Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2023/223 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/171 ESAS
KARAR NO: 2023/223
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/05/2020
KARAR TARİHİ: 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı——– davacı şirket arasında —- tarihinde —– akdedildiğini, sözleşme gereğince ——— verilen————aktivitelere dönük bilet satışları yapılan ————-kullanımı tahsis edildiğini, Diğer davalı —— sözleşmenin —— maddesinde, diğer davalının tüm borçlarına müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, Davalı —— yukarıda arz edilen ve davalı şirketin iştigal konusuyla ilgili yürütülen tüm ticari ilişki cari hesapta izlendiğini, Davacı şirketin ——– alacağı oluştuğunu, Davalıların ödeme yapmaması üzerine——- yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini ve ——– tarihinde her iki davalıya da tebliğ edildiğini, verilen 7 günlük ödeme süresinin dolduğunu, 12.02.2014 tarihinde davalıların temerrüde düştüğünü, Davalıların ödeme yapmaması üzerine, sözleşmenin ——- düzenlenen yetki şartına istinaden ——dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Her iki davalının da itirazı üzerine takibin durduğunu, Davalıların itirazının iptal edilmesi ve takibe devam edebilmek için—— sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, İtirazın iptali dava dosyasına davalıların sundukları cevap dilekçelerindeki beyanlarından, davalıların baştan itibaren kötüniyetli olduklarının anlaşıldığını, Davalı —–cevap dilekçesinin 3. sayfasında, taraflar arasındaki ticari ilişki kabul ve ikrar edilmekte, ilişkinin alım/satım ilişkisi olduğu ifade edildiğini, acentelik sözleşmesini şirket yetkilisinin imzalamadığı beyan edildiğini, bu nedenle yetki şartının geçerli olmadığının savunulduğunu,—— imza incelemesi yaptırdığını, 17.12.2015 bilirkişi raporunda sözleşmedeki tüm imzaların davalı —— ait olduğunun anlaşıldığını, Sözleşmeyi —— yetkilisinin imzalamamış olması nedeniyle sözleşmedeki yetki şartının geçerli olmadığı kanaatine varan İlk Derece Mahkemesi davanın usulden reddine karar verildiğini, —— onanmadığını, —– yapılan yargılama sonucunda ortaya çıkan duruma göre davalıların hukuki sorumluluğunun mahiyetinin değiştiğini, Davalı,——– sunduğu cevap dilekçesinde beyan ve kabul edildiği üzere taraflar arasında alım-satım ilişkisi bulunduğunu, Davalının cari hesapta görünen alım – satım işlemlerini kabul ettiğini, —– bedelli iade faturasına itirazı söz konusu olduğunu, bu satışı da davacı şirket üzerinden yaptığı 22.06.2012 tarihli kayıtta görüleceğini, Diğer davalı——yetkili olmadığı halde davalı şirketin yetkilisiymiş gibi sözleşmeye imza koyduğunu, Davacı şirkette, usulüne uygun sözleşme akdetmiş gibi güven uyandırdığını, Yetkisiz temsilci olan ———acentelik sözleşmesinin geçerli olmamasından kaynaklanan zarardan sorumlu olduğunu, Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulünü, 42.090,13-TL’nin temerrüt tarihi olan 12.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara tahmine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Dava dilekçesi ve tensip zaptı, davalı —— tarihinde, davalı ——-tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, acentalık sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı; davalı ——— tarihinde acentalık sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme gereğince ———-verilen satış kanalının kullanımının davalı ——-verildiğini, davalı ———- müşterek ve müteselsil kefili olduğunu, davalıların sözleşmeden kaynaklı borçlarını ödemediklerini, —— esas sayılı dosyasında da imzaya itiraz ettiklerini, ancak yapılan incelemede imzaların —– ait olduğunun anlaşıldığını, davalı —– aradaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, davalı — yetkilisi olduğuna inandırarak kendileri ile sözleşme yaptığını beyan ederek davanın kabulünü istemiş; davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında düzenlenen 10/02/2013 tarihli sözleşmenin, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan———— dosyasında tarafların sunmuş olduğu beyanlar kapsamında hukuki niteliği, sözleşme kapsamında davacının alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile davalıların söz konusu alacaktan sorumluluk miktarları noktalarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir. —– sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyanın davacısının dosyamızın davacısı olan ——-davalısının dosyamız davalıları ——— olduğu; davanın itirazın iptali davası olup, davacının; ——–sayılı dosyasına davalıların yaptığı itirazın iptalini talep ettiği, dava değerinin 43.820,43-TL olduğu, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın —– denetiminden geçerek kesinleştiği; dosyada her iki davalı; taraflar arasında yapılan sözleşmeyi kabul etmeyerek sözleşme altındaki imzaları inkar ettiklerinden elektronik acente üyelik sözleşmesindeki imzaların davalıları bağlayıcı mahiyette bulunup bulunmadığı, imzaların aidiyeti konusunda ——- inceleme yaptırılıp rapor aldırıldığı, ——- raporuna göre; davaya konu sözleşme ve eki belgelerdeki imzanın davalı —- elinden çıktığının tespit edildiği; ——sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ——vekili tarafından borçlular ———- alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların takipteki borca ve yetkiye itiraz ettikleri anlaşılmıştır.Tarafların tacir olmaları nedeniyle dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, bu konuda öncelikle davacı şirketin adresinin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılmış, akabinde davalının defter ve belgelerinin incelenmesi için ara karar oluşturulmuş, davalı defter ve belge sunmamış, inceleme —– kayıtları üzerinde yapılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından talimat mahkemesine sunulan 13/01/2021 tarihli raporda özetle; “…Davacının —- yılları arası ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, yasal açılış kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, HMK 222/2. Maddesi gereğince —– yılları arası defterlerin davalarda sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, davacı şirketin ——- tarihinde takibe konu ettiği 42.090,13 TL alacağının takip tarihinde ticari defterlerinde 40.573,49 TL olarak kayıtlı olarak yer aldığı, davacının ——- itibariyle davalıdan 40.719,33 TL alacaklı olduğu….” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur————.İspat yüküne ilişkin bu genel kural, alacak davaları için de geçerlidir. Yani, alacak davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Öncelikle taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu ve bu akdi ilişkiden kaynaklı alacaklı olduğunu ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacının, davalı ile arasında mal/hizmet satışına dair iddiasını ve alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekir. Davacının iddiasını ispatlaması durumunda ispat yükü yer değiştirir ve davalıya geçer.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; acentalık sözleşmesinin yazılı şekil şartına bağlı olmadığı, davalı şirketin davaya cevap vermediği ancak —— esas sayılı dosyasında verdiği cevaplardan ticari ilişkiyi inkar ettiği, ancak davalının getirtilen —— yılında davacı ile aralarında 2 belgeden kaynaklı ——- ticari ilişki bulunduğu, —- yılında davacı ile aralarında—–belgeden kaynaklı 172.971,00-TL’lik ticari ilişki bulunduğu, ——- karşılıklı —yapılmadığı, — yılında davacı ile aralarında — ticari ilişki bulunduğu, davacının incelenen defter ve belgelerine göre davalı şirketten 40.719,33-TL alacaklı olduğu, davalının defter ve belgeleri incelenememiş ise de;—– kayıtlarından anlaşıldığı üzere taraf şirketler arasında ——yıllarında ticari ilişki bulunduğu, davacının ticari ilişkiyi ve alacağının varlığını incelenen —– kayıtları, defter ve belgeleri ile ispat ettiği, ispat yükünün yer değiştirerek davalı tarafa geçtiği, davalı şirketin ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiği, ancak davalının buna dair bir delil sunmadığı anlaşılmakla; davacı davasını kısmen ispat ettiğinden davasının kısmen kabulüne, davacının temerrüt ihtarının davalı şirkete 04/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davalı şirkete ödeme için 7 günülük süre verildiği, bu itibarla temerrüdün 12/02/2014’te oluşacağı anlaşılmakla, faizin bu tarihten işletilmesine karar verilmiş; davalı — yönünden ise, davacının defter ve belgelerinde bu davalı ile bir ticari ilişkisi bulunmadığı, davalı —— davalı şirketi yetkilisi olmadığı, davacı ile davalı şirket arasında imzalandığı iddia edilen 10/02/2013 tarihli sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle davalı —– kefil imzasının da tek başına sonuç doğurmayacağı değerlendirilmekle, bu davalı açısından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının davalı —- yönünden REDDİNE,
2-Davacının davasının davalı ——-yönünden KISMEN KABULÜ İLE,
-40.719,33-TL’nin 12/02/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ——tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.781,54-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 718,80-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.062,74‬-TL’nin davalı——- tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 718,80-TL harcın davalı —— alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.545,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 3.429,64-TL’sinin davalı ——– alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,115,46-TL’sinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı —— alınarak alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ret olunan dava yönünden davalılar kendilerine vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı—— tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluklarında kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023