Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/575 E. 2021/409 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/575 Esas
KARAR NO : 2021/409

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/10/2005
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacılar ile davalının, daha önce———– hissedarları iken aradaki bir takım anlaşmazlıklar nedeniyle şirkette çalışma ve davalı ile ortaklığa devam imkanı kalmayan davacılar ile davalılar arasında yapılan 27.02.2001 tarihli protokol başlıklı hisse devrine ilişkin anlaşma gereğince aralarında hisselerin devri koşullarını kararlaştırıp tarafların bilahare—– — hisselerini resmen davalıya devrettiklerini, şirketin —— değeriyle içindeki ——birlikte değeri çok yüksek olmakla birlikte davacıların, davalının teklif ettiği hisse devrini kabul etmek zorunda kaldıklarını —– tarihli protokolün 2.maddesi ile davalının, protokolün devamı maddelerinde yazılı teslimat ve ödemeleri yapmayıp taahhüt etmiş olduğunu, bu teslimat ve ödemelerin davacıların—–hisselerinin değeri karşılığı olarak davalı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, protokol gereği davalının yapması gereken ödeme ve teslimatlardan bir kısmının yerine getirilip bir kısmının ihtilaflı dahi olsa halledilmiş olmasına rağmen, iş bu davanın konusunu oluşturan taahhütlerin bu güne kadar yerine getirilmediğini, bu nedenle davalının taahhüt ettiği edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davacıların alacaklı olduklarını, bu edimlerin ——— tahsili için bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, protokol gereği yerine getirilmeyen edimlerin şunlar olduğunu, protokolün 2.maddesinin ——– davacıya teslim edilmediğini, bu hususta davacılar tarafından davalıya——–ihtarnamesini keşide ettiklerini, bu —– tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının gereğini yapmadığını, protokol gereği teslimi gereken ——- bulunan,——- dava tarihi itibariyle bir adedinin değerinin 22.500 TL olduğunu, bu nedenle iki adet ——- talep ettiklerini, aynı zamanda davalıya çekilen ihtar tarihinde —— sisteminin—— tarihinden itibaren dava tarihine kadar işlemiş bulunan ticari faizleriyle birlikte alacak talebinin mümkün olduğunu, bu nedenle mahkemeden terditli olarak borçlunun temerrüt tarihinden itibaren ———- işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasını veya 45.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istediklerini, protokün 2.maddesinin f bendinde “aşağıda sıralanmış işlerle ilgili işçilik masrafları hariç diğer masraflar ———- karşılanacaktır. Bu işler için tahakkuk edecek tüm nakdi alacaklar hisse bedeli karşılığı …——– idaresindeki ——- tarafından değil davacılar tarafından tahsilinin amaçlandığını, bu edime ilişkin olarak ise davacılara davalı tarafından işlerin tatbiki için vekaletname verildiğini, davacılar tarafından bu taahhüdün yerine getirildiğini, hakediş yapıldığını, ancak bu işten dolayı davacılara —– olan ilişiği nedeniyle ——olarak kesildiğini öğrendiklerini, davalının bir çok defalar eksik kalan davacıların hisseleri karşılığı alacaklı olduğu bedeli ödemesi hususunda uyarıldığını ancak sonuç alınamadığını, davacıların davalı tarafından taahhüt edilen ——- bunu talep ettiklerin belirterek sonuçta,—— davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline —— temerrüt tarihi—– temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, protokolün 2.bendi f fıkrasının b bendi gereğince ödenmesi gereken 62.000 YTL den ödenen kısım düşülmek suretiyle bakiye 32.940,41 YTL nin hakediş ödemesinin yapıldığı 06.08.2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte, olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili savunmasında özetle:, taraflar arasında 27.02.2001 tarihli protokolün imzalandığını, bu protokoldeki yükümlülüklerin bir kısmını yerine getirmeyen davacılara———– yükümlülükleri yerine getirmesini ihtarnamenin 1.maddesinde, —– zikredilen yükümlülüklerin yerine getirilmesini ihtarnamenin 3.maddesinde talep ettiklerini, ancak davacıların bunun gereğini yapmadıklarını, —– gereği edimini yerine getirmeyen ve bu şekilde mütemerrit duruma düşen davacılar aleyhine ——–sayılı davasını açtıklarını, davanın lehe sonuçlanıp kesinleştiğini, kararın ekte olduğunu, protokolün———–tarihindeki —— işlerinin davacılar tarafından yapılacağı, işçilik masraflarının kendilerince karşılanacağı, malzeme, ——-tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, protokolün bu düzenlemesi ve davacılara çektikleri ihtarnamelerin —— rağmen davacıların yapımını üstlendikleri —— işlerini yapmadıklarını, davacıların bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, zorunlu olarak bu işlerin ——- tarafından yerine getirildiğini, bu nedenle dava konusu işle ilgili protokol gereğini yerine getirmeyen davacıların alacak talep haklarının bulunmadığını, buna rağmen davacıların—— tahsil ettiklerini, bu nedenle —— davacılardan alacaklı olduğunu protokole göre davacılara doğrudan ve koşulsuz olarak 62.000 YTL ödeneceği taahhüdünün bulunmadığını, davacıların—— alabilecek iken edimlerini yerine getirmemeleri nedeniyle alacak taleplerinin haklı olmadığını,—— davalı tarafından davacılara verilmesi kararlaştırılan ——- sisteminin davalıya —– başlangıçtan ——- davacı tarafça alınması için bekletildiğini, davacı taraf kendisine teslim için ayrılan ——— almadığını, ——– bulunmadığını,—– belirtilen diğer —– tarafından bizzat alınmasına rağmen —– almadıklarını, bu konuda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını,—– — olağan dışı bir ——– masraf ——- bir iş olduğunu, kaldı ki davacıların davalıya başvurarak —– daha sonra alacaklarını belirttiklerini, ——– işyerinde durduğunu, aynen teslime hazır olduklarını, bu nedenle bedel talebinin haksız olduğunu, aradan beş yıl geçtikten sonra bedel ve faiz talebinin haksız olduğunu,—-olduklarını, davacının talep ettiği —– olduğunu, dava tarihindeki değerlerin keşfen tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, —– sözleşmesi kapsamında üstlenilen edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Dosyanın —-incelendiğinde; mahkememizce verilen ——- ilamıyla bozulmuş ve mahkememizce iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında kabul edilen 7251 sayılı kanunun 58. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bozma ilamında belirtildiği üzere bilirkişilerden dava konusu ——-davacılar tarafından yapılması gereken——– hesaplattırılarak bu ücretin protokol tarihinden sonra tahakkuk eden hak ediş bedelinden düşülerek davacıların tahsil ettiği miktarda dikkate alınmak suretiyle alacaklı olup olmadıkları hususunda oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan kök raporda davacının bakiye alacağının —— olduğu belirtilmiş, kök rapora yapılan itirazlar kapsamında ———- işleri birim fiyatı dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacıların davalıdan talep edebileceği—- iş bu ek rapor içeriği denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imza edilen ——— nedeniyle bakiye alacakları kapsamında bozma ilamında belirtilen hususlar dairesinde alınan bilirkişi raporlarında hisse devri sözleşmesine göre davacıların hisselerini davalıya devretmelerine karşın dava dışı şirketin alacak hakkının davacılar tarafından tahsil edilmesine karar verildiği, söz konusu hükmün TBK 19. Maddesi kapsamında yorumlanmasında davalının şirkette tek ortak olarak kaldığı nazara alındığında, şirketi temsilen——– alacak hakkının TBK 184. Maddesi kapsamında davacılara devredildiğinin kabulü gerektiği, şirketin ———- nedeniyle alacak hakkının bir kısmını davacılar tarafından tahsil edilmemesinin TBK 77/2 anlamında sebebin gerçekleşmemesi niteliğini haiz olması sebebiyle davacıların kavuşamadığı hakkını davalıdan talep edebileceği, bu kapsamda alınan ek raporda yapılan hesaplamada; protokolden sonra tahakkuk edilen hak ediş bedelinin 61.390,32 TL olduğu, davacıların tahsil ettiği miktarın 32,248,35 TL olduğu, kalan bakiyenin 29.141,97 TL olduğu, ancak————– işleri işçilik bedelinin %21,77 oranında olduğu kabul edilerek 61.390,32 TL nin iş bu orana hesaplanması suretiyle hesaplanan işçilik ücretinin ise 13.362,56 TL’nin bakiye bedelden düşülmesi suretiyle davacı alacağının 15.779,41 TL olduğu yönündeki bilirkişi heyet kanaatinin somut olaya uygun olduğu, dolayısıyla davacının söz konusu tutarı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan talep edebileceği; huzurdaki davada uyuşmazlık konusu olan ikinci hususun davacının protokole konu—— bedelinin talep hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, bu hususta yapılan değerlendirmede ise; protokole konu işlerin davacılara teslim edilmediği hususun ihtilafsız olduğu, bozma öncesi yapılan yargılamada, keşfen yapılan inceleme sonucuna göre——– halde ve kullanılamaz durumda olduğunun tespit edildiği, hurda nitelikte oldukları, her ne kadar davalı bu —–aynen teslime hazır olduğunu savunmuş ise de; alacaklının temerrütü hükümleri kapsamında—–herhangi bir yere tevdi etmemiş ve iyi muhafaza etmemiş olduğu, davacıları bu hususta temerrüte düşürmediği, alınan raporda her bir—– belirlendiği, dolayısıyla — davacılar tarafından davalıdan talep edebileceği; mahkememizce verilen ilk karar sonrasında yapılan temyiz incelemesinde, bu talep yönünden verilen karar içeriğine yönelik bozma gerekçesi belirtilmemiş ise de; mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiğinden bu hususta hükmün icrası da değerlendirilerek, davada ikinci uyuşmazlık konusu olan vinç bedelleri yönünden de önceki verilen karar gibi 11.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş ve dava değeri olan tüm bedel dikkate alınarak; davacının iddiasını kısmen ispat ettiği kanaatine varılarak; davanın kısmen kabulü ile 26.779,41 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 26.779,41 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 2.289,79 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.053,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.236,79 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından tarafından yapılan 1.064,20-TL ilk masraf, 608,05 TL tebligat ve müzekkere gideri, 5.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.472,25‬ TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.665,50 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 84,40 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 55,42 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli .——esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli .—- esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.