Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/92 E. 2021/783 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/92 Esas
KARAR NO: 2021/783
ASIL DAVADA
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Asıl davada davacı — dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından —- itibaren davalı—- olarak görev yaptığını, — olduğu süre zarfında sorumluluklarını layığı ile yerine getirdiğini, davalı şirketin — gündemin —- numaralı kararında, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak ibra edilmemesine karar verildiğini, davacının ibra edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, ibra edilmeme kararında, hiçbir gerekçe ve somut neden gösterilmediğini, diğer tüm —üyelerini ibra edildiğini, —- yılına —- yapılan müzakerelerde kimse tarafından herhangi bir olumsuzluk belirtilmediğini, davalı şirketin müzakerelerde kimse tarafından herhangi bir olumsuzluk belirtilmediğini, davalı şirketin —- üstünde hasılat yaptığını ve kar ettiğini,— davacı hakkında yasal yollara başvurulması ve dava açılması kararı hukuka aykırı olduğu için kararın iptali gerektiğini,— tarihli—- alınan davacının ibra edilmemesine ve davacı aleyhine sorumluluk davası açılmasına ilişkin verilen — numaralı kararın iptaline, davacının—yılı faaliyetlerinden dolayı ibrasına, tüm yargılama giderli ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı — dilekçesinde özetle; davalı tarafın — tarihli —- iptali ile yönetim kurulu üyesi olan davacının ibra edilmesi talep ettiklerini, işlemlere birlikte imza atan diğer —- edilmesine rağmen, davacı tarafın ibra edilmemesine ilişkin karar, kanun hükümlerine, sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olarak verildiğini, bu kararın iptalinin gerektiğini, ibra edilmeme kararı alınırken de davalı tarafın somut nedenleri ortaya koymadığını, davalı hakkında ibra edilmeme kararının verildiği —iptalini ve davacı tarafın ibra edilmesini talep ettiklerini, — tarihli —- iptaline, davacının ibra edilmesi ve olumlu görüş yazısı verilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinden bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket, —- kurduğu — araya gelerek oluşturduğu ve ayrıca —hakim ortağı olduğu —- hisseye sahip olduğu bir şirket olduğunu,———— edinmek ve rakipler ile daha iyi mücadele etmek, —-sağlamakta olduğunu bunu sağlamak için de, —– edilmesi ile sevk ve idaresi olduğunu, şirket ana sözleşmesinde —- imtiyaz hakkının bulunduğunu, birçok önemli kararın alınabilmesi için —kabulüne bağlı olduğunu, verilen imtiyaz hakkına göre, şirket — ve tespit etmek hakkı — bu imtiyaz hakkına dayanarak — olarak davacı ile birlikte — çalışmakta olan—- seçilmesinden sonra yapılan ilk — davacı — seçildiğini, müvekkili şirket’in genel amacı —- artırmak olduğu için yapılan bir çok işlem — olarak atanan —temsilcileri tarafından yapılmakta olduğunu, bu işlemlerin bir çoğu, davacının seçildiği — görevden ayrıldığı — süreçte davacı ve diğer temsilci —- sevk ve idare edildiğini, bu süreçte yapılan işlerde, her ne kadar — olsa fiili olarak işler ve işlemlerin yapılması Davacı’nın onayı ile yerine getirildiğini, personel atamasından, mal alımına kadar olan tüm işlemler Davacı’nın onayı ile diğer — yürütüldüğünü, müvekkili şirketin uzun yıllar faaliyet alanı sadece —– ürünlerinin piyasada tanıtım ve dağıtımının doğru bir anlayışla pazarlanmasının olduğunu, davacının müvekkili —- olmasından sonra, faaliyet alanı genişletildiğini müvekkili şirket —– markası —- dışına — başladığını, tüm bu işler imtiyazlı pay sahibi olan şirket ortağı — atadığı davacı — yürütüldüğünü, davacının, aynı zamanda——— müvekkili şirketin tüm ortaklarının — olduğunu, bu nedenle yapılan işlere hayatın olağan akışı içinde itiraz etmelerinin mümkün olmadığını, özellikle, —- anlaşma yapıldığını, bu firma ile görüşmeleri bizzat davacının yürüttüğünü ve davacının—- anlaşmayı yaptığını, ancak bu —- tek imza ile imzalanarak yürürlüğe sokulduğunu, müvekkil —- müşterek iki imzası ile mümkün olduğunu, bazı işlemlerde temsil ve ilzam müşterek üç imza ile yapılmakta olduğunu, bunun dışında başta —— yapıldığını, bu ihracatların görüşmeleri ve talimatları davacı tarafından yapıldığını, tüm bu ihracat işlemleri teminatsız yapıldığını, yapılan ihracat bedellerinin önemli bir bölümünün tahsil edilemediğini, bunların tamamına yakını için yasal yola başvurulduğunu, bu ihracatlar nedeniyle müvekkili şirketin yüklüce miktarda zararı oluştuğunu, bütün bu işlemler, davacının — tarafından sevk ve idare edildiğini, — ihracattan zarar oluşmasına rağmen — teminatsız ihracat yapılmaya devam edildiğini, kendisinin görev süreci sonucunda yaklaşık — tahsilatı yapılamadığını, ayrıca— ihracat kanalına yapılan satışlardan yaklaşık— zarar edildiğini, bu nedenle davacı— edilmediğini, müvekkil şirketin açılmasına karar verdiği —- bir dizi yanlış ve şirketi zarara uğratacak kararlar verdiğini ve uyguladığını, davacının verdiği talimatlar doğrultusunda — uygulanan işlemler sonucu, — açmak adına yaklaşık —-harcama yapıldığını, ancak mağaza gerekli izinler alınamadığı için açılmadığını,—- açılması planlanan — bitirilmeden mağazanın tüm dekorasyonunun siparişi verilerek yaptırıldığını, bu sipariş için yaklaşık — borçlanma yapıldığını, — — harcanan bedeller ve işletmenin operasyonel zararları toplamı ——– mağazalar zarar etmekle beraber — geçilemediğini, yönetim yetkinlik eksikliği dolayısıyla zarar sürdürülmeye devam ettiklerini, — akabinde yaklaşık —- kiralandığını, birbirine bu kadar yakın olan — kaldıklarını, — firma zarara uğratıldığını, — yapılması adına ——– kararı alınmadan ödendiğini, kiralanacak yerinin —- tarihi bina kapsamına alınmasında dolayı mağazada tadilat yapılamayacağı için kiralama yapılamadığını. bu durum sonucu şerefiye/hava parası alan firma ödemeyi iade etmediğini ve dava sürecine gidildiğini, şirket kaynakları gerekli araştırmalar yapılmadan risk altına alınarak şirketin zararına neden olduğunu, müvekkili şirkettin tüm personeli —- bağlı olarak çalışmakta olduğunu, ancak, —- personel alımı ve çıkartılması için davacının tasvip ve onayı almakta ve davacının onayı olmadan herhangi bir personel alımı ve çıkartılması yapılma olduğunu— —- alımı yaptıktan kısa bir süre sonra kendileri ile anlaşmazlığa düşünce işten çıkarmalar yapmış ve hepsinde de, anlaşma yoluyla kıdem tazminatlarının üzerinde bedeller ödendiğini, personel giriş çıkışlarına bakılınca bu durum görüleceğini, özellikle —– olarak işe alınan — sonra işten çıkartıldığını, —üzerinde —- belirterek dava açtığını,—— üzerinde davacı tarafından —-uygulandığı tespiti yapıldığını, buna bağlı olarak diğer tazminat davasında sözleşmeden kaynaklanan zararının ödenmesine yönelik bilirkişi mütalaası verildiğini, davanın sonuçlanma aşamasında olduğunu, — şirket çalışanı olarak beraber çalıştığı ve daha sonra şirketten ayrılarak —— üzerinde bir satışı, şirketin standart vadesinin çok üzerinde olmak kaydıyla bir yıl vadeli çeklerle yapıldığını, —-markası olan ve üretimine başlama kararı verilen —araştırma yaptırdığını, ve — müvekkil şirkete devir edildiğini, — üretim siparişi verildiğini—- yazıldığını, daha sonra marka müvekkil şirkete devir edilince kutular üzerindeki — nedeniyle, — almak gerektiğini, ancak davacı — ayrıldığı için — vermediğini, bu nedenle ürünün getirilemediğini, üretici — dava yoluna gideceğini ihtar ile bildirince — yoluna gidilmiş ve — sulh yapıldığını, —- kararın doğru olduğunu, dürüstlük kuralı ile bağdaşmıyor iddiasının yerinde olmadığını, müvekkili şirkette, iki türlü — hisselerinin bulunduğunu, —— ait olduğunu, ve davacı bu imtiyazlı hisse adına atandığını, imza sirkülerinde ise dört grup imza bulunmakta olduğunu, davacı ve diğer —— sahiptir olduğunu, ancak müvekkili şirketi temsil ve ilzamda müştereken iki imza gerekmekte olduğunu, ayrıca —- birinci maddesinin —- birinci dereceden müşterek üç imza ile yapılmakta olduğunu, müvekkili şirkette, şirketin temsil ve ilzamı detaylı kurallara bağlandığını, ancak günlük işlerde, iş ve işlemlerin yürütülmesi—- ait olduğunu, davacının bilgisi ve onayı ile —- yürütülmüş ve bunların sonucunda da zarar oluştuğunu, bu nedenle davacının — edilmemesi kararı—- uygun olduğunu, davacı vekilinin ileri sürdüğü gerekçelerin mesnetsiz olduğunu, ayrıca, müvekkili şirketin — tarihinde yapılan— ibra oylamasının iptali için —- dosya ile dava açıldığını, açılan bu davacının açtığı işbu dava ile aynı kapsamda olduğunu, bu nedenle de iki davanın birlikte görülmesi için birleştirilmesi gerekmekte olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, — genelinde — şirketlerin —gelerek oluşturduğu ve ayrıca—— hisseye sahip olduğu bir şirket olduğunu, şirketin kuruluş amacının —– edinmek ve rakipler ile daha iyi mücadele ederek —-genişlemesini sağlamak olduğunu, şirket ana sözleşmesinde —- bulunduğunu, birçok önemli kararın alınabilmesinin—- bağlı olduğunu, verilen imtiyaz hakkına göre, beş kişiden oluşan şirket yönetim kurulundaki üyelerden ikisini tayin ve tespit etme hakkının— olduğunu, bu imtiyaz hakkına dayanarak— temsilcisi olarak davacı ile birlikte — atandığını — sonra yapılan ilk— davacı—– yardımcılığına seçildiklerini, yapılan bir çok işlemin seçildiği—- yılından görevden ayrıldığı —– ayına kadar ki süreçte davacı tarafından sevk ve idare edildiğini, bu süreçte yapılan işlerde, her ne kadar —— kararları da olsa fiili olarak işlerin ve işlemlerin yapılmasınun davacı tarafından yerine getirildiğini, müvekkili şirketin tüm personelinin davacıya bağlı olarak çalıştığını— üretiminde kullanılan ham maddelerin satışlarında şirketin alış fiyatının altında zararına indirimli satışlar yapıldığını, şirketin zarara uğratıldığını, bu konuda —- bulunmadığını, davacının bir dizi yanlış ve şirketi zarara uğratacak kararlar vererek uyguladığını belirterek davanın reddnine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl dava, mahkeme aracılığıyla —— ibra edilme kararı verilmesi, mahkememizle birleşen —- sayılı dosyasındaki davası da, mahkeme aracılığıyla yönetim kurulu üyesinin ibra edilmesi talebidir.
Asıl ve birleşen davada; davacılar .—- tarihinde yapılan——- kararının iptali ile — birleşen dosyadaki davacıların —– yılından dolayı mahkeme tarafından — karar verilmesi talebidir.
Dosya içerisinde — tarihli bilirkişi raporu ile itiraz üzerine — tarihli ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından davalı şirketin — yıllarına ilişkin ticari defter kayıtları incelenmiş, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olduğu görülmüştür. — aralığındaki gelir tabloları incelenmiş, yönetim kurulu üyelerinin— yılında ibra edildikleri, ibra edilmeyen —- satışların önemli bir oranda arttığı, satış maliyetlerinin yaklaşık aynı oranlarda olduğu,– yılındaki net karın—yılında ise net karın —-olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar hakkında —-dosyası ile davacılar hakkında—–açıldığı tespit edilmiştir.
Davacı hakkında açılmış bir sorumluluk davası olduğundan, davacılar hakkında verilen ibra edilmeme kararının açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. —-
—– ibra edilmemeleri ya da daha önce alınan bir ibra kararının yine genel kurul marifeti ile geri alınması halinin başlı başına iptal davasına konu edilmesi durumunda, —- uygulaması gereğince, davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı kabul edilmekte, hukuki yararın varlığının kabul edilebilmesi için —-ya da denetçiler hakkında ayrı bir sorumluluk davasının makul bir süre de açılıp açılmadığının beklenmesi gerekmektedir. Zira —– görevleri ile ilgili iş ve işlemlere ilişkin inceleme ve değerlendirmeler sorumluluk davasında somuta indirgenmek suretiyle ele alınarak sonuca bağlanmakta ve sorumluluk davası açılmaksızın sırf ibra etmeme yönündeki kararlar, ilgililer hakkında herhangi bir hukuksal sonuç meydana getirmemektedir. Davacı yönetim kurulu üyeleri hakkında, iptali istenen —- dayalı olarak açılmış bir sorumluluk davasının bulunduğu anlaşılmakla, eldeki iptal davasına konu olan iş ve işlemler ile birtakım şekli şartların sorumluluk davasında ele alınıp değerlendirileceği hususu izahtan varestedir. Bu durumda mahkemece, sayılı dosyası ile derdest olan sorumluluk davası nedeniyle, eldeki davada davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı dikkate alınmaksızın, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir——
Somut olayda hiçbir somut açıklama gösterilmeden — dosya ve birleşen dosya davacıları —–numaralı karar ile ———- talep edilmiş ise de yapılan inceleme de davacılar hakkında ayrı bir sorumluluk davası açıldığı tespit edilmiştir. ——– üyelerinin faaliyet yılı sonu itibariyle hesap verme yükümlülüğü bulunmakta ,bununla birlikte ibrayı talep hakları da bulunmaktadır. — konusunda geniş bir takdir hakkı bulunmaktadır. Ancak bu yetki sınırsız değildir. — sorunsuz bir bilanço ve yıllık faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabın veren yönetim kurulunu ibra etmelidir. Ortada somut bir neden yokken ibradan kaçınılması dürüstlük kurullarına aykırıdır. Ancak davacılar hakkında açılmış ayrı bir sorumluluk davası olması nedeniyle davacılar hakkındaki iddialar ile birlikte ‘ibra edilmeme’ kararı da incelenecek olduğundan ayrı açılan ibra edilmeme davası açma ve yürütmede davacının hukuki yararı kalmadığı tespit edildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davaların HMK’nun 114/1-h bendi ve 115/2 maddeleri uyarınca açılan davada “hukuki yarar” dava şartı yokluğu nedeniyle DAVALARIN USULDEN REDDİNE,
2-Asıl davada karar harcı 59,30 TL nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacı taraftan alınmasına,
3-Birleşen davada karar harcı 59,30 TL nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacı taraftan alınmasına,
4-Asıl davada, davacı— yapılan yargılama giderinin davacı—- bırakılmasına,
5-Birleşen davada, davacı — tarafından yapılan yargılama giderinin dava —- bırakılmasına,
6-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Asıl davada, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —– alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen davada, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —– alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021