Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/17 E. 2022/362 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/17 Esas
KARAR NO: 2022/362
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 10.02.2020
KARAR TARİHİ: 26.04.2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka —-aktedildiğini, diğer davalının da sözleşmeye müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğunu, sözleşmeye istinaden ticari kredilerin kullandırıldığını, borçlarını ödemeyen borçluların hesabının kat edilerek, borçlulara —– numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek, ihtarnamede ki yazılı tutarların ödenmesinin talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için borçlular aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalının takibe itirazda bulunduğunu, davalı taraf vekilince alacaklı görünen tarafa davalının herhangi bir borcunun bulunmadığı yönündeki itirazlarının gerçeği yansıtmadığını, açıkladıkları nedenlerle davalı borçluların itirazının iptalini, takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, davalılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu alacak —– dosyasından takibe konulduğunu ve tarafınca takibe —- tarihli dilekçesi ile itiraz edildiğini, davacı yanın, itirazın iptali istemiyle; davalının yerleşim yeri olan yetkili ——yerine icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığını ve huzurda dava ikame etmekte olduğundan, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetkili ——gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmenin geçerli olduğu varsayılırsa bankanın önceden ve tek taraflı düzenleme imkanına sahip olması ve ——yorumlanırken, zayıf olanın korunması prensibine bağlı olarak açık veya anlaşılır olmayan ifadelerin kredi kullanıcısı lehine yorumlanması nedeniyle davalı aleyhine düzenlenen ve—— aykırı olarak genel kredi sözleşmesinde yer alan hükümlerin yok hükmünde olacağını, davacı yanın iddialarının aksine davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş herhangi bir kat ihtarının bulunmadığını, bu sebeple borcun henüz muaccel olmadan icra takibine başlandığı için borçlu sıfatı da oluşmadığını, gerek sözleşmenin genel işlem koşullarını düzenleyen hükümlerine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle kesin olarak hükümsüz olması gerekse usulüne uygun kat ihtarı bulunmaması nedeniyle yapılan icra takibinin iyi niyetli olarak yapılmadığını, bu nedenle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı bankanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı yana yüklenmesini talep ettikleri görüldü.
Davalı——– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesi ve eklerinin taraflarına tebliğ edilmemesi sebebiyle eklerde yer alan hususlarla ilgili cevap haklarını saklı tutacaklarını, —— sözleşmesinin geçerlilik şartları göz önüne alındığında, kefilin sorumluluk altına girdiği miktarı kendi el yazısı ile yazmamış olması sözleşmenin hükümsüz olması sonucunu doğurur. davaya konu sözleşmede davalı şirketin sorumluluk altına girmiş olduğu miktarın şirket yetkilisinin el yazısı ile yazıldığına ilişkin somut bir dayanak bulunmadığını, ayrıca borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması beklenmemiş olup kefile başvurma koşulları gerçekleşmeden davalının sorumluluğuna gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanın iddialarının aksine davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş herhangi bir kat ihtarının bulunmadığını, ticari nitelikteki bir asıl borcun ödenmesine ilişkin ihbarın asıl borçluya tebliğ edilmiş ve bu surette asıl borçlu temerrüde düşmüş olsa bile, bu yönde bir ihbarın müteselsil kefile yapılmadığı sürece, kefilin asıl borçlunun temerrüde düşmesi sebebiyle oluşan temerrüt faizinden sorumlu tutulmasının söz konusu olmayacağını, bu sebeple davalının temerrüt faizinden de sorumlu tutulmasının söz konusu olmayacağını, gerek usulüne uygun kat ihtarının bulunmaması, gerekse kanuni koşulla oluşmadan kefilin borçlu gösterilmesi suretiyle yapılan icra takibinin iyi niyetinden bahsetmeye imkan olmadığını, bu nedenle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı bankanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istediklerini, davaya konu itirazlarının kabulü ile davacının haksız ve mesnetsiz iddialarından ibaret huzurdaki davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı yana aidiyetine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı banka ile davalı asıl borçlu—arasında düzenlenen—– dolayısıyla doğan borçtan dolayı ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde davalıların borca ve ferilerine itirazının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı —- müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer almaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında — yasa ile ticari davalarda —- kadar olan davalarda yargılama usulünün basit yargılama usulüne dönüşmesi sebebi ile basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, —- takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, — borçlusunun dosyamız davalısı —-olduğu, toplam —-alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğe çıkarıldığı henüz tebliğ aşaması tamamlanmadan borçlu —havale tarihli dilekçesi ile borçlu — tarafından—– havele tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla bir yıllık hak düşücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın ——-toplam alacak üzerinden ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, —- ve ekleri ile ihtarname örnekleri dosya içerisine alınmış ve incelenmiş, her ne kadar davalılar vekilleri tarafından görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu yönünde, yine davalı —- tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de davacı banka ile davalı — arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikte — olduğu, yine asıl borçlu konumunda olan—— ile vergi dairesi kayıtları incelendiğinde gerçek kişi tacir olduğu, netice itibariyle uyuşmazlığın çözümünde —- görevli olduğu, yine tacirler arası imzalanan sözleşmede ayrıca yetki hususunun düzenlendiği ve —- Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmekle, davalılar vekillerinin görev ve yetkiye ilişkin itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda emekli bankacı bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, bilirkişi tarafından —– tarihli rapor düzenlenmiş, düzenlenen rapor mahkememiz denetimine uygun ve uyuşmazlığın çözümü için elverişle görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan tüm deliller ve alınan mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile davalı asıl borçlu — arasında — niteliğinde —- imzalandığı, diğer davalı şirketin sözleşmede —- üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzazısının bulunduğu ve kefaletin —– koşulları taşıdığı, bilirkişi tarafından ödeme planı ve hesap hareketleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı borçluya —-olarak geri ödenmek üzere aylık —— tutarında —–kullandırıldığı, kullandırılan ——— ödendiği ancak sonraki taksitlerinin ise ödenmediğinin tespit edildiği, davacı bankanın kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılara ihtarname göndererek hesabı kat ettiği ve davaya konu takibin başlatıldığı ve takip tarihi itibariyle kredi hesabından dolayı davacı bankanın davalı borçlulardan, takip talebi ve talep edilen faiz oranları da göz önüne alınarak ve taleple bağlılık ilkesi gereği alacağının tespiti bakımından düzenlenen bilirkişi raporunda yapılan hesaplama gerekçeli ve denetime elverişli kabul edilerek hükme esas alınmış ve netice itibariyle açılan davanın kabulü ile davalıların davaya konu —- icra dosyasına yaptığı itirazların iptali ile takibin taksitli ticari kredi yönünden —– alacak üzerinden devamına, asıl alacağın likit oluşu ve davalıların takibe itirazlarında haksız olmaları göz önüne alınarak hükmedilen asıl alacak tutarı —– taktiren %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
Davalıların davaya konu —– icra dosyasına yaptığı itirazların iptali ile takibin —-yönünden —- olmak üzere toplam —- alacak üzerinden ve sadece —asıl alacağa takip tarihinden itibaren — oranında temerrüt faizi ve — uygulanmak suretiyle; çek kredisi yönünden —-ihtar gideri olmak üzere toplam —alacak üzerinden ve sadece —asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- oranında temerrüt faizi ve — uygulanmak suretiyle aynen devamına
-Hükmedilen toplam asıl alacak tutarı —- taktiren %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 9.082,97-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.605,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.477,05-TL harcın davalı taraflardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.605,92-TL peşin harcın davalı taraflardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca —– tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalı taraflardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazine adına gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 167,10-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.421,5‬0-TL yargılama giderinin davalı taraflardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.581,86-TL vekalet ücretinin davalı taraflardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı—– vekilinin yokluğunda, davacı vekili ile davalı —- vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26.04.2022