Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/59 E. 2022/330 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/59 Esas
KARAR NO: 2022/330
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/03/2019
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin hamili olduğu, Keşidecisi—–çek kaybolduğunu, bunun üzerine —– sayılı dosyasıyla ödeme yasağı konulması talepli çek zayi ve iptali davası ikame edildiğini, mahkemece çeke ilişkin olarak ödeme yasağı konulduğunu, sonrasında çeki haksız şekilde elinde bulunduran kişi veya kişilerce tahsil etme maksadıyla banka şubesine gidildiğinde ödeme yasağı sebebiyle ödeme yapılmadığını ve çek zayi ve iptali davasının görüldüğü mahkemeye ——-tarihinde avukat aracılığıyla müracaat edilerek davaya konu çekin davacı – müvekkil şirket tarafından davalı şirket yetkilisi — teslim edildiği iddia edildiğini, bu beyan üzerine mahkemenin taraflarına istirdat davası açmak için süre verdiğini, aksi halde ödeme yasağının kalkacağının bildirildiğini, bu sebeple ödeme yasağının kaldırılmaması ve davaya konu çekin haksız zilyedinden haklı zilyet olan müvekkiline iadesi maksadıyla yasal süresi içerisinde iş bu davayı ikame ettiklerini, davalı tarafça iddia edilenin aksine müvekkili şirket tarafından davalıya davaya konu çekin tesliminin söz konusu olmadığını, aksine müvekkili şirketi maddi zarara uğratanlar hakkında yaptıkları şikayet üzerine davalı şirket yetkilisi —- şüpheli sıfatıyla —– tarihli ifadesinde——— yüklediklerini ve bu iş karşılığında —–şeklinde ifade verdiklerini, davalı şirket yetkilisinin şüpheli sıfatıyla vermiş olduğu ifadede açıkça görülebileceği üzere hiçbir şekilde müvekkili şirket ——çeki teslim aldığına dair hiçbir ifadesi bulunmadığını, davalı tarafça çekin edinme sebebine ilişkin olarak şüpheli ifade tutanağında geçen ifadeler ile—- dava dosyasına sunulan —-tarihli müdahale dilekçesindeki ifadelerin çeliştiğini, bu durumda davalının ifadeleri talile sebep verecek olduğundan ispat külfetini davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığından çekin davalının uhdesinde bulunmasını gerektirir haklı bir neden bulunmadığından haksız olarak davalının elinde bulunan çekin istirdadına, yargılama giderleri ve ücreti vekaleti karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat davalarında —- uyarınca ispat yükü davacı olduğunu, davacı kötüniyetli olarak iktisap ettiğine dair müvekkili firma yetkilisinin —– vermiş olduğu ifadeyi delalet gösterdiğini, fakat müvekkili firma yetkilisi anılı ifadede belirttiği üzere çeki yapmış olduğu iş karşılığında aldığını, buna istinaden çekin ön yüzünde hamil olarak davacı bulunmakla arka yüzünde ise davacının cirosu bulunmakta olduğunu, malum olduğu üzere çek arkasına cirolar, çek ödeme vasıtası olarak kullanıldığında atılmakta olduğunu, davacıyla müvekkilinin ilk defa ticari münasebette bulunmadığını, davacının çek ile alakalı olarak ödememek için kötüniyetli olarak tüm imkanları kullanma yoluna gittiğini, müvekkili firma yetkilisinin ifadesinde de ayrıntılı bir şekilde hangi işe karşılık çekin iktisap edildiği belirtildiğini, dava konusu çekin taraflarında olması ve yapmış oldukları iş karşılığı almaları nedeniyle, kötüniyetli davacının haklarında önce suç duyurusu, sonra kıymetli evrak iptali şimdi de iş bu davayı açarak alacaklarını almalarının hukuku kullanarak önüne geçmeye çalışması nedeniyle, davasının reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine dayalı dava konusu çekin istirdadı talebine ilişkindir.
Davacı; davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davalıya çek vermediğini, davalıyı tanımadığını beyanla dava konusu çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- sayılı dosyası,—- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —– çeke ilişkin bilgiler celp edilmiş, —— davacı ve davalının ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
TTK 792 maddesinde; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup da  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Dava konusu çekin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı, çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının —— tarihli cevap dilekçesindeki kabul beyanı dikkate alındığında dava konusu çekin son yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca çek ödeme aracı olup sebepten mücerrettir. Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle —– etmiş olması veya —— ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olup, davalı ——- dava konusu çeki kötü niyetle —- etmiş olduğu veya —- ağır bir kusuru bulunduğu hususunun davacı tarafça inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda,——- tarihli tutanak dikkate alındığında davacının süresi içerisinde kendi ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş olduğu, celp edilen ceza ve savcılık dosyalarının incelendiğinde iş bu dosyamız konusu ile ilgisinin bulunmadığı, davacı tarafından —- tarihli celse beyanında —- yargılama yapıldığı beyan edilmiş ise de, —-üzerinde yapılan incelemede davacı tarafından bahse konu yargılamaya ilişkin bir kaydın olmadığı, dava konusu çekteki ciro silsilesi dikkate alındığında son hamil konumunda olan davalının dava konusu çekin kötüniyetli ve ağır kusurlu olarak elinde bulundurduğunun —- davacı tarafça yöntemince ispat edilemediği, dosya kapsamı itibariyle davacı tarafça bu yönde sunulmuş başkaca bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 240,71-TL harcın mahsubu ile artan 160,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022