Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/528 E. 2020/412 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/528 Esas
KARAR NO: 2020/412
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 20/08/2019
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin mirasçısının icra dosyasında dosya borcunu haricen ödeyen —— İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasında alacaklı ———— tarafından, borçlu davacı müvekkili hakkında ilamlı icra takibi başlatıldığını, ilamı veren —– Asliye hukuk Mahkemesinin ——– sayılı dosyasında temyiz ettiğini, —– tarafından bozulduğunu, mahkeme tarafından yeni esas alındığını, belirlenen duruşma gününde davalı ———-Davacı sıfatıyla duruşmaya gelmedikleri ve takipsizlik kararı verildiği ve dosya kesinleştiğini, dosyanın Yargıtay incelemesinde iken, davalı tarafından icra işlemleri yapılmış ve bu nedenle müvekkillerinin murisinin taşınır taşınmaz mallarına rehin koyduğu rehini kaldırmak üzere dosya borcunu ödendiğini, hacze konu ilam —— tarafından bozulması nedeniyle ödemeye konu ilam ortadan kalktığını, ancak —– İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasında verilen miktarın celbi talep edilmiş ancak davalı tarafından ödenmediğini, bu alacağın tahsili için ——İcra Müdürlüğünün ———esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, takibin devamına, itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat talepleri hak düşürücü süre içerisinde talep edilmediğini, müvekkili şirkete yapılan ödemeler icra baskısı ile olmadığını, icra takibi aşamasında borç tutarında yapılan indirim sebebiyle borçlu ile varılan anlaşma/ sulh çerçevesinde gerçekleştiğini, davacı murisine verilen ibraname neticesinde davaya konu icra takibiyle ilgili hiçbir hak ve alacağının kalmadığından itirazın iptali davasına devam etmenin hukuki menfaatinin bulunmadığını, hukuki menfaat sahibi olduğunu iddia eden karşı tarafın davaya devam etmesi gerektiğini, öncelikle davaya dayanak istirdat talebinin hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davaya konu temel uyuşmazlığın, mahkememiz davalısı sigorta şirketinin iş yeri —– düzenlediği sigortalısı dava dışı ————- kiracısı olduğu iş yerinde meydana gelen —— tarihli yangın sebebi ile sigortalı mahal ve mahalde bulunan emtialarda meydana gelen hasar sebebi ile sigorta şirketinin, sigortalısı kiracı şirkete yapmış olduğu ödemeye ilişkin, yangının elektrik tesisatından kaynaklanması sebebi ile yangından kiraya veren depo maliki ——– sorumlu olduğu iddiasıyla —- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——- sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne karar verilmesi ve sigorta şirketinin bu ilama dayalı olarak —– İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyasında takip başlatması ve takip borcunun —— sebebi ile mirasçıları tarafından ödenmesi ancak —— Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kabul kararına karşı ———— vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması ve ———–sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle kararın bozularak mahkemesine gönderilmesi ve ———- Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından —— tarihine verilen görevsizlik kararına ilişkin yasal süre içerisinde gönderme dilekçesi verilmemesi üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu kararın da kesinleştiği , mahkememiz davacıları ———- mirasçıları tarafından da ilama dayalı olarak yapılan ödemenin ilam ortadan kalktığı için davalı sigorta şirketinden tahsili için başlatılan takibe , davalı sigorta şirketi tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlanmış ve yöntemine uygun olarak ön inceleme duruşması yapılarak taraf iddia ve savunmaları kapsamında öncelikle dava şartları incelenmiştir.
TTK.’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır.
————- kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur”. Nitekim mahkememiz davasının temelini oluşturan ———– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararda aynı gerekçeler ile görev yönünden ——— tarafından bozulmuştur.
Mahkememizdeki somut davada , davacılar hasar ödemesine konu yangının meydana geldiği yerin maliki- kiraya vereni olan ——– mirasçıları olup, davalı taraf ise yangının meydana geldiği yerin kiracısı olan dava dışı şirketin , iş yeri paket sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketidir. İstirdatı istenen paranın ödenmesine konu uyuşmazlık haksız fiilden, neticede, çıkan yangının davalının sigortalısının yahut davacıların mirasçısı malikin, binanın kullanım kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususuna ilişkindir. Davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı——————–Burada davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme sigorta poliçesine dayalı olup, ödeme yapmasının sebebi sigortalısı dava dışı şirket ile arasındaki ilişki olup ödemeyi yapmış ve onun haklarına halef olmuşsa ve devamında sigortaya yapılan ödeme de mirasbırakan adına mirasçılar tarafından yapılan ödeme olup, artık yapılan ödemenin davalıdan tahsili istemi de kiraya veren ———- dava dışı sigortalıya yahut somut davada olduğu gibi dava dışı şirketin sigortacısına bu davayı hangi mahkemede açacaksa davacı ——- mirasçılarının da o mahkemede davayı açması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 4/I-a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, —- tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bunun yanında görev hususu HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, HMK’nın 115. maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, dava dışı sigortalı şirket ile davacıların miras bırakanı ——— arasında kira sözleşmesi bulunduğu, yangın hususuna ilişkin uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu, dolayısıyla ödenen paranın geri iadesi isteminde de yine Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, nitekim —- da davalarda yargılamanın temel ilişkiye göre yapılacağı,————– düzenlenen sigorta poliçesinin özel nitelikte olup mutlak ticari dava olarak da nitelendirilemeyeceği, davada mahkememiz görevli olmayıp uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli —- Sulh Hukuk Mahkemesi’ne Gönderilmesine,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/07/2020