Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/107 ESAS
KARAR NO: 2023/98
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 13/03/2020
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının dava dışı sigortalısına (düzenlediği poliçede öngörülen muafiyeti tenzil etmek suretiyle) —– takip tarihine kadar işlemiş —– olarak (asıl alacağa da takip tarihinden itibaren işleyecek %19,50 oranında avans faiziyle birlikte) rücuen tahsil edebilmek için —- sayılı dosyası başlattığı icra takibinin —— borca, faize ve tüm ferilerine yapılan durdurulması üzerine davacı sigorta şirketinin sayın vekili (derdest davanın davalıları konumundaki) takip borçluları aleyhine işbu davayı açmış ve —- harçlandırdığı dava dilekçesinde (dava dışı sigortalı ——- satışa sunmak üzere —– satın aldığı —- değerindeki, ———- türü emtianın nakliyat muhataralarına karşı sigortasını —– müvekkilinin sağladığını, söz konusu ürünlerin —– işinin sorumluluğunu ise —-üstlendiğini ve——- —–yüklendiğini, ancak araçtaki ürünlerin müvekkilinin sigortalısına teslim edilmediğini durumun müvekkiline bildirlmesi üzerine görevlendirilen bağımsız eksperin düzenlediği ——– tarihleri arasında sigortalı ile nakliyeci firma yetkililrinin birçok yazışmalar yaptığını, ilk ——– gecikme sebebi olarak araç arızasının bildirildiğini, daha sonra ——– yaşanan araç yoğunluğunun gerekçe gösterildiğini, son yapılan yazışmada ise nakliyeyi yapan şoförlere ve firmasına ulaşılamadığını, emtianın çalındığı düşünüldüğünden resmi kurumlara başvurukduğunu ve akıbeti belli olmayan ürünler için rücu muhatabının nakliyeci firma olduğunu” kayıt altına almak suretiyle hasar bedelinin 228.779,71 TL olarak saptandığını, tazmininden gerek TTK md.875 gerekse CMR md.i7/”e göre taşıyıcının sorumlu olduğu hasar için müvekkilinin sigortalısına 07.08.2018’de 228.779,71 TL tutarında hasar tazminatı ödediğini ve bu bedeli ödemekle müvekkilinin TTKnun 1472. Maddesi hükmü uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, davanın dayandığı takibe iliaz eden —— olayda üzerine düşebilecek mesuliyete —– kapsamında sigorta güvencesi sağlayan diğer davalının da düzenlediği poliçenin limitleri dâhilinde tazminat bağlamında sorumluluğunun doğduğunu, müvekkilinin tazmin ettiği bedeli sigortalısının halefi olarak davalılardan tahsil edebilmek için yaptığı müracaatlardan sonuç alamaması, başlattığı icra takibinin yapılan ilirazlarla durdurulması, arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamaması üzerine iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu beyan etmek suretiyle, davanın dayandığı icra takibine vaki itirazların iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini ve takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; 10.05.2018 tarihinde gerçekleştirilen taşıma işi için CMR md.3211’de öngörülen 1 yıllık süre geçtiklen sonra —– açılan işbu davanın zamanaşımına uğradığını, usulden reddi gerektiğini, dava Konusu taşıma işleminin ise Müvekkili tarafından değil başka bir firma tarafından gerçekleştiridiğinden kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla mevcut taleplerin ihbar edilecek firmaya yöneltimesi gerektiğini, —— dava konusu taşımaya ilişkin belgelerde taşıyıcı olduğuna dair bir verinin olmadığını, bu yönden de davanın reddi gerektiğini, sorumluluğun kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla müvekkilinin basiretli bir şekilde davranıp TTK md.918 kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, iddia edilen dava konusu hasara ilişkin olarak; müvekkilinin CMR sigortacısı konumundaki —— kayıt açtığını, gerekli tespit ve incelemeleri yapmak üzere eksper tayin ettiğinden dava konusu taleplerin —–, yöneltmesi gerektiğini, müvekkili taşıyıcı konumunda olmadığından Somut olayda sorumluluğunun doğduğunun kabulü anlamına gelmemesi kaydı ile CMR Konvansiyonu’nun 23/3. maddesi uyarınca mesuliyetinin sınırlı olduğunu, talep edilen 262.362,66 TL.’nin hangi kriterlere göre hesaplandığının ise belli olmadığını, CMR md.t7 hükmüne göre dava konusu olayda taşıyıcının tazminat bağlamında sorumluluğunun ortadan kalktığını, sorumluluğun ortaya konulması açısından —— soruşturma dosyasının celbini talep etliklerini, davacının iddiasının taşıma konusu malın teslim edilmediğinden ibaret olduğunu ve dava konusu emtianın müvekkilinin sorumluluğunda teslim edilmediği gerekçesiyle fazminat talep ettiğini, çalınma olayının gasptan kaynaklanması halinde, taşımayı gerçekleştiren firmanın alabileceği bir önlem yoksa sorumluluğunun da doğmayacağını, olayın meydana gelmesinde sürücünün kasıt ve işbiriği varsa bu durumda sınırsız olarak sorumluğun gündeme gelebileceğini, müvekkiline kusur atfedilebilecek bir sebepten dolayı ortaya çıkan herhangi bir zararın ve sorumluluğun varlığını kabulü anlamına gelmemek üzere; somut olay için hasar bildiriminin de yasal süresi içerisinde yapılmadığını, davacının hasar ödemesini dayandırdığı eksper raporunun ise, iddia edilen hasarın meydana geldiği tarih olan 10.05.2018 tarihinden 21 gün sonra, 31.05.2018 tarihinde tanzim edildiğini, ekspertiz raporunda belirlenmiş olan fahiş bedele itiraz ettiklerini beyan etmek suretie) Yüce Mahkeme’den özetle müvekkil aleyhine ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın (öncelikle zamanaşımı yönünden) reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava il ilgili delilerini müvekkiline tebliğ etmesi gerektiğini, dava konusu taşıma işinin ise müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, dava konusu hasarın taşımacının kusurundan mı mücbir sebepten mi doğduğunun tespiti gerektiğini, bu konuda dosyada herhangi bir veri olmadığını, iddia edilen hasarın vukuunda taşıyanın kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının hasar gördüğü iddia edilen malın malikinin ve mal üzerinde hak sahibinin kendi sigortalısı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, talep edilen miktarın ise fahiş olduğunu, sigortacının olası sorumluluğunun ise en erken dava tarihinden İtibaren başlayabileceğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemesi kaydıyla davacının her halükarda bütün iddialarını kanıtlamak zorunda olduğunu beyan etmek suretiyle) davacının haksız yere müvekkili aleyhine açtığı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, dava konusu emtianın taşınması sırasında meydana gelen hasar sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına yapılan tazminat ödemesinin davalılardan tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiş, 7251 sayılı yasa ile ticari davalarda 500.000,00 TL’ye kadar olan davalarda yargılama usulünün basit yargılama usulüne dönüştürüldüğü, usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağı anlaşılmakla basit yargılama usulüne geçilmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava dışı şirkete ait emtianın, davacının sigortalısı şirkete satışı konusunda anlaşıldığı ve emtianın—– taşıma işinin davalı —— tarafından üstlenildiği, diğer davalının davalı taşıyıcı şirketin sigortacısı olduğu, emtianın belirlenen varış gününde belirlenen adrese ulaşmadığı, emtia akibetinin belli olmadığı ve çalındığı hususunun muhtemel olduğu iddia edilerek, emtianın teslim edilmemesinden kaynaklı kayıp/hasar oluştuğu ve davacı sigorta şirket tarafından dava dışı sigortalısına ödeme yapıldığı, ibra ve temlikname alındığı dosya kapsamından anlaşılmakla, dava konusu uyuşmazlığın; davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalılara rucüen tazmin etmesinde yasal koşulların oluşup oluşmadığı, bu kapsamda öncelikle davalının akdi yahut fiili taşıyıcı sıfatının bulunup bulunmadığı, emtianın teslim edilmemesi sebebi ile davacının sigortalısının uğramış olduğu bir zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, bu zarardan davalıların sorumlu bulunup bulunmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarı ve kapsamının ne olduğu, talebin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davalı itirazlarının kısmen yahut tamamen iptali gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı yönünden yasal koşulların oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Hasar dosyası, araç tescil kayıt bilgileri, dava dışı ——- davacı şirket arasında oluşturulan poliçe örneği dosya arasına celp edilmiştir.
Dosyanın 1.celse ara kararı uyarınca taşıma alanında uzman bir CMR uzmanı ve sektör uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 02/06/2022 tarihli raporda özetle; “…Davalı —— davacının dava dışı sigortalısına karşı üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre somut olay konusu hasarın/zararın tazmini bağlamında kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edemeyeceği (menfi); bu nedenle davacının derdest davanın dayandığı icra takibine konu ettiği —–sigortalısının halefi sıfatıyla takip tarihine kadar işlemiş——nolu davalı—- rücuen talep edebileceği; davalı——tenzili muafiyetle ——– sağlayan diğer davalı —–yönünden bu bedelin ——kısmından mesul tutulabileceği,; davacının rücuen tazminat alacağını tahsil edebilmek için davalı taşıyıcı ve onun sigortacısı konumundaki diğer davalı aleyhine başlattığı icra takibine vaki itirazların iptali istemi ile ikame ettiği işbu davanın kabul edilmesi ve talebin haklılığına hükmedilmesi halinde ise davacının asıl alacağına, miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere davanın dayandığı takip tarihinden itibaren 3095 SK md.2/2`ye göre avans faizi oranında faiz de yürütülebileceği,…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.Bilirkişilerin ek raporlarında özetle; “…02.06.2022 tarihli kök raporda daha önce açıklanan (“davalı —— dava dışı sigortalısına karşı üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre somut olay konusu hasarın/zararın tazmini bağlamında kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edemeyeceği, bu nedenle davacının derdest davanın dayandığı icra takibine konu ettiği 228.799,71 TL.`lk “asıl alacağını” sigortalısının halefi sıfatıyla takip tarihine kadar işlemiş 2.566,72 TL.`sı faizi ile birlikte (228.799,71 + 2.566,72 =) 231.366,43 TL.`sı olarak 1 nolu davalı —– talep edebileceği, davalı——– sigorta güvencesi sağlayan diğer davalı —-yönünden bu bedelin ——kısmından mesul tutulabileceği, davacının rücuen tazminat alacağını tahsil edebilmek için davalı taşıyıcı ve onun sigortacısı konumundaki diğer davalı aleyhine başlattığı icra takibine vaki itirazların iptali istemi ile ikame ettiği işbu davanın kabul edilmesi ve talebin haklılığına hükmedilmesi halinde ise davacının asıl alacağına, miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere davanın dayandığı takip tarihinden itibaren 3095 SK md.2/2`ye göre avans faizi oranında faiz de yürütülebileceği” yönündeki) görüşümüzü tümüyle muhafaza ettiğimizi, ek rapor tanzimi için verilen görev doğrultusunda sayın taraf vekillerinin heyetimizce karşılanması gereken itirazları içerisinde daha önce açıklanan görüşümüzde ve/veya kök raporumuzun sonucunda değişikliğe gidilmesini gerekli kılacak denetime elverişli herhangi bir bilginin/belgenin bulunmadığı” şeklinde görüş beyan ettikleri görülmüştür.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının——- ile sigortaladığı, ——şirket tarafından ——üzere bir kısım emtianın taşıma işinin davalı—— verildiği, emtiaların davalı —– plakalı aracına yüklendiği, yüklenen komple——- sayılı ——— taşıma belgesi——– eşliğinde, davacının sigortalısı (taşıma belgesinde —-yükün alıcısı konumundaki) ——- gönderildiği, ——- davalı taşıyıcının sorumluluğu altında (onun düzenlediği CMR eşliğinde —- plakalı araçla) gönderdiği ürünlerin alıcısına teslim edilmemesi ve davalı taşıyıcı ile CMR alıcısı konumundaki davacının dava dışı sigortalısı arasında e-mail yoluyla yapılan yazışmalarda ilk etapta gecikme sebebi olarak araç arızasının bildirildiği, daha sonra ——– yaşanan araç yoğunluğunun gerekçe gösterildiği, ——adresinden —-gönderdiği e-mailde CMR alıcısı——durumun; “Maalesef haberler iç açıcı değil, dünden beri ne şoförlere ne de firmasına ulaşılamıyor, yüklerinçalınmış olmasından endişe ediyoruz. Bu sebeple gerek ilgili ———–, gerek diğer tedarikçilerimiz aracılığı ile bu ——— aracı arama seferberliği başlatıldı ve tüm resmi kurumlara yazılı bildirimler geçildi. Düne kadar bize verilen konum bilgilerinin asılsız olduğu ve oyalama taktiği olduğunu düşünüyoruz. Tam ve eksiksiz olan emtia ve CMR sigortalarımıza da başvurup dosyalarımızı açtırdık. Süreç ilgili birimlerimiz tarafından sıkıca takip edilmekte olup maddi zarara sebebiyet vermeden en kısa ve hızlı şekilde sonuçlandırılacaktır. Elimizde olmayan sebeplerden dolayı yaşattığımız sıkıntıdan dolayı çok özür dileriz. Gelişmeler tarafınıza anında bildirilecektir” şeklinde mail gönderdiği, davalı taşıyıcının malumu olan bu durumun davacı sigortacıya da ihbar edildiği ve davacının somut olay için——-görevlendirdiği bağımsız eksperin düzenlediği raporda, ——-taşınması gereken —– sevk faturası muhteviyatı ürünler için tazmini gereken miktarı; —- tarihli koli listesindeki —–kutunun adedine göre ürün kodlarını belirtmek, sevk faturası birim fiyatlarını baz almak ve poliçede ön görülen %1 muafiyeti tenzil etmek” suretiyle kümülâtif (50.917,84 €. – 509,18€. =) 50.408,66 Euro ve 50.408,66 Euro`nun karşılığını da poliçe kuru ile (50.408,66 € x 4,5385 TL.=) 228.779,71 TL olarak hesapladığı, davacının görevlendirdiği bağımsız eksperin saptadığı bedeli sigortalısına (sigortalısından aldığı, içeriğinde devir ve temlik beyanı da olan İbranamede kayıtlı sigortalının —- hesabına)—-aracılığıyla ——- ödediği anlaşılmıştır. CMR Konvansiyonu`nun———uygulanması bakımından taşıyıcının—- çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden (CMR md.3); keza taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtlardan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut ta çalışanlarının hata ve/veya ihmallerinden dolayı (CMR md.17/3) sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumludur. Ayrıca taşıyıcı ——taşıma mesuliyetini üstlendiği yükü ister fiilen kendi taşısın, ister alt nakliyecisinden tedarik ettiği araçla ona taşıtsın; konvansiyonda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıdığı (ya da alt taşıyıcıya taşıttığı) eşyayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine (olayımızda CMR alıcısı konumundaki —– —- veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dâhil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetimsorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan (yük gönderenden teslim alındıktan sonra başka araçlara aktarılsa bile CMR Konvansiyonu`na tabi taşıma işinin bütünlüğü bozulmayacağından) mesuldür (CMR md.17/1). Bu mesuliyetin gereği olarak CMR Konvansiyonu`nun 34`üncü ve takip eden maddelerindeki düzenlemelere göre taşıyıcılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu gibi, taşımacılardan biri veya birkaçı aleyhine aynı zamanda dava açılması da mümkündür (CMR md.36/son fıkra). CMR sözleşmesi hükümleri gereğince fiili taşımayı kendisi yapmadığı halde taşıma sorumluluğunu üstlendiği emtia için hak sahibine tazminat ödeyen taşımacı ödediği bu tazminatı, hasar sorumlusu olan diğer taşıyıcılardan ya da taşıyandan (“Ziyan ve hasardan sorumlu olan taşımacı ister kendisi ister başka bir taşımacı tarafından ödensin, tazminatı tek başına yüklenmek zorundadır.” hükmünü havi CMR md.37/a uyarınca) geri alma hakkına sahip ise de; bu durum ancak taşıyıcıların birbirileri ile hasım olmaları durumunda söz konusu olabilecek; hak sahibine karşı tek bir mukaveleyle gerçekleşen taşımalarda (yerine geçen diğer taşıyıcının ve/veya hizmetlerinden yararlandığı kişilerin kusuru CMR md.3 ve 17/3`de öngörülen sorumluluk sistemine göre uluslararası karayolu taşıma işini üstlenen üst ya da akdi taşıyıcının kendi kusuru hükmünde olduğundan) “taşıyıcıların müteselsil sorumluluğunu” etkilemeyecektir. Somut olayda davalı —- akdi ya da üst taşıyıcı olarak;—– taşınması işinin sorumluluğunu üstlendiği dava konusu —- ürünlerin alıcısı veya göndereni karşısında, “araç sürücüsüne ve firmasına ulaşılamadığını, yüklerin çalınmış olmasından endişe edildiğini, kendisine bildirilen asılsız araç konum bilgilerinin oyalama taktiği olabileceğini, aracın arandığını, resmi kurumlara bildirimler yapıldığını, sürecin takip edildiğini, maddi zarara sebebiyet vermeden en kısa ve hızlı şekildesonuçlandırılacağını ve gelişmelerin anında bildirileceğini —— beyan ettikten sonra gelişmeler konusunda herhangi bir bildirim yapmadan; araç hamulesi yükün gasp edilmiş olabileceği ihtimaline dayanarak ya da hasar ihbarının yasal süresinde yapılmadığını öne sürerek” kendisini tazminat bağlamında sorumluluktan kurtarabilecek olan (CMR md.17`deki) ——– herhangi birinden istifade edemeyeceği, yine davalılar arasındaki muafiyet anlaşmasının iç ilişkide sonuç doğuracağı, muafiyet anlaşmasının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği değerlendirilmekle, her iki davalının zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilmiş; CMR`nin 32. Maddesinde; tam “kayıp durumunda” taraflarca teslim için kararlaştırılan sürenin dolmasından 30 gün sonrasına denk gelen tarihte, teslim için herhangi bir süre belirlenmemişse “yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından itibaren” 60 gün sonra ——– yani, somut olayda dava konusu komple ——- yükün —— taşınmak üzere teslim alındığı 10.05.2018`den 60 gün sonrasına denk gelen 09.07.2018`de süre işlemeye başladığından, 1 yıllık sürede başlayan takip nedeniyle zaman aşımı defi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-Davalıların —— esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, takibin 228.779,71-TL asıl alacak+ ödeme tarihi olan 07/08/2018 ile takip tarihi olan 09/05/2019 arasında 33.582,95-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 262.362,66-TL üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 17.921,99TL harcın, davacı tarafından yatırılan 3.168,69TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 1.311,81TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 13.441,49TL’nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 4.480,50TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.660,20TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 39.730,77TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı —-vekilinin yüzüne karşı, Davalı—– vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023