Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/81 E. 2021/952 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/81 Esas
KARAR NO: 2021/952
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/03/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–imzalandığını, müvekkili şirket tarafından iş bu sözleşmelere istinaden hizmetler verildiğini ve faturalar düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, söz konusu ilişki kapsamında müvekkili şirketin — alacağının bulunduğunu, —- tarihinde davalı şirkete hesap mutabakatı için mail ve mutabakat formunun gönderildiğini, bu maile istinaden davalı şirket muhasebe sorumlusu tarafından gönderilen —– bakiyelerinin olduğunu kabul ettiklerini, buna rağmen borcun ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine—— sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında —— sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya cari hesap ekstresi ve mutabakat formu gönderildiğini, davalının mutabakat beyanını kabul etmesine rağmen cari hesap borcunu ödemediğini, cari hesap alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzerdosya bilirkişiye tevdi edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu alınmış dava sonuçlandırılmıştır.
—tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle,—Davacı şirketin incelenen —- ticari açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yaptırılmış olduğu, defterler kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacıya ait incelenen ticari defterlerinin ——- ifade edilen kanuni şartları tam olarak taşıdığından sahibi lehine delil olma özelliği bulunduğu, Davacı tarafından davalı şirkete—- düzenlendiği ve bu faturaların açık fatura olarak davalı şirket cari hesabına borç kaydedildiği, Davacı şirketin davalıya düzenlediği — mal/hizmet satışı yapıldığı, davalı şirketin borcuna karşılık davacıya —banka havalesi ile ödeme yaptığı, Davalı cari hesabındaki borç/alacak kalemlerinin mahsubu neticesinde davacının davalı şirketten takip tarihi —- alacağı bulunduğu—-yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davalının incelenen —- yıllarına ait resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalının incelenen resmi defterlerinde, davacı yana — borçlu olduğu, Davacının — asıl alacak talebinin yerinde olduğu, Davacının —– işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, Davacı yanın icra takip tarihi itibarıyla işleyecek ticari temerrüt faizi talep edebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran—-taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Somut olayda, davalıya usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, dosya içerisinde yer alan belgelerden davacının —- tarihli mutabakat e-mailine davalının, —-tarihinden kabul yönünde cevap verdiği anlaşılmıştır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen fatura alacağına ilişkin hizmeti kabul edip kendi ticari defterlerine kaydettiği, taraflar arasında buna ilişkin mutabakat bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde davalının, dava konusu cari hesap alacağını ticari defterlerine kaydetmekle ve mutabık kalmakla cari hesaba konu hizmeti teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir. ——-
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını ispat ettiği, davacı tarafından iş bu dava ile işlemiş faiz talebinin olmadığı, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, tarafların tacir olması sebebiyle davacının ticari faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının ———sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —— asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin devamına, karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ——Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı ———- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının — dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı —— harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 370,71-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 225,40-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.476,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle —–üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve —- arabuluculuk ücretinin ——- davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.625,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2021