Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/103 E. 2022/433 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/103 Esas
KARAR NO : 2022/433

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12.03.2020
KARAR TARİHİ : 24.05.2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket aleyhine ——–bedelli çek olduğunu, İşbu icra takibinin dosyasında ödeme emri, davacı işyeri bünyesinde çalışmayan ve davacı firmada hiçbir temsil yetkisi olmayan şahsa usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, bu konuda taraflarınca;—- tebligat ve imzaya itiraz edildiğini, ancak bu yargılamada itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalarının reddedildiğini, söz konusu bu davada taraflarınca her ne kadar takibin durdurulması açısından teminat yatırılmışsa da; davalarının reddedilmesi nedeniyle takibin devamına karar verildiğini, taraflarınca işbu karara itiraz edilmişse de; takibin devamı neticesinde davacı şirketin icra, haciz gibi yaptırımları ile karşı karşıya kalacağı muhtemel olmasından ötürü bu davayı açma zorunluluğu olduğunu, Davalı tarafça takip konusu yapılan çekteki imza ve kaşenin davacı firmaya ait olmadığını yine, davacının alacaklıyı ve çekte imzaları bulanan cirantaları ve keşideciyi tanımadığını, davacı şirket yetkilisi—- senedine imza atmadığı gibi diğer şahıslarla da ticari bir ilişkisi bulunmadığını, takip dayanağı ——- olarak düzenlendiğini, taraflar arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığının ticari defterlerin incelenmesi sonucu açıklığa kavuşacağını, davacının bugüne kadar yaşamış olduğu mağduriyetlerin kısmen dahi olsa giderilmesi ve doğabilecek muhtemel mağduriyetinin önlenmesi adına dava kesinleşinceye kadar dava konusu takibin durdurulması, bu durdurma kararı mümkünse teminatsız olarak verilmesini talep ettiklerini zira daha öncede taraflarınca açılmış olan —- esas dosyasında alacak miktarının %20 sini teminat olarak yatırdıklarını, bu nedenle işbu davada tekrar davacının teminat yatırması davacıyı ciddi anlamda mağdur edeceğini, —— Mahkeme aksi kanaatte ise teminatlı olarak ilgili takibin durdurulması taleplerinin de mevcut olduğunu, öncelikle; davacının bugüne kadar yaşamış olduğu mağduriyetlerin kısmen dahi olsa giderilmesi ve doğabilecek ——-mağduriyetinin önlenmesi adına dava kesinleşinceye kadar takibin teminatsız olarak durdurulması—- bu mümkün değilse teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama neticesinde davalarının kabulü ile Dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin lehtarı olan—–başlatılan icra takibi sebebiyle imzaya borca itiraz edildiğini, —— ve dava reddedildiğini, Karşı tarafın, çek üzerindeki imzaya itirazda bulunduğunu ancak davalının bir ciranta olduğunu, alacağına mukabil çeki aldığını, önünde bulunan cirantalardan da alacağını alamadığını, Çekin bir kambiyo evrakı olduğunu, davalının ciro imzasının gerçek olup olmadığını bilemeyeceğini, karşı tarafın —- Başsavcılığına şikayette bulunduklarını söylediğini ancak savcılık dosya numarasını belirtilmediğin,—– nerede ise bir yıllık zaman geçtiğini, Karşı taraf imzasının ve kaşesinin sahte olduğu iddiasında ise neden bu güne kadar suç duyurusunda bulunmadığını soruklarını, İcra Hukuk Mahkemesi yargılaması —— suç duyurusunda bulunmaları talebinde de bulunduklarını——— bunu kim attı ise cezalandırılması gerektiğini, ancak karşı tarafın nedense bu adımı atmamakta direnmekte olduğunu, davalının alacağına karşılık bu çeki aldığını, Bankaya sordurduğunu, herhangi bir ödemeden men veya—- bulunmadığından çekin kabul edildiğini, böyle bir durumda tahkikat yapılmalı ve —– kovuşturmanın neticesine göre işbu davanın devam etmesi gerektiğini, eğer dava sonucunda imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilirse bile mevcut durumun yargılamayı gerektirmesi, davalının imzanın karşı tarafa ait olup olmadığını ciranta olduğu için bilmesinin mümkün olmaması karşısında davalının aleyhine %20 inkar tazminata ve yargılama giderlerine mahkum edilmesi de usul ve yasaya uygun bir sonuç olmayacağını, açıklanana sebeplerle davanın ve tedbir talebinin reddine, karşı taraf aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– tarihli —– bedelli çekin davalı … tarafından tahsili talebi ile—-sebebiyle, anılan takip dosyasına konu çek ve neticede takip dosyası yönünden borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Menfi tespit istemine konu çekin incelenmesinde; —- bedelli çek olduğu, keşidecisinin dava dışı ——-, lehtarının davacı ——-olduğu, davalının çekin lehtar davacıdan sonra gelen ikinci cirantası ve son hamili olduğu, bankaya çekin ibraz edildiği ancak karşılıksız işlemi gördüğü anlaşılmıştır.
—- sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısı —–dosyası ile başlayan icra takibine konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, sahte imza ve kaşe ile kendisine icra takibi başladığını beyanı ile şikayette bulunulması ile soruşturmaya başlanıldığı, soruşturmada müşteki — ile şüpheli olarak …—- örneklerinin alınması için talimat yazıldığı, çek aslı adli emanette kayden muhafaza altına alındığı, akabinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ,— tarihli raporda özetle, ”—– ait dosyada mevcut mukayese örnek imza ve yazıların göstermiş oldukları işleklik dereceleri, —–bakımından farklı yapı ve görünümde imza ve yazılar olması nedeniyle inceleme konusu çek keşideci —konusu —- —- — —- göstermiş —- gibi—– benzer yapı ve görünümde imzalar olması nedeniyle inceleme konusu çek arka yüz 3. cirantadaki imzaların şüpheli … eli ürünü olduğu, inceleme konusu çek arka yüz 3. cirantada yer alan yazıların müşteki —— olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından dava konusu çekteki imza inkar edilerek huzurdaki dava açıldığından; mahkememizce imza incelemesine esas olmak üzere öncelikle davacı şirketin çekin tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili kişilerin kim olduğu ve imza sirküleri aslının celbi için — yazılmış, şirket yetkilisinin — olduğu gelen müzekkere cevaplarından anlaşılmış, akabinde şirket yetkilisine ait çekin tarihinden önceki tarihlere ait imza incelemesine esas olacak belge asılları ile çek aslı ilgili kurumlardan getirtilerek mahkememiz kasası içine alınmış, davacı şirket yetkilisine ait ıslak imza örnekleri alınmış, akabinde toplanan tüm deliller ile birlikte dosya imza incelemesi için grafolog bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 22.03.2021 tarihli raporda özetle,” İnceleme konusu çekin arka yüzünde — atfen atılmış ciro imzası ile davacı şirket yetkilisi — karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve — tanı unsurları, herhangi bir uyguluk veya benzerlik saptanmadığından, söz konusu ciro imzasının, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi —-eli ürünü OLMADIĞI, İnceleme konusu çekin arka yüzünde —- ait ciro kaşe izi ile davacı şirket tarafından sunulmuş kaşeler ve kaşe izlerini içeren belgelerdeki kaşe izleri arasında farklılıklar saptandığından, söz konusu ciro kaşe izinin, davacı şirket tarafından sunulmuş kaşe izleri ile aynı OLMADIĞI” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; bilindiği üzere kambiyo senetlerinden doğan alacağa karşı borçlunun ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senetten anlaşılan defilerle alacaklıya karşı şahsen haiz olduğu defileri ileri sürebileceği bu defilerden bazılarının mutlak, bazılarının ise nispi olduğu, senette imzaya yönelik sahtecilik definin mutlak defilerden olduğundan ve iyiniyetli hamil de dahil herkese karşı ileri sürülebileceğinde tereddüt bulunmadığı, çekteki imzanın sahte olması, senetteki taahhüdün bulunmadığı yönündeki defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceğinden imzaları davacı şirket temsilcisine ait olmayan davaya konu çekten dolayı davacı şirketin davalı şirkete anılan çek dolayısı ile ve netice itibariyle çekin konu edildiği icra takibi dolasıyla borcunun bulunmadığı, her ne kadar davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde imza incelemesinin yeterli belge üzerinde yapılmadığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de mahkememizce davacı tarafın bildirmiş olduğu belgelere ilişkin kurumlardan belge asıllarının istenildiği, bir kısım kurumlardan belge aslı bir kısım kurumlardan ise fotokopi belgelerin gönderildiği, bilirkişi tarafından tüm belgeler üzerinde inceleme yapıldığı ve nitekim tüm belgeler yönünden atılan imzalar ile çekteki imzanın farklı olduğunun tespit edildiği, yine soruşturma dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde de alınan rapor ile mahkememiz dosyasında alınan raporun birbiriyle uyumlu olduğu, celp edilen ve çekin tarihinden önceki dönemlere ait belge asıllarının üzerinde yapılan inceleme yönünden hazırlanan raporun mahkememiz yönünden kanaat oluşması için yeterli olduğu anlaşılmakla, davalının yetersiz belge üzerinde inceleme yapıldığı yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan gerekçeler ile davacının davasının kabulü ile, davaya konu ——- bedelli çek ve bu çek dolasıyla başlatılan —-dosyası yönünden (Mahkememizin—-olarak belirtilmiş olup, kısa karar ile gerekçeli kararın birbiriyle çelişkili olamayacağı göz önüne alınarak bu husus ayrıca tashih kararı ile düzeltilmiştir.) davacı şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine, her ne kadar davacı vekili tarafından % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de İcra İflas Kanunu 72/5 maddesi göz önüne alındığında davalının kötü niyetli olduğu hususunun dosya kapsamı ile ispata muhtaç olduğu anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile ,
Davaya konu — numaralı—- dosyası yönünden davacı şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine,
2-Yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin Reddine
3-Karar harcı 8.450,54-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.656,52-TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 456,11-TL harcın toplamı 2.112,63-TL harcın mahsubu ile bakiye —- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan toplam —- harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca—-zorunlu —-davalıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 107,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 661,40-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—-vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.