Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/539 E. 2021/542 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/539 Esas
KARAR NO : 2021/542

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 28/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin alacağının tahsili için —– ile icra takibi yaptığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğu, davalı sipariş ettiği malları teslim aldığını, takip ile takip edilen faiz oranının kanuna uygun olduğu, davacı şirketin alacağının likit ve muayyen olduğunu belirterek davalı borçlunun—–sayılı takibine vaki haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkilinin likit ve muayyen alacağına haksız, kötü niyetli, alacaklarını sürüncemede bırakmak kasdıyla itiraz ettiğinden davalı borçlu aleyhine takibe konu bedelin %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin—- olması gerektiğini, —- görüşmelerine katıldıklarını, davacı şirketin iddia ettiği borcun davalı şirket tarafından ödendiğini, müvekkili firmaya açılan——. Sayılı icra dosyasına konu borcun ödenmiş olması nedeniyle, haksız ve kötü niyetli yapılan bu takibin kaldırılmasını, dava konusu borcun %20 sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturaların gönderildiğini, fatura ve cari hesap alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıya —— takip dosyası ile açılan ve talep edilen tüm alacaklarının ödendiğini, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—— dosyasının celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —— kayıtları celp edilmiş, tarafların ticari defter incelemesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi raporu ve ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
——-tarihli bilirkişi raporunda özetle; …”Davacı şirket tarafından —– ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, dava konusu ile ilgili defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı defterlerinin —- uygun olduğu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, Davalı şirket tarafından ibraz edilen—– İlişkin ticari defterlerin; T T K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, ancak envanter defterlerinin yazdırılmadığı, davalı defterlerinin——- bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile —–Tebliğlerine uygun OLMADIĞI, davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde bulunduğu, Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı şirketin davalı şirketten —– düzenlediği karşılığında davalı şirketin davacı—– fatura düzenlediği, davalı şirketin davacı şirkete toplam 5.687,79,-Euro ödeme yaptığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten —– olduğu, Davacı şirketin davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne dair dava dosyasında herhangi bir belgenin olmadığı, faturaların üzerinde vade tarihinin olmadığı, davalı şirketin daha önceki ödemelerin 1 yıla yakın vadeli olarak ödendiği tespit edilmiş olup takip öncesi işlemiş faizin talep edilemeyeceği kanaatine varıldığı ancak Sayın Mahkemenizin kanaatinin aksi yönde olması durumunda —– açılan mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile—-, Davalının itirazlarının kısmen ya da tamamen iptali hususunun —— nihai takdirlerinde olduğu, Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutannın infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiş, Mahkememizin —–kararında davacı vekilinin raporu karşı itirazları kapsamında değerlendirilme yapılması için ek rapor alınmasına karar verilmiş, ek rapor alınmıştır.
14/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…davacının davalı adına düzenlemiş——- olan tüm faturaları, davanın taraflarının ——– tarafların beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, dava dosyasında bulunan 14/08/2020 tarihli kök rapordaki görüşünün değişmediği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura—- açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça dava konusu alacağın ödendiği iddia edildiğinden, bu aşamada davalının ispat yükünü üzerine aldığını ve dava konusu alacağın davacıya ödendiğini ispat etmesi gerekmekte olup, dava konusu alacağın davacıya ödendiğini ispat yükü davalı taraftadır.—- Karar sayılı ilamı)
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmadığı sabit olduğundan anılan ticari defterlerin davalı lehine delil vasfı taşımadığına mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Dosya kapsamında davacı taraf iddiaları dikkate alınarak dosya alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmış, alınan ek rapor taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, taraflarca süresi içerisinde bilirkişi ek raporuna itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, ——süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Taraf vekillerinin 17/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği tarafların bilirkişi ek raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir.
Ayrıca hemen belirtmek gerekir ki, davalı davacı tarafça ileri sürülen cari hesap alacağına konu faturaların tamamını ——- bildirdiği alınan bilirkişi raporu ile sabittir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının ödeme iddiası ve dava konusu faturaları —— bildirmesi sebebiyle ispat yükünü üzerine aldığı, dosya kapsamında davalı tarafından dava konusu alacağın ödendiği ve sona erdiğine ilişkin herhangi bir delilin sunulmadığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmaması sebebiyle lehine delil vasfı taşımadığı anlaşılmakla davacının dava konusu alacağa hak kazandığı, dava açılmadan önce davalının temerrüde düşürülmemesi sebebiyle davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalının ———–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 2.492,14 Euro asıl alacak ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Euro cinsinden para miktarına takip tarihinden talebi aşmayacak şekilde —- uygulanacak faizi üzerinden takibin devamına, davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır—– konu alacağın cari hesap alacağına dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacağın icra takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak değerini (———– Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
———-sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, harç ve vekalet ücreti, dava konusu —- tarihindeki —- karşılığı üzerinden belirlenmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının ————esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 2.492,14 Euro asıl alacak ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Euro cinsinden para miktarına takip tarihinden talebi aşmayacak şekilde —— uygulanacak faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın icra takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak değerinin %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.778,83-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 233,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.545,56-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 233,27-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri ve kabul ret oranına göre 263,99-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan, 1.056,01-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 65,20-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.050,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.166,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 932,81-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden———- yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli —— 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.882,56-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden —– sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli —— 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.