Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/184 E. 2022/581 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/561 Esas
KARAR NO: 2022/583
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirket telekominikasyon işi ile uğraşan ve bir çok noktada —- bayisi olan aynı zamanda cep telefonu başta olmak üzere elektronik cihazların ve bunların aksesuarlarının satışını yapan bir şirket olduğunu,davacı şirket internet ortamından satışını yaptığı ürünleri kargo yolu ile müşterilerine ulaştırmakta olduğunu, bu kapsamda davacı şirket satışını gerçekleştirdiği telefonların alıcıya ulaştırılması amacıyla davalı kargo şirketinin——-farklı zamanlarda toplam yedi adet kargo teslim ettiğini, ancak davalı şirkete teslim edilen paketlerden hiç biri alıcılarına teslim edilmediğini, kaybolan yedi farklı kargonun her biri için gönderici şubelere tazmin dilekçeleri verilmiş ve her bir kargo için hasar dosyası oluşturulduğunu, ancak mail yolu ile yapılan görüşmelerde hiçbir hasar dosyasından sonuç alınamadığını; bugüne kadar davacı şirketin zararı karşılanmadığı gibi hiçbir hasar dosyası hakkında bilgi dahi verilmediğini, bu nedenle müvekkil şirketin zararının tazmini amacıyla ——dosyasıyla davalı şirkete icra takibi yapılmışsa da davalı şirket bu kez de haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmiş ve icra takibi durduğunu, işbu kez davacı likit alacağının ödenmesi amacıyla itirazın iptalini talep etme gereği hasıl olduğunu, davalı ——- şirketine yapılan müracaatlar ve sözlü ihtarlara rağmen davalı yan davacı şirketin zararını tazmin etmemekte direnince kargo şirketine karşı—– numaralı yansıtma faturası tanzim edilmiş ve bunun da ödenmemesi üzerine kargo şirketi aleyhine ——-başlatıldığını ,davalı borçlu ise bu icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmiş takibi durdurduğunu, davalı yanın bu itirazı haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, kaybolan kargolar nedeniyle davacı şirket hem büyük bir maddi zarara uğramış hem de müşterileri karşısında ticari itibarı zedelendiğini, böyle bir durum meydana gelmesine rağmen davalı taraf icra takibine böyle bir borcu olmadığını ileri sürerek haksız ve kötüniyetli bir şekilde itirazda bulunduğunu, ancak işbu dava ile yapılacak tahkikat sonucu davalı yanın taşıma sözleşmesine aykırı davrandığı ve davacı şirketi hem maddi hem manevi zarara uğrattığı ve zararı karşılamamakta direndiği açıkça subut bulacağını, yukarıda açıklanan hususlar ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davacının alacağı için yapmış olduğu ——- icra takibine vaki davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptalini, davalının icra takibine konu ettiğimiz alacağının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize gönderilen olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket’in adresi —- olmakla birlikte davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeni ile mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ——- Mahkemeleri’ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacı, her ne kadar dilekçesinde davalı şirket’in üstlenmiş olduğu taşıma işi neticesinde zarara uğramış olduğunu, davalı şirket’in kusuru olduğunu iddia ederek bunun davalı şirket tarafından tazmin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, gönderen tarafından davalı şirkete teslimi anında kargonun içeriği beyan edilmemiş kargoya ilişkin olarak herhangi bir değer gösterilmediğini, hiçbir şekilde içeriğin dava dilekçesinde beyan edildiği gibi olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı yanın bu beyanlarının doğruluğu bir an için düşünülecek olsa dahi davalı taşıyanın yanıltıldığı anlaşılmakta olduğunu, bu takdirde kargonun içerik beyanı davalı şirket’e doğru bir şekilde yapılmamış sayılacağını, zira teslim anında yapılması gereken içerik beyanı adeta geçiştirilmiş olup bu husus tarafımızdan düzenlenen faturadan da açıkça anlaşılmakta olduğunu, davalı şirket tarafından kargo içeriğinin bilinmesi mümkün olmayıp davacının tüm bu iddialarının da ispata muhtaç olduğu açık olduğunu, davalı şirketin kendisine taşınmak üzere teslim edilen kargonun içeriğini araştırma (açarak içine bakma, vs.) hak ve yetkisi bulunmadığından içerik konusunda teslim edenin beyanına itibar edileceği açıktır ve tartışmasızdır, kaldı ki kanun gereği olduğunu, bununla birlikte davacı, her ne kadar — numaralı kargonun teslim edilmediğini iddia etse de ilgili kargo —— tarihinde alıcısına teslim edildiğini, dilekçe ekinde kargonun teslim edildiğini gösterir kargo takip formunu sunmakta olduklarını, dolayısıyla davacının ilgili kargonun teslim edilmediğine dair iddialarının yerinde olmadığı, davalı şirket tarafından ilgili kargonun teslim edildiği açık olduğunu, işbu uyuşmazlık konusu teknik ve uzmanlık gerektiren hususlar içermekte olduğunu, bu sebeple kara taşıma hukuku konusunda uzman bilirkişice incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, Söz konusu uyuşmazlığın konusu Türk Ticaret kanunu kapsamında olup mezkur taşımaya ilişkin olarak davalı şirketin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirket yükümlülüklerine yerine getirmiş olduğunu ve davacı tarafın talep ve iddialarının herhangi bir dayanağı bulunmadığını, bu kapsamda davacının talepleri haksız olduğundan davanın reddini karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında kargo taşıma hizmeti sebebiyle ticari ilişki bulunduğu, davacı şirkete ait emtianın taşıma sırasında kaybolup kaybolmadığı, kayboldu ise bu hususta davalının sorumluluğu bulunup bulunmadığı, varsa davacı zarar miktarının tespiti ile bu kapsamda davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti ile davalı tarafça icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali ve icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—–sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —tarihinde başlatılan takibin alacaklısının — borçlusunun — olduğu, takibin — olmak üzere asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; davanın —-üzerinden açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın —-bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin uyuşmazlık tespitinde mahkemece teyit edildiği, ticari ilişki içinde dava konusu 7 ayrı taşımada emtianın taşıma süreci içinde kaybolmak suretiyle tam zayi olduğunu, davalının teslim iddia etmediğini, davalı şirketin sorumluluktan kurtuluş sebeplerini ispat edememesi ve taşıma konusu emtianın kaybolma şekline ilişkin hiç bir açıklama getirememesi nedeniyle sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanmasının yerinde olmayacağının değerlendirildiğini, taşınan emtianın yeni satılan sıfır emtia olduğu satış sonrası taşınmakta olduğu, bu nedenle tam tazminat olarak —— zararın davalı yanca tazmini gerektiğini faturalar toplamı bu miktara itibar edilebileceğini , faturalara göre hesaplamanın TTK m.880/3 hükmüne uygun olduğunu, somut olayda tam zayi kayıp gözetilerek zaman aşımı süresi içinde dava ve tazmin talebi konusu edilebileceği bu durumda bildirim süreleri şartı aranmayacağını, icra takibine konu alacağın asıl alacak olduğunu, işlemiş faiz içermediğini bildiren rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğe çıkarıldığı, taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 7 ayrı taşıma ilişkisi kurulmuş olup davacının davalı şirkete taşımaya konu malları teslim ettiği, davalının ise malları alıcıya teslim ettiğini iddia etmediği, süreç hakkında davacı tarafça davalı şirkete malların alıcıya teslim edilmediğinin bildirildiği, davalı tarafça bildirimlere olumlu yada olumsuz geri dönüş sağlanmadığı, taşımaya konu malların kaybolduğu, bu hususun TTK’nın 889. maddesi gereğince tam zayi olarak değerlendirilmesi gerektiği, hasar bildirimi şartının bulunmadığı, taşımaya konu malların tamamının yeni ürün olduğunun davacı tarafça sunulan faturalardan anlaşıldığı, TTK’nın 880/3. maddesi gereğince esas olan piyasa değeri olup bu yoksa cari fiyat yani tedarik değerinin esas alınması ve sunulan fatura bedelleri üzerinden toplam —– zararın doğduğunun kabulünün gerektiği, zira davalının dava konusu kargoların kaybına ilişkin açıklama getiremediği TTK’nın 886. madde gereğince taşıyıcının sınırlı sorumluluk halinin istisnasını oluşturduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davalının —— dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden ve takip tarihinde belirtilen faiz oran ve cinsi uygulanmak suretiyle aynen devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.374,40-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 243-TL nin mahsubu ile 1.131,4‬0-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 243-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 53,75‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.613,05‬-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——- Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..28/06/2022