Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/145 E. 2021/373 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/145 Esas
KARAR NO : 2021/373

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—— kontrolünde saat ————- hareket etmiş olduğunu,—- önce —- daha sonra da teknede bulunan üç misafirin——- bırakmış olduğunu ve teknenin saat 04:30 sularında —– doğru dönüş seyrine geçmiş olduğunu, kaptanın —–açıklarında iken, teknenin makine dairesinin su almaya başladığını fark etmiş olduğunu ve hemen tekne makinelerini durdurup, elektrik sistemini kapatmış olduğunu, elektrik sistemini kapattığı için de elektrikle çalışan makine kaporta kapağını açamamış olduğunu, bu sebeple de suyun nereden geldiğini görememiş olduğunu,—— bahsi geçen makine dairesinin su alma olayı akabinde —-biriminden yardım talep etmiş olduğunu, kısa süre sonra — kurtarma botları teknenin bulunduğu yere gelerek; makine gücünden yoksun tekneyi ————- çekmeye başlamış olduğunu, ———— ———- varıldığında————- açılmış olduğunu ve makine dairesindeki ———ile tahliye edilmiş olduğunu, Su seviyesinin bu sayede düşürülmüş olduğunu, —- tarafından batmaya ilişkin önlemler alındıktan sonra —- yardımı ile teknenin çekilerek saat ———– varmış olduğunu ve —- ile karaya alınmı olduğunu, akabinde hasarın davalı … şirketine ihbar edilmiş olduğunu ve —– tarihlerinde davalı şirket tarafından tayin edilen sayın eksper——–ve detayları raporunda belirtilen kişiler eşliğinde incelemeler yapılmış olduğunu, Eksperin dava konusu hasarın sebebi ve oluşu ile ilgili net bir kanaate varamamış olduğunu, hasara istinaden önce bir araştırma raporu talebinde bulunmuş olduğunu ve davalı şirket tarafından olaya bir de araştırmacı tayin edilmiş olduğunu, bahsi geçen araştırmacının; olayda bir usulsüzlük/sigortayı kötüye kullanma vb olup olmadığını araştırmış ve herhangi bir —- olmadığını belirtmiş olduğunu, bir başka deyişle müvekkili aleyhine bir sonuca ulaşılmamış olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; davanın kabulüne karar verilmesini; 494.097,03-TL nin hasar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı——– hareket etmiş olduğunu, —- açıklannda ———–almaya başladığını fark edilmiş olduğunu ve tekne makinelerinin—— sistemi kapatıldığı beyan edilmiş olduğunu, makine gücünden yoksun tekne, yardım ile çekilmiş——-alınmış olduğunu, dava konusu rizikonun— gerçekleşmiş olduğunu, hem TTK’nın ilgili sigorta hükümleri hem de tekne poliçesi genel şartları uyarınca talep için zamanaşımı geçmiş olduğunu, davanın sırf bu sebeple de dahi reddi gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketçe hasarın sebebine ilişkin bilirkişi marifeti ile tespit yaptırılmış olduğunu, İstanbul Anadolu — Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda da; teknenin su almasına sebep olan—— çıkış bağlantılarının usulüne uygun yapılmadığı ve kullanım sırasında oluşan açılma nedeni ile hasarın meydana geldiği, bu durumda hasarın beklenmedik bir şekilde değil, aleni bir kusur,, neticesinde meydana geldiği yönünde rapor düzenlendiğini, sonuç olarak hem bilirkişi tespiti hem de ekspertiz raporundaki tespitler doğrultusunda söz konusu hasarın ——- alıcı —–herhangi bir dış etken, darbe veya temas olmadan, —— kusurlu montajı sonucu bağlı olduğu yerden çıkmasıyla makine dairesine su dolması sonucu meydana geldiğinin açık olduğunu, tekne poliçesine dayanak— —- bağlantılarındaki hasarların teminat dışı olduğunu, talep edilen hasar bedelinin davacı tarafından ispatlanması gerekmekte olduğunu ve davacının talebinin fahiş olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; davanın reddine,
yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraftan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, dava konusu teknede oluşan hasarın tekne poliçesi kapsamında davalı ….—- tazminine ilişkin açılan tazminat davasıdır.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almakta; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ——. Sayılı kararında da davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
Huzurdaki davada davacıya ait teknede oluşan hasar bedelinin tahsili amaçlanmakta olup, söz konusu poliçe içeriği incelendiğinde tekne niteliğindeki deniz taşıtının ticari amaç taşımaksızın kullanılan bir araç olduğu ve poliçede yer alan teminatların bu kapsamda verildiği görülmektedir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin — fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu, HMK’nın 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup HMK 115. maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
—-Resmî Gazetede yayımlanan ve —-tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,—– benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut dosya kapsamı incelendiğinde, dava konusu olayın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, davacının gerçek kişi olduğu dolayısı ile nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı, deniz taşıtı niteliğindeki araçta oluşan hasara dair uyuşmazlığın temelinde 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici ilişkisi bulunduğu, Mahkemelerin görevine ilişkin hususun dava şartı olduğu ve kamu düzenine ilişkin olduğu yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 4,5/3., TTK. 3,73 ve HMK.114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——— Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.