Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/55 E. 2022/890 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/55 Esas
KARAR NO : 2022/890

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı——- ———-, ———- çıkan tamiratlar, —– —- gibi ilave işleri yaptığı, yapılacak bu işler için taraflar ——– kaldığı, davacının —- edimini eksiksiz yerine getirmiş, ancak; davalı ——— ödeme yapmış,—- ödendiği, davalı şirket, ödeme taleplerini yerine getirmediği —–ihtarnameyi —–ödemeden kaçınmak için bir kısım ayıp ve eksik ———— Bu nedenle hem yapılan işlerin neler olduğu ve bedellerinin tespiti ile iddia edildiği gibi eksik ve ayıplı iş olup olmadığının belirlenmesi bakımından— müracaat edilmiş ve ———sayılı dosyayla mahallinde keşif icra edilmiş ve rapor alındığı, davacının belirtilen edimlerini eksiksiz yerine getirmiş —— davalı şirkete ————– açıldığı için, teslim konusunda esasen bir ihtilaf yoktur. ancak davalı, bakiye ücreti ödeme——– süresinde yapılmadığını iddia ettiği ki bu iddia haksız ve dayanıksız olduğu, yargılama sonucunda gerçek durum anlaşılacağı, belirtilen işler yapıldıktan sonra başka taşeronlar da çalışmalara başlanacağı ve ————- dışında ilave işleri de yapmamızı davacıdan talep etmiş ve talep üzerine sözleşme dışı ek işler ifa edildiği, kendi edimini tam ve eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı yüklenici karşı edim olarak ücret borcunu ifa etmediği, mutabakata göre ——— ısrarlı taleplerimize rağmen bugüne kadar ödememiş, aksine; müvekkilime ——————- ihtarnameyi gönderdiği, davalının eser ücretini ödememesi nedeniyle büyük bir mağduriyete uğradığı, bir kısım işler için çalıştırdığı işçilerin ve—– ödeyemediği, dolayısıyla bakiye ——-hüküm altına alınmasını talep ediyor ve davamızı kısmi dava olarak ikame ettiği,—- kaynaklanan bakiye alacağımızın şimdilik ————– tespit tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle bir- likte davalıdan tahsiline,işbu talebimizin HMK’nun 109.maddesi gereğince kısmi dava olarak kabulüne, faiz ile karşılanmayan munzam zararımıza karşılık şimdilik —- dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte davalıdan tahsiline; —– yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne; — geçici talep sonucu olarak bildirildiğine, kesin talep sonucunun mun- zam zararın tespitinden sonra mahkemeye bildirileceğine, —- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte hüküm altına alınmasına, masraf ve ücret-i vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; dava eser sözleşmesinden kaynaklı olup, müvekkilinin —– davacının gerçek kişi olduğundan, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu sebeple Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi ve huzurdaki bu davayı usulden reddetmesi gerektiğini, bununla birlikte davacının manevi tazminat talebinde de bulunmuş olduğunu, bu talebin hiçbir şekilde ticari iş bağlamında değerlendirilemeyeceği Asliye Ticaret Mahkemeleri’ nin görev alanında olamayacağı izahtan vareste olup, bu nedenle de davanın usulden reddi gerektiğini ve bunun taraflarınca talep edilmekte olduğunu, talep edilen alacak miktarı belirlenebilir olup; işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hukuki yarar yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının dava dilekçesinde beyan ettiği üzere tarafların yapılacak ————– anlaşmış olduklarını, Müvekkili tarafından ————-, bakiyenin ödenmediği işbu nedenle de huzurdaki davanın açıldığının iddia edilmiş olduğunu, buradan da anlaşılacağı üzere davacının alacak talebi belli ve belirlenebilir olduğunu, Dolayısıyla talep ettiği tazminat tutarı davacı tarafından net olarak belirlenebilir iken 100.000 TL üzerinde oluşturulan talep hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olup reddinin gerekmekte ve taraflarınca reddin talep edilmekte olduğunu, netice olarak davacının talep ettiği tüm alacak kalemlerinin yapılacak basit hesaplamalarla belirlenebilir olduklarını, davacının yüklendiği işi gereği gibi yerine getirerek müvekkiline teslim etmediğinden müvekkilinin ücret ödeme borcu doğmamış olduğunu, Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere eser sözleşmelerinde ücretin muaccel olduğu tarihin teslim tarihi olduğunu, ücret alacağının muacceliyet kazanması için eserin ayıpsız ve akde uygun şekilde tamamlanmış olması ve tesliminin gerektiğini, davacı üstlendiği tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiği iddiasındaysa da bu iddianın gerçeği yansıtmamakta olduğunu, davacı tarafın alçıpen olarak kullanacaklarını ——— kullanılmamış olup, bu markalar yerine kalitesi düşük, ———– kullanmış olduğunu, işin ayıplı bir iş ve işin yapıldığı tarihe istinaden faturayı sunmalarının gerektiğini, ——— kalitesiz olması nedeni ile ———sıkıntılar yaşanmış olup ——— olduğunu, yapılan —— ———– olduğunu, —- —- olmadığını, —– ——- oluştuğunu, davacı sözleşme kapsamında —– yapmadığı————– firma tarafından — olduklarını, müdahale —- ayıplı ve halen tamamlanmamış olduklarını———– olduklarını, ——— yapılmamış olup, —–, —- — kaynaklı sıkıntılar olduğunu————, sözleşme eklerinde işin uygulamasında kullanılacak malzemeler belirlenmiş olup belirtilen malzemeler kullanılarak——– teslim edilmesi gerekirken davacı taahhüt etmiş olduğu işi süresinde teslim etmediği gibi birçok uygulamada da —- söz konusu olduğunu, tüm bu işlerin halen tamamlanmamıştır——devam ettiğini, bununla birlikte———– bulunmamakta olup tüm bu işleri davacının taşınmazın mal sahibinin ——— olduklarını, bu işlerin tamamı mal sahibine ait olup sözleşmede yer alan işlerden olmadıklarını, —– —– davacının yaptığını iddia ettiği işlerin bedelinin taraflarından talep edilmesinin mümkün olmadığını, ————-ile davacı arasında —- —- alma ve — imzalanmış olup, bu sözleşmenin 15. Maddesinde gecikme cezasının düzenlenmiş olduğunu, bu maddeye göre yüklenici işin teslimini — %06 —- denilmekte olduğunu, aynı sözleşmenin 7. Maddesinde işin teslim süresi belirtilmiş olup —–tarihinde, ————-edilmesi gerekmesine karşın davacıdan kaynaklı sebeplerle işin halen bitirilmemiş olduğunu, bu sebeple davacının sözleşme hükümlerine göre cezai şart ödemek zorunda olduğu açık olup, Mahkemece davacının taleplerinin kabulüne karar verilmesi halinde söz konusu cezai şart alacaklarının mahsubunu talep ettiklerini, manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını, haksız ve kötüniyetli zenginleşme ————– taleplerinin reddinin gerektiğini, Davacı her ne kadar işçilerinin ücretini ödeyemediğini bu nedenle manevi zarara uğradığını iddia etmişse de öncelikle bu iddiasını ispata davet ettiklerini, zira bu hususun işçilerinin kayıtlarını — hesap bilgilerinin incelenmesi ile açıklığa kavuşabileceğinin açık olduğunu, bununla birlikte asıl mağdur olanın, — velilerine karşı itibarı zedelenen müvekkili olduğunu, —- konusu uygulamalar zamanında yapılmadığı için diğer —-tarafından yapılması gereken işler gecikmeye uğramış olup bu sebeple müvekkilinin kayıt dönemine kadar hazır olmaması sonucunun doğmuş olduğunu, müvekkilin kayıt döneminde hazır olmaması sebebiyle——- durumun veliler üzerinde ciddi güvensizlik yarattığından kayıtların alınamamış olduğunu ve nihayetinde müvekkilinin ciddi şekilde zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin tüm çalışma boyunca işin bir an önce bitirilmesi için elinden gelen özveriyi gösterdiğini, davacı tarafın işlerin yapılması boyunca ———– ve uygulamasına yönelik yeterli personele sahip olmadığından sorumluluk alanları içinde bulunmamasına ——olup, buna rağmen ileri sürülen taleplerin tam anlamıyla kötü niyetli olduklarını, davacı kendi kusurundan faydalanmaya çalışmakta olup, bunun ise hukuken mümkün olamayacağının açık olduğunu, hiç kimsenin kendisinin sebep olduğu zararı başkasından talep edemeyeceğini savunarak, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, davacı tarafından açılan davanın öncelikle belirsiz alacak davası açılamayacağından usulden reddine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilemesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında kurulan yazılı eser sözleşmesi kapsamında yüklenici olan davacının anlaşmaya uygun eser meydana getirip getirmediği, ayıplı eser teslimi yapıp yapmadığı, davalının ayıp bildirimini TBK 474.maddesi uyarınca süresinde yapıp yapmadığı, davacının davalıdan muaccel alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı munzam zararın oluşup oluşmadığı, manevi tazminat koşıullarının oluşup oluşmadığı noktalraında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
——- sayılı tespit davası dosya aslının mahkememiz dosyası arasına fiziken celp edilmiştir.
Mahkememizin ——– kararı gereğince dosyanın bir mali müşavir,——-ile bir sözleşme denetleme uzmanı bilirkişiye tevdii edilerek rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- raporda özetle; her türlü hukuki tavsif ve— üzere, dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların Ticari Defterlerindeki kayıtları—- üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı yanın Davalı ——aleyhine ikame etmiş olduğu işbu alacak davasında; raporda detaylı açıklamalarda ve raporun —- özetlendiği şekliyle, rapordaki —- Davalı—– —- görüldüğü, davacı yüklenici tarafından davacı —- taraf için —— —— olduğu, hak ediş bedelinin —- olduğu, davacı tarafından yapılan —-sebebiyle özellikle —— ———-yapılması gerektiği, —- —- olduğu, hayati tehlike arzettiği—- fiyatlarıyla) sadece ————– yapılabilmesi—– bulunmuş olduğumuz — —- bedeli —- katıldığında ve belirtilen eksikliklerin —– hesaba katılırsa —– anlamında, davalı——— davacı tarafa hakediş borcu olmadığı sonuç ve kanaatlerine varıldığına dair rapor düzenlenmiş olduğu görülmüş, Alınan raporun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve açıklayıcı ve denetime elverişli olduğu görüldüğünden heyet raporu hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin —- duruşmasında davacı vekili tarafından reddi hakim talebinde bulunulduğu, hakimi reddi talebinin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından —- ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilip dosyanın mahkememize gönderilmekle yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı———- bulunan——————— ortaya—–işleri yaptığını ve yapılacak —–ücret konusunda anlaştıklarını, davacının sözleşme gereği tüm edimini eksiksiz yerine getirdiğini ancak davalının ise bir kısım ödemede bulunduğunu, bakiye ücreti ödemediğini ve —– ödemeden kaçınmak için bir kısım ayıp ve eksik işlerden bahsederek kendilerine ihtarname gönderildiğini iddia ederek mahkememizde iş bu eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasını açtığı, davalı tarafın ise her ne kadar cevap dilekçesi süresinde değil ise de HMK gereğince davacının tüm iddialarını inkar etmiş sayılacağının kabulü ile ayrıca davacının sözleşmeden doğan edimlerini ayıplı ve eksik yerine getirdiğini savunduğu, davacının mevcut davadan önce ise ——keşif icra edilerek ve rapor aldırıldığı, alınan değişik iş raporunda tespite konu yapının kullanılabilir durumda olduğu, —– bulunan —- arıza, eksik ve ayıp durumunun bulunmadığı, —- görünen —- —- kullanımına bağlı olarak normal kabul edilebilecek —- tespit edildiği bu kısımların da —–edilebilir olduğuna dair tespitlerin yer aldığı, tarafların yapılan tespitlere itirazı olduğu görülmekle mahkememizce bilirkişilere mahallinde inceleme yetkisi verilerek dosya teknik ve mali incelemeler yönünden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor alınmıştır. Alınan raporda —— tarafından ve tarafların ——- kusurlarının — gözle görüldüğü,— mevcut durumu itibariyle tehlike arzettiği, — sebebiyle ayrıca önem arzettiği,— görülür bir hal aldığı,—- olabileceği, — anlamında tekrardan ciddi bir güçlendirme gerektirdiği ve davacı tarafından yapılan — gereken teknik şartnamelere, normlara uygun yapılmadığı ve işlerin geçici kabul aşamasına dahi getirilemediği, davacı tarafından davalı tarafa sözleşme gereğince yapmış olduğu —olduğu, davalı tarafından —ödemenin yapıldığının tespit edilmesi karşısında TBK’nın 470. maddesinde eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. şeklinde tanımlanmış olup iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bu sözleşme gereğince yüklenicinin, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, —–yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlü olduğu, kimsenin edimini yerine getirmeden karşısındakinden alacağını isteyemeyeceği dolayısıyla davacının davalıdan alacağını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar harcından davacı tarafça peşin ve sonradan yatırılan 1.810,22-TL harcın mahsubu fazla alınan 1.729,52‬‬-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- esaslara göre belirlenen —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..