Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/517 E. 2019/1320 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/517 Esas
KARAR NO : 2019/1320

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmaların sahibi ve hissedarları aynı olup imza yetkilide aynı bulunduğunu, söz konusu şirketin —– ticari faaliyet gösterdiğini, her iki şirketin —– yıllarına ilişkin yevmiye, kebir defteri ve envanter defterlerinin bulunamadığını ve zayi olduğunu, söz konusu defterlerin şirket işleyişi ve düzenini arşiv bütünlüğünün korunması için zayi kararı alınmasını talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, TTK 82/7 maddesi uyarınca açılan ticari defter ve belgelerin zayi olduğunun tespiti ve belge verilmesi istemine ilişkindir.
TTK.m.82/7 uyarınca; tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet nedeniyle ziyanı halinde, ziyanın öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede zayi belgesi istenmesi mümkündür.
Tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler (tacir tüzel kişi ise); yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteridir.
TTK’nın 82/7 maddesine göre zayi belgesi verilebilmesi için bu maddede belirtilenler gibi olağanüstü hallerden ve önlenemez nedenlerden birinin olmasının yanında tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve kayıtlarını özenle muhafaza etmesi, basiretli bir tacir olmanın gerektirdiği özeni göstererek defter ve belgelerini saklaması ve zayi olmaması için üzerine düşen bütün yükümlülükleri özen ile yerine getirmesi gerekmektedir.
Madde içeriği dikkate alındığında özellikle bir tabi afet veya hırsızlık gibi kişinin iradesi dışında bir olay nedeniyle defterlerin zayi olması ve bunun talepte bulunan tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Davacı bir tabi afet olduğu iddiasını ya da açıkça hırsızlık olduğu iddiasını ileri sürmemiştir. Defterlerin şirket arşivlerinde kaybolduğu ve bulunamadığı iddiasında bulunmuştur.Eski Ticaret Kanunu m. 68(1) de, tacirin defterleri ve belgeleri için saklama yükümlülüğü 10 yıl için, yeni TTK’nın 82 (1)-a-son cümlesinde aynı saklama yükümlülüğü emredici olarak, 82(5) hükmüne göre de maddenin a ve d bendinde belirtilen belgelerin saklama yükümlülüğü 10 yıl olarak belirtilmiştir. Yine eski ve yeni TTK’da tacirin basiretli davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. 2008 yılında yürürlükte olan TTK m. 68 /son fıkrasında “tadadî” olarak, tacirin zayi belgesi alma olanağı ve şartlarına yer verilmektedir. Buna göre, a) bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve kağıtlarla ilgili talep söz konusu olmalı, b) zayi, yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir sebeple vuku bulmalı, c) kanuni 10 yıllık saklama mükellefiyeti içinde zayi gerçekleşmeli, d) tacir, ziyaı öğrendikten sonra 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer mahkemesinden talepte bulunmalıdır. Yeni TTK, m. 82 (7) hükmü ile eski hükme tamamen uyan düzenleme öngörerek bu uygulamaya devam etmiştir. TTK m. 82(7) hükmünde de tadadî sayım olup, bu durum, davacı lehine bir düzenleme olmakla beraber, somut dava ve talebin incelenmesinde, davacı tarafından, kanunda sayılan yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afete eşdeğer veya benzer etkiye sahip bir olayın vuku bulduğunun iddia edilmediği, bu itibarla kanunda aranan bu şartın tadadî de olsa yerine gelmiş sayılamayacağı, tacirin basiretli bir iş adamı gibi davranmaması ve ihmalinden kaynaklı zayi olma durumunun mevcut olduğu ve bu hususun TTK’ya göre zayi belgesi verilmesi için yeterli sebep sayılamayacağı, (Yargıtay —–. HD. ——–,Yargıtay ——. HD. —– ) dikkate alınarak, açıklanan gerekçelerle hukuken yerinde görülmeyen talebin reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar harcının peşin alınması nedeniyle tekrar alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
İlişkin olarak davacılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı