Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/576 E. 2022/557 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/576 Esas
KARAR NO : 2022/557
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2013
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinden özetle; davacı ile davalı arasında —- itibaren devam etmekte olan —– konusunda sözleşme bulunduğunu, müvekkilinin sözleşmeye duyduğu güven çerçevesinde yatırım yaptığını, ancak davalının —- yılından itibaren müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği bölgede kendi çağrı merkezi sistemini kurduğunu, —altında hizmet vermeye başladığını, bu kapsamda müvekkilinin ciddi bir şekilde zarara uğradığını—– hiç kar elde edemediğini, daha sonra müvekkiline sözleşmenin sona erdiğine yönelik ihtarname gönderildiğini belirterek sözleşmenin yapıldığı tarihten bu yana davalı firmanın ürettiği ürünlerin satım sonrası sunduğu hizmetlerle bu markanın yayılmasına katkıda bulunan müvekkilinin portföy tazminatı talep etme hakkı bulunduğunu, bunun dışında davalının iyi niyet kurallarını aşarak haksız rekabete yol açan davranışları sebebiyle müvekkilinin sözleşmesel zararının oluştuğunu ve kar kaybına uğradığını belirterek —– maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, ayrıca bu olaylar sebebiyle şirket ortağı —- yaşadığı üzüntü sebebiyle kalp rahatsızlığı geçirdiğini, baypas ameliyatı olduğunu belirterek —– manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; akte aykırılık ve haksız fiil nedeniyle davacının herhangi bir sözleşmesel zararının ve kar mahrumiyetinin oluşmadığını, —- markalı ürünlere ilişkin servis hizmetlerinin halihazırda sözleşmeli bağımsız servisler—– — olarak adlandırılan servisler vasıtasıyla sağlandığını, — kurulma amacının—–geçiş sürecinde yeterli — oluşturulamaması riskine karşı tüketicilere sunulacak olan servis hizmetinin aksamaması ve sürekliliğin sağlanması olduğunu,— servislere hizmet önceliğinin verilmekle birlikte her standart servise —- olabilme imkanının tanındığını, standart servisin —- olup olamayacağının: —– sağlamayabilmek açısından bazı yatırımlar yapmış olacağından yaptığı yatırımların karşılığını alabilmeleri için öncelikli olarak hizmet vermelerinin sağlandığını, sözleşmeli bağımsız servislerin standart yetkili servis ve—- uygulamaya konulan —–ayrıldığını, dava konusu sözleşmenin standart yetkili servis sözleşmesi olduğunu, ilgili sözleşmenin mutlak bir bölgesel kısıtlama içermediğini, davalının sistemden haberdar olduğunu söz konusu çalışmalarını sistemin bilincinde olarak yürüttüğünü, kurulan sistem ile satış sonrası servis hizmetleri alanında müvekkil şirketin yetkili servisleri arasında rekabeti kısıtlamadığının —–açıkça belli olduğunu, —— yılında geçilmiş olmasına rağmen kar payına ilişkin iddiasını şirketin şu an ileri sürmesinin samimi gözükmediğini, sözleşme süresince kar mahrumiyetine uğradığını hiçbir suretle yazılı şekilde şirketten talep etmediğini, sözleşme sona erdikten sonra bu iddialarını ileri sürmesinin iyi niyet kuralları ile açıklanamadığını, davacının yetkili servis olarak yaptığı işin gereği müvekkili şirkete kazandırılmış yeri müşteri olmadığından ve sadece müvekkili şirketin kazanmış olduğu müşterilerine hizmet sunması sebebiyle —— —– adıyla anılan bu nedenle yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 122. Maddesine aslen yeni hukuki durum olarak değil de ilk defa kanuni düzenlemeyle denkleştirme istemi olarak isimlendirilen aynı tazminatı da isteyemeyeceğini, belirtilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafından davalılar aleyhine açılan HMK 107.madde çerçevesinde belirsiz alacak davasıdır.
Dava konusu uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında Demirdöküm ve Valliant marka kaloriferlerin bakım-servisi hizmeti sözleşmesi bulunduğu, davacının servis hizmeti verdiği, davacının iddiasına göre davalının ——servis adı altında sistem değişikliğine gittiği ve müvekkilimin servis hizmeti veremez olduğunu, müvekkilimin hizmet verememesi sebebiyle zarara uğradığını, davacı davalıdan bu kapsamda —- adı altında maddi tazminat ve manevi tazminat talep ettiği, davalı ise taraflar arasındaki sözleşmenin standart yetkili servis sözleşmesi olduğunu, bölgesel bir kısıtlama bulunmadığını, müvekkilinin — servisi hizmeti vermeye başladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda —- tarihinde davanın reddine karar verildiği, verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edildiği, —-dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, dava 6102 sayılı TTK m. 122’de düzenlenen denkleştirme istemine ilişkin olup, bu talebin kabul edilebilmesi için, maddede aranan tüm koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Denkleştirme talebinde bulunabilmek için sözleşmenin sona ermesi yeterli olup, sözleşmenin hangi sebeple sona erdiğinin bir önemi yoktur. Sözleşme; sürenin son bulması, iflas, ölüm, kısıtlama veya feshi ihbarla sona ermiş olabileceği, acente, sözleşmeyi haklı bir sebep olmaksızın feshetmiş ise veya müvekkil acentenin kusuru sebebiyle sözleşmeyi haklı sebeple feshetmiş ise acente denkleştirme talebinde bulunamayacağı, diğer bir anlatımla sözleşmenin sona ermesinde acentenin kusurlu bir davranışının olmaması gerektiği, somut olayda, davacı acentenin sözleşmenin sona ermesinde bir kusurunun olmaması nedeniyle denkleştirme talebinde bulunabileceği, istenebilecek tazminat miktarının TTK m. 122/2 uyarınca son beş yılda alınan yıllık komisyon ve varsa diğer ödemelerin ortalamasını aşmayacağı, mahkemece, gerektiğinde mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, bu sınırı aşmayacak şekilde, davacı tarafın tazminat isteminin değerlendirilmesi gerekirken, davacı şirketin kârlılık durumunun olmaması, diğer bir anlatımla son beş yılda zarar ettiği gerekçesiyle tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu sebeple davacı yararına bozulmasına ” karar verildiği, dosyanın mahkememize tevzi edildiği, mahkememizce yapılan yargılamada bozma ilamına uyularak eksik hususlar giderilerek yargılama sonlandırılmıştır.
Bozma ilamı gereğince dosyanın bir —– tevdi ile, davacının davalıdan acente sözleşmesinden kaynaklı denkleştirme tazminatı alacağı olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesinin istenildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —— tarihli raporda özetle; taraflar arasında var olan acentelik sözleşme süresinin dolması sebebiyle acentelik sözleşmesinin kendiliği sona ermesi ve kanunun öngördüğü şartlar olan acente sayesinde müvekkile kazandırılan yeni müşterilerin müvekkile menfaat sağlıyor olması, acentenin acentelik sözleşmemesinin sona ermesi sebebiyle müşteriler yönünden ücret kaybı yaşaması ve son olarak ise tüm şartlar değerlendirildiğinde denkleştirme talebinin ödenmesi hakkaniyete uygun olacağı, acentenin son beş yılda karlılık durumunun olmaması, davalıya yönelik denkleştirme isteminde bulunmasında bir engel teşkil etmeyeceği, hesaplamanın işletmenin karlılığına göre değil, acentenin müvekkilden sözleşme kapsamında elde ettiği komisyon veya sair diğer alacaklara göre hesaplanacağı, raporun teknik kısmında, davalı kaynaklı davacı satış kârının —- olarak hesaplandığı, TTK m. 122/2 uyarınca denkleştirme talebinin üst sınırının acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalaması olacağı, bu itibarla davacınım talep edebileceği denkleştirme talebinin üst sınırının, —- olarak belirleneceğine dair rapor düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı taraf iddia, savunma, toplanan deliller, —- ve bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ilişkinin —— Tarihine kadar devam ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiği, sözleşmenin acentenin kusuru olmaksızın sona erdirilmesi halinde acentenin denkleştirme talebinde bulunabileceği, denkleştirme tazminatının hesaplanması bakımından TTK’nın 122/2. maddesi gereğince acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasının aşılamayacağı, bu beş yıllık ortalamanın denkleştirme tazminatı talebinin üst sınırını oluşturacağı, mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki teknik incelemede —- net satışın bulunduğu, satışın — davalıya satış olduğu, davalı kaynaklı satış karının— olarak hesaplandığı, alınan raporun dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiş rapor hükme esas alınarak davacının talep edebileceği denkleştirme tazminatının üst sınırının —– olarak belirlendiği ve davacının dava dilekçesinde belirtilen bedel üzerinden davasını ıslah etmediği de anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının denkleştirme tazminatı talebinin KABULÜ İLE; —— alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 136,62-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 187,90-TL nin mahsubu ile 51,28-TL nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 136,62-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 24,30-TL başvuru harcı, bozma öncesi ve sonrası yapılan 144-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.468,3‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..21/06/2022