Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/519 E. 2021/1028 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/519 Esas
KARAR NO: 2021/1028
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, —– aralarında—– yapmış olduğunu, bu —- karşılığında almış olduğu mal ve hizmet karşılığında bedelini ödeyeceğini taahhüt etmiş olduğunu, —- gereği alınan mal ve hizmetler karşılığında, — numaralı müşteri çeki, müvekkil şirket yetkilisince ciro edilerek— yetkilisine verilmiş olduğunu, çeki tahsil edemeyen şirket — takibini başlamış olduğunu, müvekkili şirketin bu durumu öğrenir öğrenmez, ticari ilişki içerisinde olduğu —- irtibata geçmiş olduğunu, yapılan görüşme sonrası müvekkili şirket ile —- arasında ekte de sundukları çek teslim belgesi imzalanmış olduğunu, dilekçede detayları yazılı çeklerin çek teslim belgesi ile imza altına alınarak —– teslim edilmiş olduğunu, yazılı çeklerin zamanında ödenmiş olduğunu, banka dekontlarını ekte ibraz ettiklerini, yapılan ödemelere rağmen ve çek teslim belgesinde yazı ile hüküm altına alınmasına rağmen —- çek teslim edilmemiş olduğunu, müvekkili şirketin ekte sunulu çek teslim belgesinde yazılı çekleri gününde ödemiş olduğunu, takip alacaklısının yenileme suretiyle sona eren—- tahsil etmesine rağmen dosyayı derdest bırakmış olduğunu,—-no.lu takip dosyasının, dairelerin birleştirilmesi sebebiyle —-ettirilmiş olduğunu, takip alacaklısının kötü niyetli olarak, müvekkili şirketçe ödenen çekleri göz ardı ederek, takibe devam etmiş olduğunu, müvekkili şirketin — —— tarihli birinci haciz ihbarnamesi göndermiş ve bunun sonucunda — mevduatına bloke işlemi uygulanmış olduğunu, müvekkili şirketin banka hesaplarına uygulanan bloke sonrasında—–beraber takip dosyasının kapatılmış olduğunu, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak ——miktara ilişkin dava, şikayet ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalması kaydıyla, hesap kalemlerinin içerisinde yer alan kanuna aykırı olarak ciranta olan müvekkil şirketten tahsil edilen — çek tazminatının geri iadesi maksadıyla—- tarihinde tebliğ olunan ödeme emrine, — tarihinde davalı şirket vekilince itiraz edilmiş olduğunu belirterek;—— itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı firma arasında —-akdedilmiş olduğunu ve davacının, müvekkili firmadan —- başlamış olduğunu, davacının almış oluğu ürün bedelleri karşılığında müvekkil firmaya vermiş olduğu —– çekin müvekkili firma tarafından bankaya ibraz edilmiş olduğunu ve karşılığı olmadığının ortaya çıkmış olduğunu, müvekkili firma tarafından bahse konu —-tarihinde takip başlatılmış olduğunu, —– dosya numarasını almış olduğunu, davacı tarafın icra dosyasına hiç bir şekilde ödeme yapmamış olduğunu, davacının icra takibinden yaklaşık—– sonra ayrıntısı dilekçede belirtilen sıralı çekleri müvekkiline vererek, sadece ana para yönünden taksitler şeklinde ödemede bulunmuş olduğunu, takibe konu çekin süresinde ödenmemesinden kaynaklı işlemiş faiz, çek tazminatı, yargılama giderleri ve masraflar ile vekalet ücreti yönünden herhangi bir ödemede bulunmamış olduğunu, toplamda —- bedelli çek ödemesi yapılarak sadece icra takibine konu çekin anapara bedelinin ödenmiş olduğunu, Yapılan bu ödemelerin müvekkili firma tarafından devam eden icra dosyasına haricen tahsil olarak bildirilmiş olduğunu ve icra müdürlüğü tarafından takip miktarından düşürülmüş olduğunu ve yeni kapak hesabı oluşturulmuş olduğunu, davacı tarafın —- sayılı dosyasındaki borcun ödendiği, alacaklı —- firmasının haksız olarak takibe devam ettiği ve borcun yenilendiği iddiası ile takibin taliki veya iptali talepli dava ikame etmiş olduğunu, yargılamayı yapan —– ilamı ile davacı tarafın asılsız iddialara dayalı davasının reddine karar vermiş olduğunu, bahse konu kararın — tarihinde kesinleşmiş olduğunu, bu nedenle davacı tarafın —- fazla para tahsil edildiği iddiası asılsız olduğunu, davacı taraf iddia ettiği —- ile tarafların borcu yenilediğini iddia etmiş ise de; böyle bir durumun söz konusu olmadığını, çünkü müvekkili firmanın cari borç karşılığında verilen çekin karşılıksız çıkması üzerine bahse konu çeki icra takibine konu etmiş olduğunu çekin icra takibine konu edilmesi sonrasında davacı tarafın icra dosyasına ödeme yapmayarak yaklaşık —– sonra sadece ana para miktarına denk gelecek şekilde vadeli ve sıralı çekler vererek, ana para borcunu ödemiş olduğunu, müvekkili firma tarafından, takibe konu çek ile ilgili işlemiş yasal faiz, çek tazminatı, masraf ve vekalet ücreti yönünden davacı firma tarafından herhangi bir ödemede bulunulmaması nedeniyle icra dosyasındaki işlemlere, ödemede bulunulmayan miktar üzerinden takibe devam edilmiş olduğunu, davacı tarafın şirket yetkilisi olmayan kişilere ait ve sonradan düzenlenen belgeleri sunarak, borç yenileme sözleşmesi yapıldığını ve borcun ödendiğini asılsız olarak iddia etmiş olduğunu, —– ilamında da benzer iddiaların asılsız olması nedeniyle şikayetinin reddine karar vermiş olduğunu, bahse konu kararın —- tarihinde de kesinleşmiş olduğu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız yere ödendiği iddia olunan çek tazminatı bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, — takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı şirket, borçlusunun davalı şirket olduğu; takibin —-fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde —- tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve davanın —- tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile toplanan deliler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede; taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, davacının mal alımı karşılığında davalı tarafa—– bedelli çeki verdiği, çekin tahsil edilmemesi üzerine davalı tarafından—– sayılı dosyasında takibe konulduğu , akabinde taraflar arasında yeniden görüşmeler yapıldığı ve davacı tarafından davalı tarafa —adet ve toplam bedeli —-olan çek ile ödeme yapıldığı hususları ihtilafsızdır. Davacı taraf —- dosyasına konu borcun sonradan verilen ve tahsil edilen—-adet çek ile ödenmesine rağmen davalı tarafından takip dosyasının derdest bırakıldığını, haciz baskısı altında dosya borcu olan — ödeme yapılarak dosyanın kapatıldığını ancak bu ödemenin içerisinde — tazminatı bedeli olan—–olduğunu ve çek tazminatından davacı şirketin sorumlu olmaması dolasıyla geri iadesi için takip başlattıklarını iddia etmekte; davalı taraf ise yetki ve davanın niteliğinin istirdat davası olmasından dolayı hak düşürücü süre itirazında bulunmakta, esas yönden ise davacının —— adet çek ile yaptığı ödemenin yalnızca anaparaya ilişkin olduğunu, haricen ödemeyi icra müdürlüğüne bildirildiğini kapak hesabı yapıldığını ancak icra dosyasındaki ferilerin ödenmemesi dolasıyla feriler yönünden takibe devam edildiğini, davacının aval veren konumunda olup çek tazminatından sorumlu olduğunu savunmuştur. Öncelikle dava itirazın iptali davası olarak açılmış ise İcra İflas Kanunu’nun  72/7.maddesinde takibe itiraz etmeyen veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği bildirilmiştir. Somut olayda da, davacı borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını iddia ederek davalı aleyhine takip başlatmış olup dava esasen hukuki niteliği itibariyle İcra İflas Kanunu’nun 72/7.maddesi uyarınca istirdat davası niteliğindedir. ——- Her ne kadar davalı vekili tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine ve cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine; taraflar arasında imzalanan —– yer alan yetki sözleşmesi ve alacağın kaynağının —— dosyası olduğu dolasıyla yetki itirazında bulunulmuş ise de davanın niteliği gereği uyuşmazlığın taraflar arasındaki yetki şartının düzenlendiği bayilik sözleşmesinden kaynaklanmadığı, az yukarıda açıklandığı üzere ödenen paranın iadesi için açılan istirdat davası olduğu, anılan yasanın —- belirtildiği üzere yetkili mahkemenin takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, davalının yerleşim yerinin —- olup gerek icra müdürlüğü gerekse mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir. —- yıllık hak düşürücü süre yönünden yapılan incelemede ise davacının ödemeyi —- tarihinde yaptığı icra dosyasından anlaşılmakla, gerek takip tarihi olan—–yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmakla hak düşürücü süreye yönelik davalı tarafın itirazı yerinde görülmemiştir. Esasa ilişkin yapılan incelemede ise istirdat istemine konu bedel çek tazminatı istemine ilişkin olup,—– sayılı ilamında belirtildiği üzere muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduktan başka hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder. Çeki keşide eden kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresi içerisinde muhatap banka nezdinde bulundurması zorunludur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 818/1. maddesinin (g) bendi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 702/1. maddesi gereğince aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. Bu itibarla keşideci ve keşideci lehine aval veren dışında cirantaların çek tazminatından sorumlu olmayacağı açıktır. Mahkememizce bankadan önlü arkalı görüntüsü celp edilen çekin incelenmesinde keşidecisinin dava dışı ———olduğu, davacının çekte lehtardan sonra gelen ilk ciranta , davalının ise son ciranta olarak yer aldığı görülmekle, davacı şirketin keşideci ve lehine aval veren konumunda olmayıp ciranta konumunda olmasından dolayı çek tazminatından sorumlu olmayacağı anlaşılmakla, açılan davanın kabulü ile , davalının —- yapmış olduğu itirazın iptali takibin —– asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına, hükmedilen —- asıl alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
-Davalının—– asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına,
2-Hükmedilen —–asıl alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 853,87-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 150,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 702,90-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 150,97-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 70,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 114,4 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca —– tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2021