Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/560 E. 2020/198 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/560
KARAR NO : 2020/198

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/10/2014
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davalı, müvekkilim … hakkında —- esas sayılı icra takip dosyası ile kambiyo yolu ile icra takibi yapıldığını, Davalı taraf —- borçlanmış olduğunu bonodan dolayı bir kaç ay sonra … (müvekkilin yeğeni) tarafından —— alacağını alamayınca iş yerlerinin basıldığını ve tehditle ve zorla müvekkilinin icra takibine konu olan bonodan dolayı kefil yapılmıştır. Müvekkilinin takibe konu olan senetleri kendi hür iradesi altında değil baskı ve tehdit altında davalı tarafından imzalattırıldığını. Müvekkilinin bu konu ile ilgili olarak şikayette bulunduğunu fakat kendisi tehdit edildiği için şikayetten vazgeçirildiğini halen tehditlere devam edildiğini.Davalı tarafından müvekkilinin tehdit edilerek icra takibine konu bonoya müvekkilinin müteselsil kefil, bononun tanzim tarihinden birkaç ay sonra iş yerine gelinerek imza attırılmış olduğundan zorla attırılmış imzadan dolayı iradesi sakat olduğundan müteselsil kefaletin geçersizliğine ve icra takibine konu dosyadan ve bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, Mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar, takibe silah zoruyla ve darp kullanarak zorla senet imzalatıldığı iddiası ile itiraz etmişlerse de —- karar sayılı kararı ile müvekkilim hakkında üzerine atılı tehdit suçundan —- verildiğini, edimin ödenmemesinden kaynaklanan ihtilafın hukuki nitelikte olduğu anlaşıldığından müvekkilinin özel hukuka ait haklarının mahfuz kalmasına ve bu hususta ait olduğu mahkemesinde dava açmakta ve icra takibi yapmakta muhtariyetine karar verildiğini, davacıdan haksız kazanç elde etmek istendiği iddiasının yersiz, mesnetsiz olduğu, açılan dava sadece tahsil aşamasına gelen borcun tahsilini uzatmaya matuf gerçekle bağdaşmayan iddialara dayalı olduğundan reddinin gerektiğini. Davacının takibe itiraz etmediği veya şikayet etmediği, tehdit edildiği iddialarının ise gerçekle bağdaşmadığından yersiz ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin—– karar sayılı bozma ilamında; dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerektiği, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, dava 6098 sayılı TBK’nun 39. maddesine dayanılarak korkutulma sonucunda senet imzalatıldığı iddiasıyla açılmış ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda senedin keşidecisi olan dava dışı——- tanık sıfatıyla verdiği ifadesine dayanılarak hüküm oluşturulduğu, adı geçen tanığın ifadesi, ——- kararı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde somut olay bakımından TBK’nun 39. maddesinde hükme bağlanan iradeyi bozucu hallerden “korkutulma” unsurunun oluşmasına yeterli ve inandırıcı görülmediğinden yerel mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş ve hükmün bozulması gerektiği, açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiş olduğu görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; Beykoz İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasına konu senedi baskı ve tehditi altında imzalanması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 07/04/2015 tarihinde verilen hüküm Yargıtay —– hukuk Dairesinin ———- karar sayılı ilamı ile somut olayda, dava 6098 sayılı TBK’nun 39. maddesine dayanılarak korkutulma sonucunda senet imzalatıldığı iddiasıyla açılmış ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda senedin keşidecisi olan dava dışı —- tanık sıfatıyla verdiği ifadesine dayanılarak hüküm oluşturulduğu, adı geçen tanığın ifadesi, —– vermiş olduğu takipsizlik kararı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde somut olay bakımından TBK’nun 39. maddesinde hükme bağlanan iradeyi bozucu hallerden “korkutulma” unsurunun oluşmasına yeterli ve inandırıcı görülmediğinden yerel mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş ve hükmün bozulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Yargıtay bozma ilamına uyulması halinde bozma ilamı mahkemeyi bağlayıcı niteliktedir, mahkemenin görevi bozma ilamı gereğinin yerine getirilmesidir, uyulmasına karar verilen ilamda açıkça davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi dışında usul veya esasa yönelik bir iş yada işlem yoktur. Kaldı ki bir önceki celsede HMK’nın 184. maddesi gereğince taraflardan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verilmiş, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edilmiş olup davacı vekilinin talebi doğrultusunda sözlü yargılama için gün tayin edilmiş, HMK’nın 186/2. Maddesi gereğince sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. Bu kapsamda davacı vekilinin sözlü yargılama aşamasındaki yemin teklifinin esasa etkili olmayacağı da gözetilerek reddine ve neticeten davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca dava alacaklı lehine sonuçlanmış ise de davalı vekilinin icra inkar tazminatı yönünden cevap ve cevaba cevap dilekçesinde talebinin bulunmadığı yine dosya kapsamında tedbir taleplerinin reddine karar verildiği anlaşıldığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 2.227,50 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 2.173,10 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 187,0 TL dosyanın Yargıtay’a gönderilme ücreti ve tebligat ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——–esaslara göre belirlenen 18.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333.maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..