Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2022/690 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/104 Esas
KARAR NO: 2022/690
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle 😉 —- tarihinde —— üzerinde devam eden asfaltlama çalışması sırasında davaya konu trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu yerde yapılan asfaltlama çalışması sırasında davalı —- plakalı —–eşi müteveffa —- çarparak ölümüne neden olduğunu, olaya dair görüntüler izlendiğinde davalı —— aracı ile yol çalışmasının ve çalışan işçilerin olduğu olay mahallinde dur kalk yaptığı esnada dikkatli bir şekilde seyretmesi, dur- kalk yaparken görüş ve hareket alanını sürekli olarak kontrol etmesi gerekirken davalı bunları yapmadığını ve aracın sol tarafına kadar gelen karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffayı ezerek ölümüne neden olduğunun görüleceğini, olayın meydana geldiği yerde asfalt çalışması olması nedeniyle işçiler bulunduğunu, dolayısıyla davalının, yaya yoğunluğu bulunan yerde yayaların yola çıkabileceğini düşünerek çok daha dikkatli hareket etmesi gerekirken davalının, şoför mahallinin önünden geçip sol köşesine gelen müteveffayı ezdiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere —- destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek faiz ile davalılar tarafından davacılara ödenmesini ,—– manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiz ile davalılar tarafından davacılara ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA : Davalılar —– Vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davalı —– gerçekleşen kazadan dolayı hiçbir kusur izafe edilemeyeceğini, olay yeri cd görüntülerinden anlaşılabileceği üzere davalının kusuru bulunmamakta olduğunu, olay, müteveffanın davalının kullandığı tırın bulunduğu noktayı geçtiğini ve maktul aracın gerisinde kaldığını, bu aşamaya kadar müteveffanın yolun kenarında beklemekte olduğunu, davalının öndeki araçların durmasından sonra kendisi aracını durdurduğunu ve bekleme —— geçtiğini, müteveffanın yolun açılmasından sonra aniden yola fırladığını ve kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, çünkü müvekkilin artık o aşamada müteveffayı görme imkanı bulunmadığını, davalının maktule aracın ön kısmı ile çarpmadığını, maktulün kendi kusuru ile yolun sağından sol tarafına geçmek istersen aracın altına kendisi girdiğini, maktulün önünde bulunan uzun araçların olduğunu bilmesine rağmen kontrollü bir şekilde karşıya geçmek yerine sebebi anlaşılmaksızın tedbirsizce ani bir refleks göstererek birden sağ şeride girip ana yolu dikine kat etmeye çalışırken kaza meydana geldiğini, müteveffa yolun karşı tarafına geçmeden önce yoğun olan taşıt trafiğini kontrol etmesi, dur-kalk yapmakta olan araçların seyir durumunu dikkate alarak kontrollü şekilde geçiş yapması gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, dur-kalk yapan araçların arasından can güvenliğini tehlikeye atacak bir şekilde yolun karşı tarafına gerekli korunma tedbirlerine başvurmadan geçmek istemesiyle adeta kazaya davetiye çıkardığını, hal böyle iken, davalının kazadan dolayı kusuru bulunmadığı açık ve aşikar olduğunu,davalının kullandığı aracın —– olduğu ve yüksekliği göz önüne alındığı vakit müteveffayı görmesinin imkansız olduğunu, bilindiği üzere—-yerden çok yüksekte ve aracın sağ ve sol aynalarının görüş açısı pek az olduğu için birçok nokta kör noktada olduğunu, müteveffanın bu kadar büyük bir aracın kör noktasının olduğunu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca müteveffanın yol çalışmasında görevli bir kişi olduğu için ve bölgede sürekli olarak uzun ve geniş araçların geçiş yaptığını göz önüne alarak dikkate ve özen kurallarına riayet etmeyerek kazanın oluşumunda kusurlu davrandığını, yukarıda açıkça izah edilen sebeplerle olay anına ilişkin —– kayıtlarıyla açıkça ispatlanacağını, davalının dikkatli ve özenli davrandığını ve davalının kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafın talep ettiği manevi tazminattan da davalının yukarıda belirtilen kusura ait beyanlarımız çerçevesinde hiçbir sorumluluğu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tüm zorlamalarla izafe edilebilecek kusura göre de talep edilen miktarın ne kadar fahiş ve zenginleşme yasağı kapsamında olduğunun açık olduğunu, manevi tazminatın ise adeta gelir kaynağı görülecek şekilde talep edildiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —- tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen —– tarihli kazaya karıştığı belirtilen, —-, davalı ——— tarihleri arasında geçerli olmak üzer —- — olduğunu, söz konusu poliçede ölüm teminat limiti kişi başı ——olduğunu, davalı —— şirketinin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, davalı şirketin tazminattan yalnızca —– kusuru oranında sorumlu olduğunu, ——- teminatının kapsamının, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlendiğini, davacılardan müteveffanın çocukları, destekten yararlanma yaş sınırını aşmış ve müteveffanın desteğinden çıktıklarını, manevi tazminat talepleri poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davalının temerrüde düşmediğini, bu durumda olay tarihinden değil dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilsi gerektiğini, somut uyuşmazlık bakımından —temerrüde düşmediğini, —- yapılan geçerli başvurudan sonra—– iş günü sonunda temerrüdün gerçekleşeceği belirtildiğini, ancak geçerli bir başvuru bulunmaması halinde temerrüt tarihinin dava tarihihinden itibaren gerçekleşeceğini, o halde başvuran davacının olay ihbar tarihinden faiz yürütülmesi talebinin reddi aksi halde temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekmekte olduğunu, aksi kanaatte olunması halinde davalı şirkete yapılan başvurunun tebliğinden itibaren —– iş günü sonrasına yasal faiz işletilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan sebeplerle başvurunun davanın davacı şirkete eksik başvuru yapılması nedeniyle usulden reddini, aksi kanaat halinde davacılardan müteveffanın çocuklarının destek yaş sınırını aştığından maddi tazminat taleplerinin reddini, manevi tazminat taleplerinin —— dışında olduğundan davanın reddini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini ve kendilerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davacıların desteği müteveffa —- davaya konu —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölümü dolayısıyla destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın —– tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteğinin vefat etmesi sebebiyle davacı eş ve çocuklarının destekten yoksun kalıp kalmadıkları, davalıların söz konusu zarardan sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler miktarının ne olduğu ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin hususlarına yönelik olduğu tespit edilmiştir.
Hasar dosyası, poliçe, trafik kaza tespit tutanağı celp edilmiş —– sayılı dosyasındaki —– dosya arasına alınmış ve diğer deliller incelenmiştir.
—- tarafından düzenlenen —-tarihli raporda özetle; sanık sürücü —— idaresindeki çekici ile yoğun trafikte dur-kalk yaptığı sırada harekete geçerken, yol çalışmasının ve çalışan işçilerin olduğu olay mahallinde müteyakkız bir şekilde seyretmesi, trafik yoğunluğu ile dur-kalk yaparak seyrederken görüş ve hareket alanını kontrol altında bulundurması, yolun sağ tarafından çekiciye mesafeli şekilde girip idaresindeki aracın sol tarafına kadar gelen müteveffa yayayı zamanında fark edip etkili tedbir alarak kazayı önlemeye çalışması gerektiği halde, bahsedilen bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile eşdeğer kusurlu olduğunu, müteveffa yaya —– yolun karşı tarafına geçmeden önce yoğun olan taşıt trafiğini kontrol etmesi, dur-kalk yapmakta olan araçların seyir durumunu dikkate alarak kontrollü şekilde geçiş yapması gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, dur-kalk yapan araçların arasından can güvenliğini tehlikeye atacak bir şekilde yolun karşı tarafına gerekli korunma tedbirlerine başvurmadan geçmek isteyip trafiğin ilerlemesiyle hareket eden sanık sürücü idaresindeki çekicinin sadmesine maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle eşdeğer kusurlu olduğunu bildiren rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Kaza tespit tutanağı incelenmesine söz konusu kazanın —— önünde meydana gelmiş olduğu, kaza mahallinin bölünmüş yol ve asfalt olduğu, kaza mahallinde hız limitinin —- olduğu, kaza mahallinde görüşe engel cismin bulunmadığı, söz konusu kazanın gündüz meydana gelmiş olduğu, kaza mahallinde yol yüzeyinin kuru havanın açık olduğu, —– düz düşey güzergahın ise eğimsiz olduğu, kaza mahallinde kavşak bulunmadığı, söz konusu kazanın yayaya çarpma şeklinde meydana gelmiş olduğu görülmüştür.
Hasar dosyası celbi için —– müzekkere yazıldığı, ilgili —— gelen müzekkere cevabında incelemesinde — numaralı—–sigortalı bulunduğu, kendilerine —- tarihinde yapılan ihbar üzerine meydana gelen hasara ilişkin —– hasar dosyası açıldığı ancak eksik evraktan dolayı herhangi bir ödeme yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Dosyanın daha sonra —- oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; kusur yönünden dava konusu olayın —-maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası olduğunu, —- plaka sayılı— plaka sayılı ——- takılı olduğunu, sürücüsü —- % 40 kusur oranı ile asli kusurlu olduğunu, dava konusu kazada —- Yönünden müşterek ve müteselsil sorumluğunun değerlendirmesinin mahkememiz takdirinde olduğunu, yol yağımı asfaltlarına yapılan kurum ve kuruluş yetkisinin % 40 kusur oranı ile asli kusurlu olduğun müteveffa — %20 kusur oranı ile tali kusurlu olduğunu, —- tarihinde destekçi — vefatı sonrasında Davacı —- eşini kaybetmesi sonucu toplam —- olduğunu , yeniden evlenme olasılığının bulunmadığı) %20 kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile toplam — maddi zarar talep edebileceğini davalı —– teminat altında olan araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 40 kusurunun bulunduğunu, bunun mahkememiz tarafından kabulü durumunda davalılardan müşterek ve müteselsilen talep edebileceği maddi tazminatın — olabileceği hesaplanmış olup—- azami limitleri dahilinde bulunduğunu, davacı müteveffanın çocukları, davacı — doğumlu —- babasını kaybettiği —– yılından beri olduğu, ilkokul mezunu olan — çocuğunun bulunduğunu, çalışmadığı ve tek gözünden rahatsızlığının bulunduğunu, babasından kalma evde ikamet ettiğini, kira ödemediklerini, davacı —- babasını kaybettiği —- yılından beri evli olduğunu, ortaokul mezunu olan davacının —— sektöründe çalıştığı,— gelirinin olduğunu, —- kira karlılığında ikamet ettiği eşi ve—- çocuğu ile birlikte yaşadığı ve fiziksel bir engelinin bulunmadığını, manevi tazminat yönünden ise her bir davacı için ayrı ayrı —- olmak üzere toplam talep edilen —– manevi tazminat talebinin tüm takdir ve hukuki değerlendirmesinin mahkememize ait olduğunu bildiren rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğe çıkarıldığı, tüm taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
İlgili itirazlar sonrasında dosyanın —- tarihli duruşmasında dosyanın aynı aktüerya bilirkişisine tevdi ile karar tarihine en yakın—– yılı güncel asgari ücret üzerinden seçenekli hesaplama yapılarak ek rapor düzenlenmesine yönelik ara karar kurulduğu görülmüştür.
—– — ek raporda özetle; meydana gelen olayda kaçınılmazlık —– etkisinin olmadığını önlenebilir nitelikte bir kaza olduğunu, davacı — eşini kaybetmesi sonucu toplam —– olduğu, ( yeniden evlenme olasılığının bulunmadığı) desteğin kusuruna ——- zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile toplam—maddi zarar talep edebileceğini, davalı —-tarafından—- teminat altında olan araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 40 kusurunun bulunduğunu, bunun mahkememiz tarafından kabulü durumunda davalılardan müşterek ve müteselsilen talep edebileceği maddi tazminatın — olabileceği hesaplanmış olup —- limitleri dahilinde bulunduğunu, manevi tazminat yönünden her bir davacı için ayrı ayrı —- olmak üzere toplam talep edilen —- manevi tazminat talebinin tüm takdir ve hukuki değerlendirmesinin mahkememize ait olduğunu bildiren rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu kazanın —-tarihinde —–, —- önünde —-üzerinde devam eden asfaltlama çalışması yapılan —– geçmesi esnasında davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı —— karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa —- çarpması neticesinde meydana geldiği,— plaka sayılı —– seyir halinde iken kavşaklara yaklaşırken, —— girerken, —- yaklaşırken, —- yollarda —–, —– — —, aracının hızını yol, görüş ve trafik durumunun gerektirdiği ve trafik güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde kullanmış olduğu aracın büyüklüğü ile birlikte değerlendirerek gerekli dikkat ve ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sebebiyet vermiş olduğu % 40 oranında kusurlu olduğu, kazanın yol yapım/ asfaltlama yapılması işi sırasında meydana gelmiş olduğu, bu kapsamda ilgili——–yetkilisinin de dava konusu kazanın meydana gelmesinde % 40 oranında kusurlu olduğunun değerlendirilmesi gerektiği, müteveffa nın ise olay mahallinde karşıdan karşıya geçeceği esnada gelen araçların hız ve mesafesine dikkat etmediği, ilk geçiş hakkının araçlara ait olduğu yolda tedbirsiz hareketleri neticesinde kazaya neden olduğu, taşıt yoluna girdiği %20 oranında tali kusurlu olduğuna dair mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki tespitler mahkememizce de benimsenmiş olup aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların da dosya kapsamına ve emsal içtihatlara uygun olduğu değerlendirilerek davacı —– davalılar hakkında açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulü ile, —- destekten yoksun kalma tazminatının —-davalı —- yönünden — kaza tarihinden, diğer davalı — temerrüt (—— yapılan —tarihinden itibaren—-belirtilen sürelere göre hesaplanan —- tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve — ise davalı—— kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat davası yönünden ise bilindiği üzere manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda dava konusu kaza sebebiyle davacı ——– eşini, diğer davacılar ise babalarını kayıp etmişlerdir. Olayın oluş şekli yanında, zararın davacılar yönünden ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda, taktiren, davanın kabulü ile, müteveffanın Eşi — yönünden —-, oğulları—-her biri yönünden ise —- olmak üzere toplam — manevi tazminatın —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
1-Davacı —– davalılar hakkında açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulü ile,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla toplam —destekten yoksun kalma tazminatının— davalı — kaza tarihinden, diğer davalı —- temerrüt itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve — ise davalı ——- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken — karar harcından peşin yatırılan —peşin harç ve— tamamlama harcının indirilmesi ile geriye kalan—- harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.554,06-TL harcın davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —- nispi vekalet ücretinin davalı—— müştereken alınarak davacıya verilmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın kabulü ile,
-Müteveffanın Eşi — yönünden — oğulları —her biri yönünden ise —olmak üzere toplam — manevi tazminatın — kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Manevi tazminat tutarı üzerinden alınması gerekli —-davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesindeki esaslara göre belirlenen —– nispi avukatlık ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınara davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından maddi ve manevi tazminat yönünden yapılan — başvuru harcı, —- posta ve tebligat gideri,— bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —- yargılama giderinin maddi ve manevi tazminat yönünden davalılara yapılan oranlamayla — davalı—– alınarak davacıya verilmesine, kalan —— davalı —-alınarak davacıya verilmesine,
4-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti —-davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Gider avansı bakiyesi olması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/09/2022