Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/88 E. 2022/1063 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/448 Esas
KARAR NO : 2022/996

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 16.01.2017 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığını, tarafların beton kalıp ekipmanları imalatı konusunda anlaştıklarını, sözleşmenin 4. maddesinde teslim şekli ve süresinin düzenlendiğini, davacının ödemeye ilişkin çekleri davalıya teslim ederek ödemeyi gerçekleştirdiğini, çeklerin tesliminden sonra 15 ila 27 gün aralığında sözleşme konusu malzemeleri teslim edeceklerini, davalının sözleşmenin imzalandığı 16.01.2017 tarihinde ödemeye konu —–numaralı hesaba ait —– numaralı 125000,00-TL bedelli ve ——- numaralı 125.000,00-TL bedelli toplam 250.000,00-TL miktarlı çeklerin davalı adına keşide edilip teslim edildiğini, sözleşmede malzemelerin teslim tarihinin 30.01.207 ve 06.02.2017 olarak belirlendiğini, davalı şirketin sözleşmede yüklendiği edimleri zamanında ve sözleşmede belirlenen niteliklere uygun olarak gerçekleştirmediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan irsaliyelerden de bu durumun anlaşılacağını, davalının sözleşmede belirlenen sürede malzemeleri teslim edememesi nedeniyle davalı şirketin bu yola başvurduğunu, halihazırda da sözleşme konusu malzemelerin %40’a yakınını teslim etmediğini, teslim edilenlerin ise eksik, geçici, ve kullanılmış malzemelerden oluştuğunu, malzemelerin boyanıp yeni diye nitelendirildiğini, bir bütün olarak imal edilmesi gereken malzemelerin 50 cm aralıklarla kaynak yapılarak oluşturulduğunu, bu durumun iş güvenliği ve yapılan işin sağlamlığını ciddi şekilde tehlikeye düşüreceğini, davalı şirkete malzemelerin kurulumu için —— göndermesini talep ettiklerini, davalının talebi yerine getirmediğini, kurulan malzemelerde bükülmeler, burkulmalar meydana geldiğini, bağlantı noktalarında hataların bulunduğunu, bu durumun dilekçe ekinde sunulan resimlerden de anlaşılacağını, bu durumları düzeltilmesi gerektiğini davacı şirket çalışanı —— ve şirket yetkilisi —– tarafından, davalı şirket yetkilileri——isimli kişilere bildirildiğini, lakin ilgili kişilerin bahaneler öne sürerek taleplerini yerine getirmediklerini, davacı şirketin bu durum üzerine davalı şirkete taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi fesih ettiğini, taraflarına verilen çeklerin iade edilmesi gerektiğini bildiren mail yolladıklarını, davalının çekleri iade etmediğini, davacı şirketin mağdur edildiğini beyanla davalıya teslim edilen çeklerin ihtiyati tedbir kararı ile ivedilikle durdurulmasını, davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, davalıya teslim edilen çeklerin iptalini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ürünlerin zamanında teslim edilmediğini ileri sürdüğünü, sözleşmenin 4. maddesinden de anlaşılacağı üzere davalının yükümlülüğünün ürünleri kendi tesisinde hazır bulundurmak ile sınırlı olduğunu, söz konusu ürünleri teslim tarihinde davalının teslim almadığını, davalının ürünleri zorla teslim edemeyeceğini, davacının şantiyesi hazır olduğunda talep etmiş olduğu ürünleri teslim aldığını, davalının süresinde sözleşmede ve teknik dokümanlardaki şekline uygun ve tamamını teslim ettiklerini, geçici verilen ürünlerin davacı şirketin talebi üzerine deneme maksadıyla verildiğini, davacının malzemelerin kurulumu için teknik danışman talep ettiğini ve bunun karşılanmadığını ileri sürdüğünü, ancak taraflar arasında imzalan sözleşmede davalının böyle bir yükümlülüğünün bulunmadığını, buna rağmen davalının 3 sefer kurulum ve teknik için davacı şirketin şantiyesine ekip gönderildiğini, talep edilmesi halinde bu kişilerin tanıklığına başvurulabileceğini, davacı şirketin tüm ürünleri ve desteği teslim aldıktan hatalı olduklarını iki ay boyunca fark etmediğini, bu süre içerisinde dilekçe ekinde sunulan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere kullanmaya devam ettiğini, davacının manidar bir şekilde ilk ödemesine üç gün kala ayıplarını fark edip sözleşmeyi feshetmek istemesinin mahkemeniz takdirinde olduğunu beyanla davacı şirketin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi sebebiyle eksik teslim edilen malzeme bedeli, eksik iş ve ayıp bedeli yönünden borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında 16.01.2017 tarihli eser sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme kapsamında davalı şirketin sözleşmede yüklendiği edimleri zamanında ve sözleşmede belirlenen niteliklere uygun olarak gerçekleştirmediğini beyanla davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—— davalının ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş,—–. İcra Dairesi —— Esas sayılı İcra Dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,—- davacının ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, —Asliye Hukuk Mahkemesi ——- talimat sayılı dosyası ile 23.02.2021 tarihli bilirkişi raporu ve—– talimat sayılı dosyası ile 29.11.2021 tarihli bilirkişi raporu alınmış, 05.07.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
23.02.2021 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle, “—–Teslim edilen ürünlerin ikinci el, kullanılmış vb. olup olmadığı aradan geçen süre (4 yıl) ve bu sürede bu malzemelerin kullanılmasından dolayı anlaşılması imkansızdır. Geçici teslim edilip fatura kesilmeyen malzemeler bu süre zarfında kullanılmıştır. Bu sebeple bu ürünlerinde faturalandırılıp genel hesaba katılması gerekmektedir. Teslim edilen malzemelerinse faturalandırma bedelleri üzerinden yüzdesi %91,01 dir. Maddi karşılığı da 227.640,27 TL dir. Tarafların yapmış olduğu sözleşmede Üretici firmaca kurulum yönünde bir taahhüt olmadığından bu durum değerlendirilmemiştir. Ancak —— sistemlerinin doğru kullanımına yönelik taahhüdü olmadığı halde kuruluma yardımcı olduğu ve de davacı firmaya herhangi bir uyarı yapılmadığından dolayı malzemelerde kullanım ve kurulum hatası tespit edilmemiştir. Tarafımızca davacının, davalı tarafça kendine teslim edilen Kalıp Destek Sistemlerinde görülen Plastik deformasyonların tasarım ve üretim aşamalarındaki hatalardan kaynaklandığı ve bu üretim hatalarının malzeme kullanılmadan fark edilemeyeceği kanatine varılmıştır. Bu gizli ayıplı malizemelerin listesi 2. Bölümde sunulmakla birlikte bu hatalı bulunan malzemelerin Toplam tutarı 136.390,29 TL olarak hesaplanmıştır.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.29.11.2021 tarihli talimat bilirkişi ek raporunda özetle, “—–Tarafımızca davacının, davalı tarafça kendine teslim edilen Kalıp Destek Sistemlerinde görülen Plastik deformasyonların tasarım ve üretim aşamalarındaki hatalardan kaynaklandığı ve bu üretim hatalarının ancak malzeme kullanılmaya başladıktan sonra farkedilebileceği kanatine varılmıştır. 23.02.2021 tarihli raporumuzun 2. Bölümünde listede sunulduğu üzere dava konusu tespit edilen hatalı üretimden kaynaklı gizli ayıplı bulunan malzemelerin Toplam tutarı dosyada sunulan fatura ve irsaliyeler doğrultusunda, belgeler doğru kabul edilerek 136.390,29 TL olarak hesaplanmıştır. Faturaların ve sevk irsaliyelerinin kontrolü, istendiği taktirde bir —– uzmanına yaptırılabilir.
” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
05.07.202 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve —– Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, Davalı şirket tarafından ibraz edilen 2017 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve —— Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, Yevmiye defterinin kapanış tasdiğinin yapıtırılmadığı, davalı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil kabiliyetinin mevcut olmadığı, aleyhine delil kabiliyetinin mevcut olduğu, Davacı şirketin davalı şirketten aralarındaki ticari ilişki neticesinde 22.261,34-TL Eksik Teslim Edilen Faturalandırılmayan malzemelerden ötürü * gizli ayıplı teslim edildiği teknik bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen 136.390,29-TL toplam 158.651,63-TL ALACAKLI olduğu, Davacının, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince davalı yüklenicinin eseri ayıplı ve eksik olarak teslim ettiğinden bahisle davacının davalıya borçlu olmadığının davalıya teslim edilen çeklerin iptalini, davalının %20’den aşağı olmamak niyet tazminatına mahküm edilmesini talep ettiği, Taraflar arasında adi yazılı şekilde, 17.01.2017 tarihinde kurulan —— Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmedeki irade beyanları ve teknik bilirkişi raporlarındaki beyanlar (sözleşmeye konu edilen şeyin üretimi, malzemesi vb. açıdan) incelendiğinde sözleşmenin satış sözleşmesi değil, TBK m. 1 ve 470 hükümlerince, “eser sözleşmesi” olduğu; davacının “işsahibi”, davalının ise “yüklenici” sıfatını haiz olduğu kanaatine varılabileceği, Sözleşmenin 4. maddesinde teslim şeklinin ve teslim süresinin belirlendiği, 5. maddesinde ise ödemenin her biri 125.000TL.lik iki adet çekle yapılacağının kararlaştırıldığı, Dosyaya teknik bilirkişilerce sunulan raporlarda davalı yüklenici tarafından teslim edilen eserlerde gizli ayıbın tespit edildiği beyan edilmiş olup dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacının, ayıbı farketmesinden sonra davalı şirketin çalışanlarına bunu bildirdiği iddia edildiğinden bu noktada Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre eser sözleşmesinde taraflar tacir bile olsa tanık beyanı ile TBK m. 474 hükmü gereğince yapılması gereken ayıp ihbarının, usulüne uygun olarak yapılmış sayılıp sayılmayacağı hususunu takdirin, münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Sözleşmeye konu malzemelerin sözleşmeye uygun bir şekilde teslim edilip edilmediği, teslim edildiği iddia edilen bir kısım malzemelerin ayıplı olup olmadığı hususunda: Teknik bilirkişilerce sunulan bilirkişi raporlarında “davacının, davalı tarafça kendine teslim edilen Kalıp Destek Sistemlerinde görülen Plastik deformasyonların tasarım ve üretim aşamalarındaki hatalardan kaynaklandığı ve bu üretim hatalarının ancak malzeme kullanılmaya başladıktan – sonra fark edilebileceği, hatalı üretimden kaynaklı gizli ayıplı bulunan malzemelerin toplam tutarının 136.390,29TL olarak hesaplandığı”nın belirtildiği, ayrıca teknik bilirkişilerin kök raporunda eksik olarak ifada bulunulduğunun da (%91,01 oranında ifanın yapılması sebebiyle bunun karşılığının 227.640,27TL. olduğunun) tespit edildiği, Davacının sözleşmeyi feshetmekte haklı olup olmadığı ve sözleşme gereği davalıya ödemek durumunda kaldığı iki adet toplam 250.000TL. Çek bedelinden dolayı davalının sözleşmeye aykırı davrandığı iddiası ile borçlu olmadığının tespitini isteyip isteyemeyeceği hususunda: Borçlar mevzuatına dayalı değerlendirme yapıldığında dosyaya teknik bilirkişilerce sunulan raporlarda davalı yüklenici tarafından mal edilen gizli ayıplı eserlerin toplam tutarının 136.390,29TL olarak hesaplandığı belirtilmiş olduğundan (eğer Sayın Mahkemece TBK m. 474 hükmüne göre davacı işsahibinin ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilir ise) bu halde davacı işsahibinin TBK m. 475/1,b1. hükmüne göre “sözleşmeden dönme” yönündeki seçimlik hakkını (ayıbın varlığına dayalı olarak) kullanabileceği, başka bir ifadeyle bu seçimlik hakkını kullanan davacı işsahibinin, eserin gizli ayıplı olması sebebiyle haklı neden dayalı olarak sözleşmeyi sonlandırabileceği, bu noktada da teknik bilirkişilerce tespit edilen ayıplı iş oranına isabet eden tutar (136.390,29TL.) yönünden davacı işsahibinin, davalı yükleniciye borçlu olmadığının kabul edilebileceği, takdirin, elbette münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Haciz baskısı altında ödediği iddia edilen çek bedelinin nedeniyle %20 tazminat isteyip isteyemeyeceği hususunda: Bu hususun uzmanlık alanımızın dışında kaldığı, bu hususu takdirin münhasıran Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer.——-Sayılı kararı da bu yöndedir.)Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. (——-Karar sayılı ilamı)Yargılama aşamasında taraflar arasındaki sözleşme sebebiyle verilen dava konusu çeklerin davalı tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır. Olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. (——) Davacı tarafından menfi tespit talep edilmekte ise de; İİK 72/6 maddesi gereğince dava, istirdat davasına dönüşmüştür.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; alınan teknik bilirkişi raporları dikkate alındığında davalı tarafından işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, alınan 05/07/2022 tarihli bilirkişi raporu dikkate alındığında ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşılmıştır. Eksik iş sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden BK’nın 359 ve 362. maddesindeki hükümler uygulanmaz. ——-05/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamı dikkate alındığında taraflar arasında 16/01/2017 tarihli sözleşmenin akdedildiği ve dava konusu çeklerin bu sözleşme kapsamında davalıya verildiği ve çeklerin davalı tarafından tahsil edildiği sabittir. Alınan bilirkişi raporları gereğince ayıp bedelinin 136.390,29-TL olduğu ve eksik malzeme ve eksik iş bedelinin 22.261,34-TL olduğu, davacının bu miktarlar yönünden menfi tespit (istirdat) talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır. —— Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya da dava konusu çekler yönünden tedbir kararı verilmiş ise de; dava konusu çeklerin tahsil edilmesi sebebiyle tedbirin uygulanmadığı anlaşıldığından davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının davalıya taraflar arasındaki 16/01/2017 sözleşme gereğince verilen muhatabı ——olan 20/04/2017 ve 20/05/2017 vade tarihli,—— numaralı 125.000,00TL bedelli, —— numaralı 125.000,00TL bedelli çeklerden dolayı 158.651,63‬-TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-158.651,63‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya iadesine(istirdadına),
3-Davacı tarafça talep edilen şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 10.837,49-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.269,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.568,11-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 4.269,38-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 330,6‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.766,6‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 3.024,92-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——maddesindeki esaslara göre belirlenen —– ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.