilgili düzenlemeleri okuyup anladığına, içeriği kabul ettiğine dair somut bir kayıt bulunmadığı, davacı yanın manevi tazminat talepleri tamamen haksız olduğu, manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli yasal şartlar dava konusu olayda oluşmadığını, açıklanan nedenlerle; davalının ikametgahının —– olması sebebiyle huzurdaki davaya bakmaya yetkili mahkeme, 6100 sayılı HMKnın 6. maddesi gereğince ——- Mahkemeleri olduğundan, davacının haksız ve mesnetsiz davasının öncelikle yetkili mahkemenin —— mahkemeleri olması sebebiyle yetkisizlik sebebiyle usulden reddini, davacının haksız ve mesnetsiz ihtiyati haciz talebi sayın mahkemenizce —– tarihli tensip tutanağının—— nolu ara kararı ile son derece yerinde bir şekilde reddedildiğinden, bu yönde dava süresince ileri sürülebilecek benzer taleplerin reddini, davacı yana varlığını iddia ettiği “sözde” maddi zarar talebinin, hangi sebeple doğduğunu ve zararın hangi kalemlerden oluştuğunu açıklaması için ihtaratlı şekilde bir hafta kesin süre verilmesine ve aksi halde davanın açılmamış sayılmasını, davalının davacı şirketin sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmadığından, haksız rekabet teşkil edici herhangi bir fiil ve davranışta bulunmadığından ve davacı şirketin bu nedenle herhangi bir zararının oluşması mümkün olmadığından ve zararı ispatlayıcı herhangi bir delil dosyaya sunamadığından davanın reddini, dava dışı ——–alanlarında faaliyet gösteren şirketler olduğundan, rekabet yasağının uygulanamayacağı huzurdaki davanın reddini, davacı şirket tarafından iddia edilen “rekabet yasağı kaydı”, kanuni düzenlemelere ve usule aykırı olduğundan, müvekkilimizin çalışma hürriyetini kısıtlayıcı nitelikte olduğundan ve sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulları geçersiz olduğundan, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın tüm talepleri yönünden reddini, dava dilekçesinde ileri sürülen maddi tazminat talebinin müvekkile atfedilmesi mümkün olmadığından, herhangi bir illiyet bağı olmadan ileri sürülen maddi tazminat talebinin reddini, davalının, davacı şirketin tüzel kişilik haklarının ihlal edecek nitelikte bir fiili söz konusu olmadığından herhangi bir illiyet bağı olmadan ileri sürülen, manevi tazminat talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, rekabet içeren eylemlerin tespit ve meni ile rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart ile maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılmış, mahkememizin —- tarihli celsesinde dava değerinin —– altında kaldığı ve tek hakimle bakılması gerektiği gerekçesi ile dosya mahkeme heyeti tarafından tek hakime tevdi edilmiş, yargılamaya tek hakim tarafından devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın incelenmesinde, davacı tarafından; davalının davacı şirkette — tarihinden —– tarihine kadar——– çalıştığı, işten ayrıldıktan sonra — tarihinde davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı —– unvanıyla çalışmaya başladığını, davalının iş sözleşmesi kapsamında üstlendiği iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia etmekte ve rekabet etmeme yasağının ihlalinden kaynaklı cezai şart, maddi ve manevi tazminat talep etmekte; davalı ise rekabet etmeme yasağına aykırılık iddialarını kabul etmemektedir. Mahkememizce —– sayılı kararı sonrası görev hususu yeniden incelenmiştir.
——— hükümlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, ——- hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere ——-taraf olduğu iş ve —— kaynaklanan uyuşmazlıklara,c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Şu halde, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir.
Rekabet yasağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan gerekçeler ile davada; uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan tespit ve men ile cezai şart, maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin davalarda mahkememiz görevli olmayıp, iş mahkemeleri görevlidir. ——-sayılı kararında da ”…Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla —– görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır.” denilerek sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için de iş mahkemelerinin görevli olacağı hususu belirtilmiş, açıklanan gerekçeler ve —- kararı ışığında mahkememizin görevli olmadığı, görev hususunun kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği bu noktada usuli kazanılmış haktan da söz edilemeyeceği göz önüne alınarak davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin İş Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114 (1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli —–İŞ MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/01/2022