Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/163 E. 2022/117 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/163 Esas
KARAR NO: 2022/117
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından fatura ve cari hesap alacağının tahsili bakımından
davalı/borçlu —- dosyası ile icra takibi başlatıldığı. Taraflar arasındaki ticari ilişki —tedarikçi sözleşmesine dayanmakta olduğu, ilgili sözleşme kapsamında taraflar pazarlıklar ve münazara ile anlaşma koşullarını belirlendiği. Anlaşma koşulları çerçevesinde —– tarafından borçlu davalıya gönderilen fatura bedelleri borçlu tarafından bugüne kadar ödenmediğini, açıklanan sebeplerle borçlunun haksız ve kötüniyetli inkarı sebebiyle alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetini, taraflar tacir olup, takip tarihinden itibaren işleyecek en yüksek
banka ticari faiziyle alacağın tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,— davacı ve davalının — kayıtları celp edimiş, —- davalının—kaydı bilgileri celp edilmiş, —Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış ve —tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı şirketin — yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve yevmiye defter kapanış tasdikleri
yasal süresi içinde yapılmıştır. Fakat davacı şirket —-
tasdik ettirmiştir. Ticari defterlerin yıl içinde kullanılacak sayfalar konusunda yetersiz kaldığında ek defter tasdik edilmesi gerekmektedir. V.U.K.’nun 221’nci maddesinde, tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanların bunları kullanmaya
başlamadan önce tasdik ettirmelerinin gerektiği hüküm altına alınmıştır. Davacı şirket —içinde ek yevmiye ve kebir defteri kullanmaya başlamıştır. Fakat kullanmaya başlamadan önce tasdik
ettirmesi gerekirken, tasdik ettirmediği görülmüştür. Davacı şirket —-uygulaması çerçevesinde Yevmiye ve Büyük defterlerini elektronik ortamda tutmaktadır. Bu defterlerin—-açılış ve kapanış beratları gelir idaresi başkanlığı tarafından yayınlanan tebliğlerdeki sürelere uygun şekilde alınmıştır. Davacı şirketin — envanter defterinin açılış tasdiki yasal süresi içinde yapılmıştır. Davacı şirketin—yılına ait ticari defterlerinin delil kudretine haiz olup olmadığının —olduğu,
Takip ve dava konusu faturalardan kaynaklı — alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı görülmüş olup davacı defter kayıtlarına göre; davacı şirketin davalı şirketten
— takip tarihi itibari ile — alacaklı olduğu, Dosya içerisinde bulunan davalı — incelendiğinde: Davacı tarafın davalı tarafa düzenlemiş olduğu — davalı tarafın davacı tarafa düzenlemiş olduğu — ve toplam tutarı — olan faturaların davalı tarafça — beyan ettiği,
Davacı şirketin —- alacakları için 3095 sayılı yasaya (Md.1) istinaden icra takip tarihi olan;
— tarihinden itibaren ise— oranında —- talep edebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —-
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile —– üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca tarafların dosyaya konu alacağın davacı ve davalı tarafından —- bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağına ilişkin hizmeti kabul edip —- bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı, beyanname vermekle cari hesaba konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.—–
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalının usulüne uygun davetiyeye rağmen defter ibrazından kaçındığı, —- davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının — esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—- Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 11.896,90-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.103,43-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 870,80-TL harç olmak üzere toplam 2.974,23-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.922,67-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.103,43-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 870,80-TL harç olmak üzere toplam 2.974,23-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 259,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.071,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 20.495,22-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2022