Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/170 E. 2021/740 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/170 Esas
KARAR NO: 2021/740
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait iş makinesinin davalı——–şantiyede büyük bir çukura indirilmiş çalışmaya başladığını, anılan iş makinesinin işi bittiği ve makinenin çukurdan çıkartılması hususunda diğer davalı ——– anlaşmaya varıldığını ve iş makinesinin bulunduğu yerden taşınma esnasında kaza meydana gelmiş ve dava konusu iş makinesinde zarar meydana geldiğini, davalıların bu zarardan sorumlu ve kusurlu olduklarını, müvekkile ait iş makinesinin tamir edildiği ancak değer kaybının meydana geldiğini, davalıların kusurlu ve ihmali davranmaları nedeniyle, hasara uğrayan iş makinesinin değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı ——– vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin dava konusu kira sözleşmesinden taraf sıfatı olmadığını bu nedenle davada pasif dava ehliyetinin olmadığını, bu nedenlerle davanın öncelikle görev yönünden ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——-vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dava konusu işi davalı —- firmasın yapması gerektiğini, sorumluların davacı ile diğer davalı ——olduğunu, haklı ve yerinde olmayan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ——vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin zamanaşımı yönünden itirazının bulunduğunu, kira sözleşmesinden kaynaklanan davaya görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, müvekkili şirket merkezi —- olması nedeniyle ——- Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, dava konusu hasarın meydana geliş şekilden müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını bu nedenle müvekkilinden tazminat talep edilmesinin mümkün olamayacağını, diğer davalı ——— kiraya verenin kusuru illiyet bağını kesmiş olması nedeniyle cihetle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafından dava dışı kişiye ,dava dışı kişi tarafından da davalı ——- kiralanan davaya konu vincin, çalışma esnasında bulunduğu çukurdan çıkartılması için diğer davalı şirkete ait olan başkaca bir vincin kullanılması esnasında uğranılan değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlanmış ve yöntemine uygun olarak ön inceleme duruşması yapılarak taraf iddia ve savunmaları kapsamında öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmiş ve akabinde tahkikat aşamasına geçilmiştir. Bir kısım davalılar vekili tarafından görev itirazında bulunulmuş olup, dava şartı olan görev hususunun incelenmesi için ön inceleme duruşmasında davacı ile dava dışı —- —arasındaki kira sözleşmesinin dosyaya ibrazı için davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekili tarafından —— dosyaya ibraz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ve davalılar tacirdir. Dava konusu vincin davacıya ait olduğu, davacı tarafından dava dışı —- sözleşmesi ile kiralandığı, —— tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığı, yine vincin şantiyede çalıştırıldığı esnada çukurdan çıkartılması için davalı ——— başkaca bir vinç kiralandığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Doğrudan davacı ile davalılar arasında yazılı bir kira sözleşmesi bulunmamakla birlikte gerek davacı ile dava dışı ——- arasındaki kira sözleşmesi gerek davalı —- ortaklık ile dava dışı —– arasındaki kira sözleşmesi, uyuşmazlığın niteliği, dava konusu talep ve emsal kararlar birlikte değerlendirilerek mahkememizin uyuşmazlıkta görevli olup olmadığı hususu incelenmiş olup, yapılan inceleme neticesinde, davaca ile dava dışı —– sözleşmesinde, davaya konu vincin yıllık kirada çalıştırılmak üzere davacı tarafından ——– kiralandığı, yine sözleşmenin 8. Maddesinde, meydana gelebilecek zararların kiracı tarafından karşılanacağı yine üçüncü kişilerden kaynaklı oluşabilecek zararlardan da kiracının üçüncü kişiler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Davacı ile dava dışı —– arasındaki sözleşmede alt kira yasağı bulunmadığı, alt kiracının mal sahibine karşı asıl kiracı gibi sorumlu olduğu, netice itibariyle uyuşmazlığın temelinin kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Nitekim ———– kararında , ” Dava, davacı şirket tarafından dava dışı şirkete ,dava dışı şirket tarafından da davalı —– kiralanan ve diğer davalının sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazası sonucu araçta gerçekleşen hasar miktarı ile aracın çalışmadığı günler karşılığı kazanç kaybının tahsili istemine ilişkin olup, davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmede alt kira yasağı bulunmadığı ve alt kiracının mal sahibine karşı asıl kiracı gibi sorumlu olduğu, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Kira sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlıklarda HMK 4/1-a maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararı kaldırmıştır.
Açıklanan gerekçeler, 6100 sayılı HMK’nın 4/I-a maddesi gereği uyuşmazlığın temelinin kira ilişkisinden kaynaklı olması, kira ilişkisinden doğan somut uyuşmazlıkta Sulh Hukuk Mahkemelerin görevli olması, aynı maddi olaydan kaynaklanan zarara yönelik müteselsil sorumluluk esasına dayalı olarak açılan davada, davaların birlikte görülüp delillerin birlikte değerlendirilmesinin Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında ve usul ekonomisi gereğince tarafların yararı bulunduğu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra açılan davada uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin mahkememiz olmayıp Sulh Hukuk Mahkemeleri olması gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114 (1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli ——– SULH HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; Davacı vekili ile bir kısım davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2021