Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/106 E. 2020/263 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/106 Esas
KARAR NO:2020/263
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 28/12/2017
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının ——— arasında kısa vadeli ihracat kredi sigortası poliçesi imzalandığını, poliçenin ——— imzalandığı için davaya bakmaya mahkemenin yetkili olduğunu, davalı tarafından düzenlenen ——- tarihli alıcı limiti onayı belgesi ile —-yerleşik ——– tarihleri arasında yapılan sevkiyatlarda geçerli olmak üzere —– doları tutarında alıcı limiti onayı tahsis edildiğini, müvekkilinin sigorta kapsamında ——–firmasına gerçekleştirdiği ——— tutarındaki sevkiyat bedelini tahsil edemediğini ve söz konusu sevkiyatın ödenmesi için davalı sigorta şirketine —– tarihinde müracaat ettiğini, yapılan sevkiyatın vade tarihinin —— olduğu, bu itibarla da vadesi geçmiş alacak bildiriminin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile tazminat talebini reddettiğini, poliçenin — maddesi uyarınca sigortacının zararın ——- edeceğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dilekçede belirtilen sevkiyattan kaynaklanan — dolarının ödeme günündeki TL karşılığı tutarındaki sigorta tazminatı alacağının, temerrüt tarihinden itibaren——— açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın kısa vadeli ihracat kredi sigortası ile sevk sonrası dönemde ortaya çıkan riskleri teminat altına alan bir sigorta programı olduğunu, alıcı limiti onayı adı verilen belge ihracatçı ile paylaşılarak bu belgede yazan süre içerisinde yapılacak sevkiyatlara yine aynı belgede yer alan meblağa kadar sigorta himayesi sağlandığını, sigortalının yaptığı sevkiyatları bildirmek ve sigorta kapsamında olan bir sevkiyattan doğan alacağını tahsil edememişse bu durumu poliçede belirtilen süreler içerisinde sigortacıya bildirmek zorunda olduğunu, dava dilekçesinde davacı ———tutarında sevkiyat gerçekleştirdiğini ve alıcıdan alacağını tahsil edemediğini belirterek müvekkiline başvurduğunu, poliçenin 9.maddesinin b fıkrası incelendiğinde sigortalı davacının vadesi geçmiş alacak bildirimini vade tarihinden tam 566 gün sonra yaptığını, kredi sigortası genel şartlarına göre bu bildirim yapılmadığı taktirde sigortalının teminattan yararlanma hakkını kaybedeceğini, poliçenin diğer hükümlerine bakılmaksızın madde 8, 9, 10 ve 20’de belirtilen yükümlülüklerin sigortalı veya satıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde ———- bu poliçe kapsamında her türlü yükümlülüğünün kalkacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın hukuki niteliği, taraflar arasında düzenlenen kısa vadeli ihracat kredi sigortası poliçesine dayalı tazminat isteğine ilişkin olup taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacının taraflar arasında imzalanan——kapsamında sigorta tazminatı alacağının tazminine yönelik —— Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığı, dava dilekçesinin ——-tarihinde davalıya tebliğ edildiği, somut olayda taraflar arasında uyuşmazlığın dayanağı sözleşmenin 36. maddesinde sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların çözümünde ———Mahkemelerinin yetkili kılındığını, tarafların ticaret şirketi olup yetki sözleşmesinin HMK’nun 17(1) maddesi gereği tarafları bağlayacağı niteliği olduğu hususunda tartışma olmadığı ancak cevap dilekçesinin süresinde mahkemesine sunulmadığı ve yetki itirazında bulunulmadığı, bu hususun —Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dosyasının —- tarihli celsenin ön inceleme tutanağında da belirtilerek yetki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünde davanın davacının seçmiş olduğu —–Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatiyle mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- Dosya kapsamı dikkate alınarak Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ——- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- Mahkememizce verilen kararın istinaf yoluna başvurmaksızın kesinleşmesi halinde yetki uyuşmazlığı oluşması nedeniyle dosyanın yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay İlgili hukuk dairesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——–nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 19/03/2020