Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/121 E. 2021/1120 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/121 Esas
KARAR NO: 2021/1120
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/03/2020
KARAR TARİHİ: 26/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ile arasında bir ticaret münasebet söz konusu olduğunu, davacı tarafından davalıya gönderilen mal ve hizmetlerin karşılığı olarak davacı şirketin davalı şirketten —- alacaklı olduğunu, işbu borcun ödenmesi davalıdan istenmiş olup, borçlu yine ödemede bulunmadığından, davalı şirket hakkında —- dosyasında takip başlatıldığını, davalı tarafından işbu takibe mesnetsiz ve afaki bir şekilde itiraz edildiğini, davalının yerinde olmayan tüm itirazlarının iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalar faturalardaki edim yerine getirildiğini ve borçluya söz konusu malların teslim edildiğini ve borcun doğduğunu, müvekkili şirket kayıtlarının tetkikinde borçlunun takip tarihi itibari ile vadesi dolan faturalardan kaynaklı — borçlu olduğunun tespit edildiğini, —- numaralı başvurusu ile anlaşamama tutanağı sonuçlandığını, davalının —–icra dosyasındaki vakit itirazın iptalini, takibin devamını, takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz eden borçlunun asıl alacağının %20 aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın davacı tarafa herhangi borcu bulunmadığını, davacının alacak iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu hususta satışın gerçekleşmiş olduğunun ve davacı tarafın teslim etmiş olduğunu iddia ettiği malların teslim edilmiş olduğunun iddia yükünün davacı tarafta olduğunun, ——tarihli kararında özetle; davalının itiraz dilekçesindeki beyanı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bu beyanın ispat külfetinin yer değiştirmesini gerektirir nitelikte olduğunun kabul edilemez olduğunu, bu durumda mahkemece davacıya takip talebinde alacağa dayanak yaptığı faturaları, malın teslimine ilişkin belgeleri, ve varsa diğer delillerini; davalıya da karşı delillerini ibraz olanağı tanınıp tüm deliller ile birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerektiğini şeklinde hüküm verdiğini, davacının icra-inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, davanın konusu olan alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiğini, bu sebeple icra-inkar tazminatının talep edilmesinin hukuki dayanağı olmadığını, açıklanan nedenler ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine karar verilmesini, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıdan alacağı olduğunu, davalının alacağını ödemediğini, alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, —- Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —– tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Dava Dosyasında tarafların defter ve belgelerinde yapılan tespitler ve incelemeler doğrultusunda; Defter ve belge kayıtlarının TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu, defter belgelerin birbirlerini doğruladığı, Taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu,—— sonu itibari ile kapanış bakiyesindeki farkın incelemeler kısmında detaylı olarak belirtilen ve davalı tarafından düzenlenen satış faturasının davacı tarafından yasal defterlerine işleme alınmamasından kaynaklı oluşan bakiye farkı dikkate alınarak yapılmış olan tespitler neticesinde; Dava tarihi itibari ile; Davacı —–alacağı olduğu, Dava tarihi itibari ile Davalı —— borcu olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
—– tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Dava Dosyasında tarafların defter ve belgelerinde yapılan tespitler ve incelemeler doğrultusunda; Defter ve belge kayıtlarının TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu, defter belgelerin birbirlerini doğruladığı, Taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu,—- kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu, davalı tarafın düzenlemiş olduğu e-faturaların temel fatura olduğu —- dolayısı ile ilgili faturalarda otomatik kabul sistemi oluştuğundan yasal kayıtlara alınan faturalarda teslim eden ve teslim alan imzalarının olması şartı bulunmadığı sebebi ile ispat niteliği oluşturduğu, davacı tarafın icra takibi olan —- alacağı olduğu, davalı tarafın icra takibi tarihi olan —- yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Her ne kadar davalı, dava konusu malların teslim edilmediğini beyan etmiş ise de; mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile —– üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca tarafların —- formları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, dosyaya konu alacağın davacı ve davalı tarafından —- bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağına ilişkin hizmeti /malı kabul edip —— bildirdiği ve kendi ticari defterlerine işlediği anlaşılmaktadır. O halde her ne kadar davalı, dava konusu malların teslim edilmediğini beyan etse de; davalı faturaları ticari defterlerine işlemekle ve beyanname vermekle cari hesaba konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.—–
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan —- tarihli bilirkişi ek raporu ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ispatla dosyaya konu alacağa hak kazandığı, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı ayrıca icra takip tarihinin —- bedelli davalı tarafından düzenlenen faturanın dava konusu olmadığı dikkate alındığında bu yöndeki davacı taraf itirazlarının yerinde olmadığı, —– tarihli bilirkişi ek raporuna göre tespit edilen bedelden davalının sorumlu olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının—– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, ——-asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ———–Dosyaya konu alacağın cari hesap alacağına dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı ——- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 11.931,97-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.147,53-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 889,06-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.036,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.895,38-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafçapeşin olarak yatırılan 2.147,53-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 889,06-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.036,59-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 74,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 986,20-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 968,79-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7——–müzekkere cevabı dikkate alınarak;
-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle —— üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin —— tarafların haklılık payı oranında alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 20.544,02-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.138,28-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/11/2021