Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/552 E. 2023/936 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/552 ESAS
KARAR NO:2023/936
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29.08.2019
KARAR TARİHİ: 28.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin,—– yerleşik davalı —–çapında aldığı anahtar teslim projeleri emanet ettiğini, davalı —— teknik montaj ve mühendislik hizmetlerinden yararlandığını, davalının da bu hizmetler karşılığında davacı —-çeşitli faturalar keşide ettiğini, Başta yapılan anlaşma bu şekilde olmakla birlikte, davacı, —-çapında yapılan işlerin teknik kısımlarını davalı —– yaptırdığını, bir ortak gibi işleri sürdürdüğünü, davacının, bir süre sonra, —– bir fabrika tutarak, davalı şirketin yetkilileri dahil tüm işçilerini —- ayında kendi bünyesine aldığını, tüm çalışanların —-fabrikada çalışmalarını sağladığını, böylelikle, —- ortakları, yetkilileri/temsilcileri dahil tüm çalışanları davacı müvekkil bünyesine geçtiğini ve——-olarak davacının çalışanı haline geldiğini, davalı ile davacı ——tarihinde dört adet taşeronluk sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşmelerin,——- Sözleşmesi olduğunu, davalı —- davacı ——– adına taşeron olarak verdiği teknik hizmetler karşılığında dava konusu faturalar düzenlediğini, işbu dava dilekçesi ekinde yer alan faturaların, işin aksamaması, davalının davacı adına sahada teknik hizmet vermesi nedeniyle, taraflara arasındaki cari hesap üzerinden de zaman zaman davalıya fatura bedellerinin bir kısmı ya da tamamının ödendiğini ve ticari ilişkinin devamının sağlandığını, buna göre davalının filleri, tüm faturalar, stoklar, sahada yapılan işlerin incelendiğini ve davacının kendi iç denetimi sonraşında, davalı tarafından düzenlenen ve davacıya kesilen hatta davacı tarafından tamamen yada kısmen ödemesi yapılan fatura bedellerinin gerçek dışı olduğunu, davalının fatura bedellerinin hataen olamayacak şekilde fahiş derecede yüksek gösterildiğini, gerçekte verilmeyen mal ve hizmetlerin de fatura edildiğinin tespit edildiğini, buna göre davalının filleri, tüm faturalar, stoklar, sahada yapılan işler incelendiğini ve davacının kendi iç denetimi sonrasında, davalı tarafından düzenlenen ve davacıya kesilen hatta davacı tarafından tamamen yada kısmen ödemesi yapılan fatura bedellerinin gerçek dışı olduğunu, tüm bu nedenler ve Mahkemece doğrudan gözetilecek nedenlerle, fazlaya dair ve cezai şikayette bulunma ve ——- ihbarda bulunma hakkı saklı kalmak üzere; İİK. mad. 72/11. Maddesi uyarınca, davanın kabulü ile, belirtilen nedenlerle, davalı tarafından düzenlenen faturalardan dolayı müvekkilin borcunun bulunmadığının tespitini, söz konusu faturalar ile taraflar arasındaki cari hesabın icra takibine konu edilmemesine karar verilmesini, yargılama giderleri, tüm masraflar ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, müvekkili ile olan ticari ilişkisinde özetle müvekkilin kesmiş olduğu faturaların fahiş olduğunu ya da gerçekte verilmeyen mal ve hizmetlere dair faturalar kesildiği iddiası ile iş bu haksız ve mesnetsiz davayı açmış olduğunu, davanın reddi gerektiğini, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, genel haciz yoluyla yapılacak takibe itiraz etme hakkı bulunduğunu, ———- dosyasından başlattıkları icra takibine itiraz ettiklerini ve takibi durduğunu, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki tüm dava konusu işlerin taraflar arasında müzakere edildiğini, fiyatlar dahil tüm yapılacak işlerin sözleşmeye bağlandığını, sözleşmeye bağlanmış olan işlerin müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, yapılan işlerin ön kabulleri davacı şirketin, ana işveren —- denetim ve kontrol yapan ———- tarafından verildiğini, geçici kabullerin yapıldığını, bu işlere dair faturalar kesilmeden önce davacı şirketin yetkilileri ile gerek sözlü gerekse e-mail üzerinden fatura içeriklerinin mutabakatının yapıldığını, bunun üzerine faturaların kesildiğini ve davacı şirkete teslim edildiğini, buna rağmen davacı şirketin, işlerin yapımından ve faturaların tesliminden yıllar sonra sırf müvekkiline olan borcunu ödememek için iş bu haksız ve mesnetsiz davayı açtığını, genel olarak davacının taleplerine karşı zamanaşımı itirazında bulunmakla birlikte; müvekkili şirketin, yapmış olduğu işlere dair faturaları davacı şirkete teslim etmesine, faturaların davacı şirket ve müvekkil şirket tarafından kayda girilmesine rağmen davacı şirketin yasal süre içerisinde faturalara itiraz etmediğini ya da faturaları iade etmediğini, müvekkili şirketin, davacı şirketle yapmış olduğu sözleşmeler gereği yapmış olduğu işleri davacı şirkete teslim ettiğini, davacı şirketin teslim tarihinden bugüne kadar bu işlere dair bir itirazı olmadığı gibi yasal süre içerisinde eksiklik ya da ayıp ihbarında da bulunmadığını, müvekkili şirketin yaptığı işlerin, davacı şirkete işveren ana işverenlere de teslim edildiğini, ana işverenler tarafından da müvekkili şirkete ya da davacıya yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, müvekkili şirketin ticari ilişkisi ve yaptığı işin davacı şirketle olduğunu, davacı şirketin asıl işverenlerle yaptığı sözleşmeleri ne şekilde yaptığını ve hangi şartlarla çalıştığını bilmediklerini, bunların müvekkilini de ilgilendirmediğini, davacının herhangi bir delili olmayan afaki iddialarda bulunduğunu, müvekkilinin davacıyla yaptığı sözleşmeler ve bu sözleşmeler çerçevesinde müvekkilinin davacıya yaptığı işlerin ortada olduğunu, sonuç olarak müvekkil şirketin davacı şirkete yaptığı tüm projelerin, teknik bilirkişi tarafından tek tek incelenmesi durumunda görüleceğini, fahiş bir faturalandırma yapılmadığını, piyasa bedelinin çok çok altında bir hizmet bedeli konulduğunu ve faturalandırma yapıldığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin, davacı şirkete işler yaptığını, davacı şirketin müvekkilinin yaptığı bu işler dolayısıyla kazanç elde ettiğini, bu işlerin paralarını tahsil ettiğini, fakat müvekkilinin alacak hanesi gitgide artmaya başlayınca gel birlikte daha fazla iş yapalım vaatleriyle müvekkilini kandırdığını, müvekkilinin alacak kalemleri 1.000.000-TL’nin üzerine çıkınca önce bugün yarın ödeyeceğim diye müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin artık yasal işlem başlatacağım dedikten sonra da müvekkile ödeme yapmamak için ve müvekkili oyalamak için müvekkilince yapılmış olan icra takibine itiraz ettiğini, işbu haksız ve mesnetsiz davayı açtıklarını, müvekkili şirketin, davacı şirkete yapmış olduğu işlerden dolayı tahsilat yapamamış olması dolayısıyla da piyasaya borçlandığını ve ciddi mağduriyetler yaşadığını, davacı şirketin açmış olduğu haksız ve mesnetsiz bu davanın reddi gerektiğini, tüm bu nedenler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddini, yüzde 20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı vekili; davalı ile —— taşeronluk sözleşmesi imzaladıklarını, davalıya işin devamı için hak ediş ödemeleri yapıldığını, ancak ödemelerin yapılmış olmasının davalıyı iş yapma borcundan kurtarmadığı, davalının yapmadığı işler için fatura kestiğini fark ettiklerini beyan ederek şimdilik 200.000,00-TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiş; davalı vekili ise; bahsi geçen sözleşmeden kaynaklı alacakları için takip başlattıklarını, davacının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, kendilerinin de —- sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, davanın halen derdest olduğunu, davacının hukuki yararı olmadığını, kaldı ki davacının faturalara itiraz etmediğini ve ayıp ihbarında bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. ——esas sayılı dosyası uyap üzerinden istenmiş, dosya arasına alınmış ve incelenmiş; davanın —- sayılı takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, —–esas sayılı dosyasında; alacaklının dosyamız davalısı, borçlunun dosyamız davacısı olduğu, takibin 25/07/2019 tarihinde başlatıldığı, dosyamızın davacısının 29/07/2019 tarihli itirazı ile takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali için dava açtığı, icra dosyasındaki borcun sebebinin cari hesap alacağı olup, dosyamızdaki davacı iddialarına esas cari hesap ilişkisi ile aynı hukuki ilişkiye dayandığı anlaşılmıştır. Kanun koyucu tarafından HMK 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup HMK 114/1-h fıkrasında dava açmakta hukuki yararın bulunması hususunu dava şartı olarak kabul etmiştir.Alacaklının, itirazın iptali davası açmasından sonra, borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Çünkü borçlu, itirazın iptali davasına karşı vereceği cevap layihasında borçlu olmadığı savunmasını ileri sürebilir; açılmış ve görülmekte olan bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur.——–Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldıktan sonra borçlu olan davacı tarafından menfi tespit davası açılmasında davacı-borçlunun hukuki yararının olmadığına kanaat getirilmiş, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 269,85-TL karar harcının HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.415,50-TL peşin harcın, alınması gereken 269,85-TL karar harcından mahsubu ile artan 3.145,65-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 269,85-TL karar harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından başvurma harcı, vekalet harcı, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 201,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından vekalet harcı gideri olarak sarf edilen 26,40-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 32.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilini e duruşma ile yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28.11.2023