Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/9 E. 2021/729 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/9 Esas
KARAR NO : 2021/729 Karar

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….———-arasındaki ticari ilişki nedeniyle 28/12/2007 tarih 21.578,000TL bedelli bonoyu keşide ettiğini, davalının daha sonra bu bonoyu iş ortağı ve aynı zamanda yakın akraması—– ciro ettiğini, 20/03/2008 tarihli ilk ödeme, takip konusu senette cirosu bulunan ve aynı zamanda dava dışı—-olan davalı …—- yapıldığını, müvekkili aleyhine bononon yetkili hamili dava dışı ——– esas sayılı dosyası ile bonoda yazılı bedel üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin yapmış olduğu kısmi ödemelerin senet borcundan düşülmediğini, müvekkilinin 20/03/2008 tarihinde davalıya 4.500TL havale gönderdiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu borcu ikinci kez ödemek durumunda kaldığını, .—- —–akrabası ve aynı zamanda iş ortağı olduğunu, müvekkilinin 4.5000TL tutarlı ödemeyi — iletmesi için davalıya gönderdiğini, oysa davalı taraf kendisine gönderilen ödemeyi yetkili hamile iletmeyerek 4.500TL bedel oranında sebepsiz zenginleştiğini, davalının teslim etmediğği para sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu ve haciz tehdidi altında bırakıldığını,—– esas sayılı dosyası ile ispat edildiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 4.500TL nin ödeme tarihi olan 20/03/2008 tarihinden itibaren başlayacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, haksız ve kötüniyetli davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava dilekçesinin ve tensip tutanağının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından keşidecisinin davacı, lehtarının davalı —— ödemenin davalı —- sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olan ——– bedelli ödemenin davalı ..— sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
——- Karar sayılı ilamı ile ” —- tarihli — karşılık yapıldığı iddia edilen ödeme nedeniyle alacak talebinde bulunulduğundan, hem taraflar arasındaki ticari ilişki hemde —- nedeniyle yapılan — ödeme talep edildiğinden — nedeniyle açılan davaların TTK 4/1 ve 5 .madde uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesinde görülecek olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine…” şeklinde görevsizlik kararı ile Mahkememiz — Esas numarasına tevzi edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ———- sayılı dosya aslı celp edilmiş,——— ve dava sonuçlandırılmıştır.
02.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle”…yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, davalının karine olarak söz konusu havalenin gönderildiğinden haberdar olduğu, bu hususta TBK. m.117/2 hükmü gereğince söz konusu havaleyi tahsil ettiği karinesi karşısında takdirin Mahkemenize ait olduğu, Davalının TBK m. 117/2 hükmü gereğince —-gerçekleştiği yönünde Mahkemenizce kanaate varılması halinde davacının dava tarihine kadar talep edebileceği faiz miktarının 4.132,12 TL olarak hesaplandığı, Yargıtay’ın denkleştirici —-doğrultusunda paranın alım gücünde oluşan kaybı giderebilmek adına, davacının davalıya 27.03.2008 tarihinde havale yoluyla gönderdiği 4.500.-TL’nın, a)ödeme tarihinin temerrüt tarihi kabul edilmesi halinde güncel değerin 27.621,13 TL, b)dava tarihinin temerrüt tarihi kabul edilmesi halinde ise güncel değerin 8.778,40 TL olarak hesap edildiği,…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Her ne kadar mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile işlemiş faiz ve dava konusu 4.500,00 TL’nin güncel değeri hesaplamış ve rapor gereğince davacı tarafından ıslah edilmiş ise de; mahkememizin 24/06/2021 tarihli duruşmasında davacı vekiline dava konusu talebini açıklamak üzere kesin süre verildiği, davacı tarafından sunulan talep açıklama dilekçesi ile iş bu davanın sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında açılan alacak davası olduğu beyan edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 77. ve 82. maddeleri arasında Sebepsiz Zenginleşme hükümleri düzenlenmiş ve böylelikle TBK’da, sözleşmeden doğan borç ilişkileri ve haksız fiillerden doğan borç ilişkilerinin ardından, üçüncü bir borç ilişkisi hüküm altına alınmıştır.
TBK M. 77. Maddesinde; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya —– zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. (2)Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” denilmektedir.
İlgili maddeden anlaşılacağı üzere sebepsiz zenginleşme, bir kişinin sebepsiz yere/hukuken kabul edilebilir bir neden olmaksızın zenginleşmesi ve bu sebeple bir başkasının, malvarlığı, —- meydana gelmesi halinde ortaya çıkmaktadır. Bir diğer deyişle sebepsiz —-aşağıdaki hallerin varlığı halinde ortaya çıkar;
-Bir kişinin malvarlığında bir artış meydana gelmesi,
-Bir kişinin malvarlığında veya emeğinde azalma meydana gelmeli.
-Taraflar’ın malvarlığındaki artış veya azalma arasında bir sebep sonuç ilişkisi, yani illiyet bağı bulunmalı
-Malvarlıklarındaki artış veya azalmanın haklı bir nedene dayanmaması gerekir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu, davacı tarafından sunulan havaleye ilişkin — belgesi ve davalının alınan bilirkişi raporuna itirazının olmaması (HMK 94/3 md gereği davalının rapora itiraz hakkının ortadan kalktığı dikkate alınarak) dikkate alındığında davacının ödemeye sehven yaptığı ve davalının sebepsiz zenginleştiği, ödeme ——–açıklama dikkate alındığında davalının ödeme tarihi ile temerrüde düştüğü anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, davacının 4.500,00 TL’lik ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, davacı vekili tarafından dava konusu 4.500,00 TL bedelin —- güncel değerinin tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, bu kapsamda ıslah yapılmış ise de; Yargıtay kararları ile hukukumuza giren ——- sözleşmenin geçersizliği ve ifanın imkansız hale gelmesi sebebiyle ödenen bedelin güncel değerinin tahsil edilmesine ilişkindir. Söz gelimi, —- sözleşmesi sebebiyle—–devrinin yapılmaması sebebiyle —– yönünden —- — gereğince satış bedelinin güncel değeri talep edilebilecektir.
Somut olayda, taraflar arasında sözleşme olmadığı gibi, edimin ifasının imkansızlığı da söz konusu değildir. Başka bir deyişle, somut uyuşmazlık bakımından —– mümkün olmadığı anlaşılmış, davacının bu yöndeki talep ve beyanlarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından lehtarının davalı ———- ödemenin sebepsiz —- hükümleri gereğince ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, 4.500,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 27/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-4.500,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 27/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Karar harcı 307,40 – TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 76,85- TL harcın mahsubu ile bakiye 230,55- TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 76,85-TL peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 395,00-TL olmak üzere toplam 471,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90 -TL başvuru harcı, 125,7- TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 961,6-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 136,28- TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 4.080,00- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.